İ𝒛 / 𝟖

639 47 15
                                    

"Keşke sende gelebilseydin."
Dudağımı büzüp söylendiğimde Eren ekrana gülümseyerek baktı ve cevap verdi.

"İşler yoğun olmasa biliyorsun. Asla kaçırmazdım bu tatili."

"Bilmez miyim içindeki Bodrum sevdasını?"
İmalı bir şekilde söylediklerime sırıtarak göz kırptı. Ardından dalga geçercesine konuştu.

"Ezgi napıyor? Bayılmadı mı hâlâ?"

Ekranı yan tarafımda oturan Ezgi'ye çevirdiğimde gözlerini kapatmış kısık sesle bir şeyler fısıldıyordu. Eren ile kaşlarımızı çatarak onu izlediğimiz anda telefonla birlikte yaklaştım ve söylediklerine dikkat kesildim.

"Elhamdülillahirabbilalemin errahmanirrahim malikiyavmiddin ihtinassıratelleziyne enamte kulhuvallahuahad allahussalatü vela la ilahe illa hu."

Duası bittiği an Eren telefonda sesli bir şekilde kahkaha atmaya başlayınca bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

"Ne gülüyorsun be?"
Ezgi telefonu elimden alıp Eren'e atar yaparken biz hâlâ gülmeye devam ediyorduk. Çarpılmamız an meselesiydi.

"Kızım o hangi dua? Uçağın düşmeyeceği varsa da düşer senin yüzünden."

Eren'in söylediğine tekrar gülerken Ezgi kızgın bir şekilde bana döndü ve susmam için kolumu dürttü. Kafamı cam tarafına çevirip gülmeye devam ettim.

"Tövbe de salak. Korkudan ne okuduğumu biliyor muyum ben?"

"Ya neyden korkuyorsun? Hem İzem'de yanında rahat olsana."

"O benden çok farklı sanki, sabahtan beri avuç içlerini deşip duruyor."

Cümlesi bittiğinde elini elimin üzerine koydu ve avcumu açtı. İkimizinde bakışları oraya düşerken çizik çizik kızarıkların oluştuğunu görmemle gülümsemem soldu ve ufak bir küfür savurdum.

"Siktir."

Ezgi bana kızgın bir bakış attıktan sonra telefonu elime tutuşturdu ardından koltuğunun masasında duran çantasına uzandı.

"Eren kapatıyorum ben şimdi, uçak kalkar birazdan."

"Tamam güzelim dikkat edin kendinize. Haber vermeyi unutmayın."

"Tamam öpüyorum seni."
Elimle ekrana öpücük atıp aramayı sonlandırdığımda telefonumu uçak mooduna alıp kapattım.

"İzem şunu sür avcuna, iyi gelir."
Uzattığı kremi aldım ve kapağını açıp kızaran çiziklerin üzerine sürmeye başladım. Allahtan acıtacak kadar derin çizmemiştim.

"Acıyor mu?"
Ezgi'nin endişeyle konuşmasına tebessüm ettim ve kafamı iki yana sallarken mırıldandım.

"Hayır acımıyor, alışkanlık işte farkında olmadan yapıyorum."

Kremi iyice avuç içime yedirdikten sonra Ezgi elimden aldı ve kapağını kapatıp çantasını atarken konuştu.

"Sen yine de dikkat etmeye çalış."
Söylediğine başımı salladığımda koltuğundan iyice bana sokuldu ve başını omzuma koydu.

İltimas / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin