...
Her ülkenin kendine göre belirlediği yasa ve kurallar vardır. Bu yasa ve kurallara uymayanlar ise "Suçlu" olarak anılır. Ve bu suçluları yakalayıp cezalandırılması istenilmektedir. İnsanlar ise ceza almamak için kurallara uyarlar. Çünkü kimi ülkeye göre cezalar oldukça ağır ve dayanılmazdır.
Hyunjin ise her zaman suçluydu herkesin gözünde. Onca binaları patlatıp büyük yangınlara yol açan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan, insanların canını alan hasta bir katildi halka göre. İşlediği suçları haklı bulan bir tarafta vardı elbette. Onlar doğruları bilen bir kesimdi.
Komiser Seo Changbin suçluları yakalayıp cezasını kesmek için görevlendirilmişti. Hyunjin'i yakalamak için görevlendirilmişti bir zamanlar. O zamanlar onun için sadece alacağı para önemliydi. Bu yüzden ona verilen görevi kabul etmişti. Çok umursadığı bir görev değildi onun için. O her zaman kendini alanında uzman bir polis olarak görürdü.
Taa ki belli bir zamana kadar.
Sol kulağının işitme kaybı yaşamasıyla herşey yeniden başlıyordu.
İntikamını alana kadar pes etmeyecekti.
5 yıl önce
Komiser Seo Changbin hapishaneye gülerek giriyordu.
Uzun süredir üzerinde çalıştığı "Hasta Katil" davasını kazanmıştı. Ve şimdi hapse attırdığı katilin yanına gidiyordu.
Şuana kadar bir çok olacak suça mâni olmuştu. Örneğin patlayacak binalar, silah kaçakçılığı, suçüstü basılan mekanlar gibi. Bunların hepsi Hwang Hyunjin'e aitti.
En son Hwang Hyunjin'i adam öldürmeye teşebbüsten dolayı tutuklamıştı.
Günlerce mahkemeler sürdü ve en sonunda Hyunjin'i hapse artırmıştı. Günlerce ceza olarak çeşitli işkenceler görüyordu. Haykırışları, kahkahaları hapishaneyi inletiyordu çoğu zaman.
Ama gülümsemesinden asla vazgeçmiyordu. Bu da karşısındakilerin sinirlerini bozuyordu.
Ve şimdi yanına gidiyordu komiser. Bir takım cezaları kendisi yapmak için can atıyordu. Hapishane koridorunun en sonundaki işkence odasına geldiğinde sonuna kadar açık olan demir kapıdan içeri girmişti. Demir sandalyede ayakları zincirli elleri arkadan kelepçelenmiş katil tam karşısındaydı. Günlerce uykusuz kaldığı gözaltı torbalarından belli oluyordu.
Komiser kenardan bir demir sandalye çekip katilin tam karşısına ters bir şekilde koymuş ve oturmuştu. Kollarını sandalyenin sırt kısmına yaslayıp çenesini de koluna yaslamıştı.
"Kimse kurtaramadı mı seni?" Dudak büzerek alayla söylemişti. "Ne kadar da yazık... O kadar çok avukat çabalıyordu oysaki senin için." Hala alay ediyordu.
Küçük bir kıkırdama işittiğinde yerinde doğrulmuştu. "Hemen heveslenme... Bi bakmışsın yer değiştirmişiz. O zamanda böyle alay edebilecek misin?"
"Sana Hasta Katil dediklerinde çok ciddiye almamıştım. Kafanda neler kurdun iki dakika da." Kıkırdayıp tedirginliğini birazda olsa üstünden atmak istemişti.
"Kafamda kurduğum doğrudur..." Duraksadı komiserin vereceği tepkileri izliyordu. Komiserin iliklerine kadar korktuğunu biliyordu. "Ama onu gerçekleştirmeden sıradaki kurguya geçmem komiser."
Komiser yan bir sırıtışla alkışlayarak yerinden kalkmıştı. Alkışlamayı bırakıp ciddileşmişti. "Bu mükemmel bir sözdü. Çok ciddiyim." Karşısındaki katil kahkaha attığında istemsizce bir adım geriye gitmişti. Bu adama güvenmiyordu, kendine yediremesede içten içe ölesiye korkuyordu. Arkasını dönüp masadaki işkence malzemelerine göz gezdirmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cheers | Hyunlix +18
FanfictionDünyaca ünlü bir kumarbaz, Hwang Hyunjin ve o kumarbazın sevgilisi Lee Felix. ... !+18! !Elements that disrupt psychology!