4- Tanışma ve Karar

88 23 16
                                    

selammm!!!
yeni bölüm sizlerlee🤍 yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum. hatalarım varsa affola, umarım beğenirsiniz bölümü😭🤍 keyifli okumalarr~~
****








"Size bu evliliğin bir tutsaklık olmadığını, ikimizin de kaçış yolu olacağını söylersem bana inanır mısınız?" Son iki gündür kafamın içinde duyabildiğim tek şey buydu. Tüm sesler susmuştu; kendimi, hatta başkalarını bile duyamıyordum. Yalnızca Minho'nun söylediği, ardında bir planı olduğuna beni inandırdığı cümlesi kurcalıyordu aklımı. Kendimi ona inanmak isterken buluyordum. Ya da kaçış yolunu başka türlü bulamadığım için ona inanmak tek seçeneğimdi.

Düşünüyordum. Gece uykularım yok denecek kadar azalmıştı. Bazen yüzüm avucumda camdan dışarıyı izlerken uyuyakalıyordum. Birkaç dakikanın ardından dengemi kaybettiğimdeyse yeniden uyanıyordum. Rahibe hâlâ ortalarda yoktu; onunla konuşmamam için özellikle kaçtığını düşünmeye başlamıştım. Ne de olsa onu bulduğum yerde soru yağmuruna tutacağımı, Minho ile iyi anlaşmam sonucunda sözünü verdiği cevapları almak için üzerine gideceğimi biliyordu. Ne tesadüf ki Minho ile ilk görüşmemizin olduğu gün, onu son gördüğüm gündü. Öte yandan Orman'a gitmek zorlaşmıştı. Yeterince enerjim olmadığından mı yoksa Rahibe'nin yokluğunun Orman'ın enerjisini etkilediğinden mi bilmiyordum. Bir şekilde gözlerimi kapatıp oraya ulaşmayı her denediğimde ya şiddetli bir baş ağrısıyla vazgeçiyor ya da oraya vardığımda kopan fırtınadan gözümü açamıyordum. Babam beni haftalık görüşmelerine çağırmayı da bırakmıştı. Onun için seçtiğim omegalardan birini de kapıdan çevirdiğini biliyordum. Benimle ilgili hiçbir şey dikkatini çekmiyordu.

Hâl böyle olunca Minho'nun söylediklerini düşünmek için her zamankinden daha fazla vaktim vardı. Her bir cümleyi, her bakışı ve her mimiği sayısız kere zihnimde döndürmekten kısacık uykularımda bile onu görmeye başlamıştım. Bazılarında beni alevler içinde yanan saraydan çekip çıkarıyor, bazılarında hiç görmediğim kurdu bir silüet olup bana saldırıyordu. Bir keresinde de onu babamın tahtının, çok yakında benim olacak tahtın, üzerinde kanlar içinde yatarken görmüştüm. Saray Münnecimi Yongbok'a gördüğüm rüyaları yorumlatmak istesem de bir süredir onunda saraydaki yokluğu açıktı. Sanki biri kasten beni yalnız bırakmak istiyordu.

Her şeyin üstüne bir de yakın zamanda başlaması gereken sahte kızgınlık dönemim vardı. Bir omeganın en belirleyici özelliği girdiği kızgınlık dönemleri ve o dönemlerdeki tavırlarıydı. Beta olduğumu gizlemek için on beş yaşımdan beri, her üç ayda bir, çoğunlukla mevsimlerin döndüğü dönemlerde sahte bir kızgınlık dönemi organize ediyordum. Bunu nasıl yapmam gerektiğini Rahibe öğretmişti. Genellikle sarayın herkesten uzak bir köşesinde bulunan, babamın benim için yaptırdığı ufak daireme geçiyordum. Bu hissi gerçekten yaşamadığım ve birinin partnerliğine de ihtiyaç duymadığımdan beş gün boyunca sıkılmak dışında bir anlam ifade etmiyordu. Genelde kütüphaneden temin ettiğim kitapları okuyor, meditasyon yapıyor, bazen de resim çiziyordum. Bu süreçte Orman'da daha fazla vakit geçirmeye ve etrafı dolaşmaya özen gösteriyordum. Rahibe'nin Orman'ında yeni şeyler görmek sıkıcı günlerimi az da olsa neşelendiriyordu.   Hesaplamalarıma göre iki gün içinde başlayacak olan kızgınlık dönemi için hizmetimdeki betalar ve omegalar hazırlanmaya başlamışlardı. Hiçbiri neden bir partnerim olmadığını sorgulamıyordu; hepsine bu dönemi yalnız geçirmekten hoşlandığım bilgisi verilmişti. Fakat evliliğe az kalmıştı ve o günden sonra sözde kızgınlık dönemlerimin hepsini eşim ile geçirmek zorunda kalacaktım. Düşününce Minho'yla beş gün boyunca aynı odada kapalı kalmayı hayal bile edemiyordum.

Garip biriydi. Bence onu en iyi tanımlamanın yolu buydu. İnsanları anlamak konusunda başarılı olmama rağmen onun ne düşündüğünü asla anlayamadığım için bulabildiğim en uygun sıfatın bu olduğuna inanıyordum. Belki de kardeşlerin en küçüğü olduğundan, belki de böylesine politik bir evliliğe uygun görülmüş olduğundan duygularını saklamak konusunda çok başarılıydı. Bu evliliği gerçekten istiyormuş gibi davranırken bir yandan da onun da seçme şansı olmadığını söyleyerek kafamı karıştırıyordu. Üstelik benden, yakında kral tahtına oturacak kişiden ona güvenmesini istiyordu. "Size bu evliliğin bir tutsaklık olmadığını, ikimizin de kaçış yolu olacağını söylersem bana inanır mısınız?" derken kendine olan güveni beni bile ikna edecek seviyedeydi. Öyle ki geceleri uykusuz geçirerek söylediği bu cümlenin anlamını düşünüyordum.

kan yemini | hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin