yaz sonu müzikali

1. bölüm: "şeytani ve güzel"

merhaba! yeni kurguma hoşgeldin. kısaca sana kurgudan bahsetmek istiyorum. daha çok gençlik hikayesi gibi düşündüğüm, asi ve alaz'ın tutkulu ve gel gitli ilişkisini okuyacağımız bir hikaye olacak. bölüm sonu açıklamasını mutlaka okuyun...

❄️

üzerimde bedenimi ikinci bir deri gibi sarmış eflatun elbiseyi ayna karşısında tekrar düzelttim. göl kenarındaki evimizin bahçesinde düzenlediğim parti, yeni dönem başlamadan önce yakın çevrem için bir kaynaşma organizasyonuydu.

daha doğrusu kılıfına uydurulmaya çalışılan bir yasaklar partisi.

küçük el çantamdan çıkardığım rujumu dudaklarımın üzerinde hafifçe gezdirip çantama geri attım. aynada kendimle göz göze geldiğimde içten olmayan ve yapmacık bir gülümseme asıldı yüzüme.

her zaman gülümse. insanlar üzerindeki pahalı parçalar kadar eşsiz gülümsemeni de konuşsun.

ben asi.

annemi çok küçük yaşta kaybettikten sonra babaannem ve dedemle yaşamaya başlamıştım. bu kızın babası nerede? dediğinizi duyar gibiyim. merak etmeyin, o kısmı size büyük bir keyifle anlatacağım.

dedem ve babaannem hayatınızda görebileceğiniz en katı, en otoriter insanlardı. 'ne olduğunla, ne yaptığınla değil...sadece adından sonra gelen isimle ilgileniyorum.' derdi dedem. tek torun olduğum için beni prensesler gibi şımartarak büyütmüş olmaları ayrı dursun, soyadlarını bir miras gibi taşımam için gereken baskıyı her zaman ensemde hissederdim.

erkek olarak doğmadığım için özür dilerim dede ama elinde sadece oğlunun istemediği bu şımarık kız çocuğu var.

evet...geldik hikayemdeki baş kahramanlardan birisine, yani babama. annemin kaybından sonra kendini alkole, kumara ve çeşitli maddelere vuran babam bundan 4 sene önce beni terk etmiş, yeni ailesiyle evcilik oynamaya başlamıştı.

benimle asla görüşmüyordu, dedem sayesinde kazandığı paraları yeni eşi ve üvey çocuğu ile beraber harcarken yüzü de kızarmıyordu.

halimden memnundum. karışan, hesap soran, kısıtlayan kimsenin olmaması benim gibi bir kız için mükemmel bir şanstı. onların soyuna yakışmayacak şeyler yapmadığım sürece cebimdeki para da eksilmezdi.

dedemin sahibi olduğu üniversitede güzel sanatlar fakültesi son sınıf öğrencisiydim. başka bir üniversitede okuyacağımı düşünmediniz değil mi? her şeyi yapmakta özgürüm ama zincirlerim her zaman birinin elinde.

banyonun camından bahçeye doğru baktığımda arkadaş grubumu iskelede eğlenirken gördüm. çocukluk arkadaşım rüya, elinde tuttuğu votka şişesini bayrak gibi sallıyor ve kahkahalar atarak yerde kusmaya çalışan cesur'un etrafında dans ediyordu.

erkek arkadaşım emre ise yerdeki minderlere genişçe yayılmış, elinde tuttuğu telefona gülerek bakıyordu. banyonun kapısı gürültüyle açıldığında irkildim ve arkama döndüm. mühendislik fakültesinden tanıdığım caner, kucağında sınıf arkadaşım aleynayla öpüşerek içeri girdiğinde beni fark etmemişti.

caner kapıyı ayağıyla kapattı, aleyna onun kucağına tırmandı. caner beni fark ettiğinde klozete oturmuş ve aleyna'yı kucağına çekmişti bile. "asi hanım da buradaymış..." dili dolanıyordu. kollarını kızın beline sarıp kendine bastırdığında yüzümü buruşturdum. "bize katılmak istersen hayır demem."

aleyna kıkırdayarak yüzünü caner'in boynuna gömdüğünde gözlerimi devirip banyodan çıktım. rüya'ya yeni dönem başlamadan önce yakın çevremle beraber göl evinde bir parti yapacağımı söylediğimde davetlileri ayarlama işini teklif etmişti. itiraz etmediğim için şu an bir kez daha pişman olmuştum çünkü az önce de gördüğüm üzere gelmemesi gereken tüm gerizekalı tipler şu an evimdeydi.