love of the full moon- tk✔️

11.Bölüm- Kırmızı ve Mavinin Buluşması

Merhaba,

Yeni bölümle geldim.

Bunlarda bebeklerim ama ya üf!

Hadi size iyi eğlenceler.

Keyifli okumalar dilerim...

---

Jeon Jungkook'tan---

Alfa ile bahçede otururken üşüdüğümü söylediğim için beni kucağında salona taşıyıp koltuğa bıraktı. Üstümü örttükten sonra anlımı öptü.

"Mutfağı temizleyip duş alıcam güzelim." Kafamı olumlu salladığımda yanağımı hafifçe dişleyerek mutfağa geçti. 

Ben üzerimde ki örtüye sarılırken televizyondan prens dizinisi açtım. Prens olsam böyle olurdum muhtemelen... Gözlerim yavaş yavaş kapanırken artık engel olamadım ve kapattım gözlerimi. Alfamın feromonları etrafımı sararken uyumamam imkansızdı. 

Yattığım yerden havalandığımı hissederken alfamın yoğum odunsu feromonlarını da hissettim. Kollarımı boynuna dolarken gözlerimi hafifçe açtığımda göz göze geldik.

"Uyu bebeğim, yatağa taşırım seni." Kollarımı iyice boynuna dolayıp omzuna yaslandım.

"Odana götür beni. Seninle uyumak istiyorum." Anlımı öpüp kokumu içime çekti;

"Teşekkür ederim bebeğim." Mırıltılar çıkarırken onun kokusunu içime çekerek uykuya daldım tekrar. 

Gördüğüm ıslak rüyayla beraber uyanırken havanın karanlık olduğunu fark ettim. Perde açıktı, koyu gökyüzünü görebiliyordum. Şu an banyoya gidip gidip kendime dokunmam lazımdı ama Taehyung'un kolları belime çok sıkı sarılmıştı. En sonunda oflayarak omzunu dürtmeye başladım.

"Ya Taehyung." Mızmız sesimler beraber gözlerini araladı; "Çek kollarını ya." Kaşları çatılırken daha çok kendine çekti kırmızı gözleriyle.

"Ne oldu bebeğim?" 

"Banyoya gitmem lazım bırak." Biraz daha kendine çektiğinde ikimizinde sertliği birbirine temas etti ve zaten hassasken inlememi tutamadım. Kırmızı gözleriyle gözlerime bakarken burnu burnuma sürtmesiyle kurdumu daha fazla tutamadım ve kırmızı gözlerinden parlayan mavi gözlerime baktım.

"Omegam bana izin vermez mi?" 

"Omeganın insanı vermiyor." Kurdum beni şikayet ederken tüm kontrol tamamen ondaydı. Alfa burnunu burnumu sürterken ikimizinde feromonları arttı; hırıltı sesi yükseldi.

"Jungkook'a bırak omegam." Beni asla dinlemeyen huysuz omegam kontrolü bana bıraktığında ne yapacağımı bilemediğim için sadece alfanın kırmızı gözlerine baktım.

"Kırmızı gözlerim mavi gözlerinde buluştu omegam ama senin iznin olmadan sana dokunmam." 

"Ben hallede-"

"Elbette ki halledebilirsin bebeğim, biliyorum ama ben senin eşinim güzel omegam. Kendini bana bırak." Tepki vermemi beklemeden sırtını yatakla buluşturdu, dudaklarımızı birleştirirken iki elide tişörtümden içeri sızarak karnımı, belimi ve göğsümü okşuyordu. Dudaklarımı dudakları ile kanatmak ister gibi sertçe öperken ağızının içene doğru inledim kendimi tutamayarak. 

Nefessiz kaldığımda omuzlarına ne ara geldiğini bilmediğim ellerimi sıkılaştırdım. Ne demek istediğimi anlamış olacak ki ıslak sesle dudaklarımdan ayrıldı ama tenimden ayrılmadı. Dudaklarımın kenarlarından çeneme ve boynuma geldi oradan. Boynuma hırlayarak izlerini bırakırken artık bacaklarımın arası acıyordu. Gözümden yaş akarken hıçkırdığımda kafasını hemen boynumdan ayırıp yüzüme getirdi. Gözleri kırmızıdan kahvelerine dönerken endişeyle yerinde dikleşir ellerini göğsümden çekerek yanaklarıma getirdi.