Arda
"Arda yavaş yürüsene be oğlum" diyen Semih'in sesiyle adımlarını yavaşlattım.
Şu an tek istediğim şey şu terli kıyafetlerimden kurtulup duşa girmekti.
Benim yavaşlattığım ,onun hızlandırdığı adımlarla yan yana yürümeye başladık.
Ağzını açmaması için dua ediyordum.Sırf takımdaki diğerleriyle özel sohbete girmemek için antrenman süremi uzatmış ,daha fazla çalışmıştım.
Lakin Semih bunu fark edip benimle birlikte kalmıştı.
"Eeee ne olduğunu anlatamayacak mısın?"Birilerine bunlardan bahsetmek,duygularımı olanları anlatmayı o kadar isterdim ki ama isteğimin gerçekleşmesi ,isteğimle doğru orantıda imkansızdı."Ne ee" diye hislerimden bağımısız cevabımla birlikte ,ciddi misin der gibi bir bakışla yüzüme baktı.
"Ciddi misin abi ya! Dün yemekte birden masadan kalktın.Bu sabah kahvaltıya bile inmedin.Antremanı bile o kadar bizden, çevreden soyutlanmış bir şekilde yaptın ki o performansına rağmen varlığından şüphelendik .Bir tek ben değil seni takımda iyi kötü tanıyan herkes farkında.İlginç bir şekilde Kenanla birbirinizin yüzüne bile bakmıyorsunuz u18 de oynarken gayet samimiydiniz de .Ferdi abi seninle konuşmak istedi ama Türkçesine pek güvenemedi,İspanyada falan bir şey mi oldu da söylemiyor-""Semih ben cidden iyiyim,kendi yorgunluğumu ister istemez böyle yansıtıyorum ,yanlış bir şekilde.Herhangi bir olay olduğundan falan değil" söylediklerime inanmak ister gibi yüzüme bakıyordu ama yüzünde kendini kandırmaya ne kadar çalışsada bunu başaramadığını görüyordum.
Yüzüme içten bir gülümsemeyle bakıp "Peki sen öyle diyorsan.Umarım doğrudur.Takımın sana ihtiyacı var.Eğer ki konuşmak istersen beni nerde bulacağını biliyorsun" diyerek uzaklaştı.
Duygularımı ve davranışlarımı kontrol etmem lazım ki bunu bugün iyi kötü yapabilmiştim.Kenan varken ,Kenan oradayken onunla bu durumdayken, bırak antremanı doğru düzgün solunum bile yapamıyordum.Diğerlerinden neredeyse bağımsız bir şekilde çalışabilmem beni de şaşırtmıştı.Onun ne halde olduğuna bakmadım bile.Kendime bu irade kontrolü konusunda tebrik ediyordum ama bunu ne kadar sürdürebilirdim hiç bilmiyordum.Şu an bile onu görmek,nasıl olduğuna bakmak için yanıp tutuşuyordum.Nereye kadar onu görmezden gelerek çalışıp ,sahaya çıkabilirdim ki.Elbet iletişine geçmemiz gerekecekti. İçimden lanetler okuyarak odama doğru yürümeye başladım
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Banyonun kapısını kapatıp, bir kez bavuluma baktım.Hiç bir eksik olmadığına emin olduktan sonra odamdan çıktım.Bize tahsis edilen uçakla Berline doğru yola çıkacaktık.Asıl kamp o zaman başlıyordu.Türkiye'den o herifi görmeden ayrılacağım için mutluydum.Resepsiyona vardığımda Semih ve Ferdi abiyi otururken gördüm muhtemelen beni bekliyorlardı.Kenan nerdeydi? İnmiş miydi? Yoksa çoktan otobüsün içinde miydi? Aklımda bunları tartıp düşünürken onlar beni fark edip dudaklarına gülümsemeler kondurdular.Semih kalkıp hızla yanımda bitti.Kolunu omzuma atıp yüzüme bir sırıtışla bakmaya başladı.İster istemez ben de bu sırıtışa karşılık verdim.
"Kapıda seni bekleyen bir sürpriz var"diyerek beni arka kapıdaki çıkışa sürüklemeye başladı.Arkamızdan Ferdi abi de geliyordu. Niçin arkaya gittiğimizi sorma fırsatı bulamadan ,elinde çiçekle orda bekleyen Duygu'yu gördüm.Beni görmesiyle koşar adımlarla boynuma sarıldı.Anlık şokla hafifçe kolarımı ben de arkasında birleştirdim.Tam onu kendimden uzaklaştıracağım anda buraya bakan yeşil bir çift göz gördüm.Duyguyla olan ilişkimi ona kaç kere bas bas bağırsamda daha önce hiç bizi birlikte görmemişti.Bu onu önce afallattı sonra o afallama kırgınlığa dönüştü.Eğer benden tamamen uzak durmasını istiyorsam o kırgınlığın paramparça olmasını sağlamalıydım.Kollarımı Duygu'ya sıkıca sarıp boynunun olduğu yere bir öpücük kondurdum.Bunu beklemiyor gibiydi.
"Sana veda etmeye geldim"diyerek hafifçe benden uzaklaştı.Yüzüme zoraki bir gülümse kondurarak
"İyi yapmışsın" demekle yetindim."Sevgi pıtırcıkları havanızı bölmek istemem ama otobüse gitmemiz gerekiyor" diyen Semihle gözlerimi zoraki olarak sabitlediğim Duygu'dan ayırdım.Kenan yoktu ,gitmişti.Bu görüntüyü görmesi iyi olmuştu,benden kopması bizi unutması için daha fazlasını bile yapardım ama mantığımla vücudum aynı çizgide ilerleyemiyordu .Kenan'ın yokluğu ile yüzümdeki gülümse maskesi düştü.Boğazım düğümlenmiş gibi hissediyordum.Gözlerimin dolmaması için büyük çaba sarf ettim.
Duygu bendeki bu değişimi fark etti .Anlamlandıramadığını görebiliyordum."Ben şimdi insanların olduğu yerde görünmesem daha iyi"elime çiçeği tutuşturdu yanağıma bir öpücük kondurup.Kulağıma
"İyi yolculuklar sevgilim"şeklinde fısıldayıp yanımızdan uzaklaştı.
Bunu kendine niye yapıyorsun Duygu.Buruk bir gülümsemeyele karşılık verip uzaklaşmasını izledim.
"Hadi artık "diyen Ferdi abinin sesiyle içten bir gülümseme bıraktım.Türkçesinin aksaklıyla ortamın havasını bozmuştu.Hafif bir kalabalığın arasından otobüse geçtik.Ferdi abi, Hakan abinin yanına geçerken Semih beni en arkaya sürükledi.Kenanın yanına.
Kapalı gözleri bizim adım seslerimizle açıldı.Beni görünce sabır diler gibi derin bir nefes çekti içine ve tekrar gözlerini yumdu.Semih, Kenanın yanına ortaya oturmam için beni iterken ben tam tersi bir şekilde boşluk bırakıp öyle oturmuştum.Semih önce arkasına sonra yan koltukları bakıp ,ikimizin arasına doğru eğildi.Bir fısıltıyla "İkinizinde olmayan amına koyayım"diye fısıldadı.
Kenan benden daha şaşkın ifadelerle ortamıza oturan Semihe baktı.
"Hayır anlamıyorum ne olmuş olabilir ki tenezzül edip birbirinizin suratına bakmıyorsunuz .Hayır nedir yani .Kenan sen söyle bari" Kenan yüzüne alaycı bir sırıtış kondurdu.Sonra gözlerini yüzüme dikti.
"Aslında ben de çok merak ediyorum biliyor musun?" demesiyle kalakaldım.İçerde gördüğüm o duygularından bu kadar arınmış olmasını beklemiyordum.Hızla önüme dönüp gözlerimi yumdum .
"Ne haliniz varsa görün" diyen Semih otobüs boyunca duyduğum son şey oldu.
—————————————————————-On altı yıllık hayatı boyunca negatif veya pozitif tüm duygularının bu dünyada en ağır bastığı şey futboldu Kenanın.Bazen öyle bir vicdan azabına sebep oluyordu ki bu hisler.Annesinden, babasından aklına getirebileceği her şeyden daha çok seviyor olması futbolu ,kendini kötü hissettiyordu.
Bu hislerine değeceğine tüm varlığın buna adamasına değeceğini biliyordu.Daha adımlarını zar zor atarken babasını ona getirdiği o futbol topuyla,tüm hayatının üzerine kuracağı şeyi bulduğundan habersizdi.Şüphesiz ki babasının bunu keşfetmesi ve keşfettiği şeyi yüceltmesindeki etkisi sorgulanamazdı.
Hayatı üzerinde gördüğü, bildiği herkesten ve her şeyden daha çok sevdiği şeyin,başka bir şey tarafından,biri tarafından yerini bu şekilde sarsılıp alınabileceğini hiç düşünmemişti.Onun tüm değerlerini yıktırabilecek kadar güçlü bir sevginin birden kalbine girmesiyle hem korkmuş hem daha önce varlığından haberi olmadığı bir mutluluk sarmıştı içini.Lakin bu mutluluğun süresi bir seneyi zor bulmuş.O sevgi tahtında yerini sağlamlaştırıp korurken, yanına en az onu kadar varlığı ben burdayım diyen üzüntü,öfke ,kırgınlıktan ve özlemden oluşan bir düğüm konumlanmıştı.
Şimdi tüm bunların sebebi ve sahibi olan o kişi karşısındayken.Ağır basmasını istediği öfke yok olmuş.Bastırmaya çalıştığı özlem gün yüzüne çıkmıştı ama şu an öfkenin onu kontrol etmesine ihtiyacı vardı.Bu yüzden onu ilk gördüğünde duvara yapıştırmıştı,yumruk atmak istediğini söylemişti ki istiyordu da ama kesinlike ilk yapmak istediği şey değildi.Dudaklarına yapışıp, saatlerece kokusunu çekmekti ilk yapmak istediği şey.
O yüzden ki bacağına dokunmuştu.Bunu her ne kadar onu kızdırmak için yapsa da hâlâ Ardanın ondan etkilenip etkilenmediğini denemek içti .İçten içe bunu farkındaydı ama şimdi onun iradesi buraya kadardı.1 gün
Kısacık bir gün öfkenin onu yönetmesine izin verebilmişti.Bu yüzden ki havalimanına vardıklarında otobüsten inip tuvalete giren Arda'yı takip etmişti.Cevaba,cevaplara ihtiyacı vardı ve bunları almaya kararlıydı.