İlk kıskançlık

486 24 5
                                    


6. Bölüm

Sabaha gözlerimi çok zor açmıştım. Uzun zamandır erken kalkmıyordum. Dün bir karar vermiştim. Dilan'ı kaybetmek istemiyordum. Kendince haklı sebepleri vardı.  Benden başka arkadaşı yoktu. O yüzden konağa gitmeye karar verdim. İstemesem de Baran ağayla elbet yüz göz olacaktım. O bir ağaydı. Mardin ondan sorulurdu. Annemle abim onun yanında çalışıyordu birkere . Nereye kadar kaçacaktım.

Artık emindim kaçmayacaktım. Kararımı verdiğime göre hemen hazırlamam gerekiyordu. Birazdan annem gelir beni hazırlanmamış görürse kıyameti koparırdı çünkü.  Hızlıca dolabıma göz gezdirdim ve haki yeşili kalem elbisem de karar kıldım. Bugun anneme yardım etmem gerekmiyordu. Bu yüzden saçlarımı açık bırakmaya karar verdim. Çok makyaj yapmak istemiyordum ama belki Dilan'la çarşıya çıkarım diye düşünerek rimel ve pembe tonlarında rujumu da sürdüm. Artık hazırdım. Annemin bana seslenmesiyle hemen aşağı indim. Ve gönderilen arabayla konağa doğru ilerledik.

Bir kaç daika sonra konağa gelmiştik. Hızlıca içeri geçerek bir müddet bekledim. Her ne kadar korkmayacağıma karar versemde içimde bir huzursuzluk vardı.  Sağ sola bakınarak Baran ağanın evde olup olmadığını kontrol ediyordum. Çalışanlardan biri olan Afsa  abla yanıma gelerek bana seslendi.

- Heja ! napıyorsun kapı önünde yavrum çıksana Dilan'ın yanına uyanmıştır o

- Şey abla çıkacağım ama o burda mı

- O kim kız

- O işte abla Baran ağa

- He sen onu diyorsun. Yok yavrum Baran ağam bu saate asla kalmaz, zaten son bir aydır eve bile uğramıyor rahat olabilirsin. Hadi çık sen yukarı

Diyen Afsa ablaya başımı salladım ve Dilan'ın odasına çıkmaya başladım. Kapıyı çaldım ve sessizce cevap gelmesini bekledim.  Ses gelmeyince sessizce kapıyı açarak odaya girdim. Canım arkadaşım uyuyordu. Koşarak yatağa çıktım  ve üstüne atladım bir yandan da deli gibi bağırıyordum;

- Dilaaaaannnn! Kalk hadiiiiiii. Dilannnnnnnnnn! Kalksana kızım. Allahım öldün mü acaba uyansanaaaa. Ayı mısın kızım kış uykusuna mı yattın. Kalksana kalkkkk!

Diye bağırarak Dilan'ı sarsıyordum. Dilan'ın kopan çığlıyla uyandığını anladım.

- Ne oluyor ? Biri mi ateş etti! Bugün ne? cuma da değil kıyamet mi kopuyor?

Diyerek söylenen Dilan'a kahkaha atıyordum. Bir kaç dakika sonra kendine gelen Dilan bana döndü ve yataktan kalkıp dışarıya çıkıyordu. Tam çıkacakken birden durdu ve arkasını döndü. Beni yeni farketmişti . Gözlerini bir kaç kez ovuşturarak gerçek olup olmadığımı kontrol ediyordu. Kollarımı açıp onu beklemiştim. Koşarak yanıma gelen Dilan'la bir müddet sarıldık.;

- Heja canım arkadaşım hoşgeldin. Ben seni kaybettiğimi sanmıştım. Benimle konuşmazsın sanmıştım. Özür dilerim

- Sen neden özür diliyorsun Dilan? Ben unuttum bile bak geldim, buradayım işte

- iyi ki geldin iyi ki çok özledim.

- Bende özledim seni ve bu yüzden dışarı çıkalım bir kahvaltı yapalım. Azıcık çarşıda dolanalım diye düşündüm ne dersin.

- Şey olur tabi çıkalım da abime sormam gerekiyor Heja. Ondan habersiz çıkarsam bana kızar.

- Peki ara sen konuş. Ben aşağıda bekliyorum seni tamam mı ?

Dilan başıyla onay verince aşağıya indim ve Berze teyzenin yanına doğru adımladım. Beni gören Berze Teyze hızlı adımlarla yanına gelerek beni kucakladı. Elini öptüm ve Dilan ile dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Baran ağadan izin aldıktan sonra bir sorun olmayacağını söylemişti. Evin avlusuna geçerek Dilan'dan haber bekleme başladım.

Yoğun ve Derin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin