Gün 1

12 3 0
                                    

3 ağustos 2024

Bugün, günlüğüme ilk kez yazmaya başladım ve ne yazık ki bu başlangıç çok da parlak olmadı. Sabah erkenden uyandım, evde herkes derin bir uykudaydı. Odamın penceresinden gelen sabah ışığı, odanın karanlığını aydınlatıyordu ama bu ışık, içimdeki karanlığı pek aydınlatamadı. Gözlerimi açar açmaz, vücudumdaki dünden kalan yaraların acısını hissettim. Bu yaralar, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da ağır bir yük taşıyor. Her hareketimde bu acıyı hissediyorum, ama pes etmemek için güçlü olmaya çalışıyorum.


Yatakta uzun süre kaldım, ama kalkmak zorundaydım. Ortaokula gitmek için üniformamı giydim. Aynaya baktığımda, yüzümdeki yorgunluk ve acı izlerini gördüm. Yavaşça giyindim ve evden çıktım. Kahvaltı yapacak vaktim yoktu ve açıkçası iştahım da yoktu. Bu sabah rutini, içimdeki boşlukla birleşti ve kendimi iyice yalnız hissettim.


Okula yürürken, her adımda kendimi daha da yorgun hissettim. Sokaklar bomboştu, sabahın sessizliği içimi sıkıştırıyordu. Okulun kapısına geldiğimde, içimde derin bir boşluk hissettim. İçeri girdiğimde sınıfta arkadaşlarımın sessizliğini fark ettim. Herkes kendi dünyasında kaybolmuş gibiydi. Benim içinse, bu boşluk daha derindi. Gerçekten arkadaşım yok ve bu sosyal yalnızlık beni sürekli etkiliyor. Kimseyle derin bir bağ kuramadım, bu yüzden okuldaki varlığım sanki bir gölge gibi.


Derste öğretmenimizi dinlemeye çalıştım ama zihnim sürekli başka yerlere kayıyordu. Derste, bir anlam bulmakta zorlanıyordum; içimdeki yalnızlık ve anlaşılmama hissi, dikkatimi dağıtıyordu. Derslerin nasıl geçtiğini bile anlamadım. Her geçen dakika, bu derin yalnızlık duygusu içimde büyüyordu.


Öğle arası geldiğinde, yemekhaneye gitmek yerine okulun arkasındaki bahçeye gittim. Bahçede, bir bankta oturarak yalnız kalmak istedim. Ağaçların hışırtısı ve hafif rüzgar, biraz olsun rahatlamama yardımcı oldu. Ancak, yaralarımın acısı ve içimdeki boşluk, bu huzuru kısa sürdü. Bahçede geçirdiğim zaman, kendi kendime baş başa kalmamı sağladı, ama bu yalnızlık duygusu rahatlamaktan çok, acıyı artırdı.


Dönüşte, okulda işler daha da kötüleşti. Popüler kızlar, üzerime süt döktü ve etrafımda toplanıp beni küçümsediler. Bir grup, etrafımı sardı ve beni alaycı bir şekilde izlemeye başladı. Okulun koridorunda, bazılarının üzerime süt döktüğünü fark ettim. Onların bu davranışı, utanç ve acı ile birleşerek beni daha da kırdı. Ama olay bununla da kalmadı; bazıları kafamı masaya çarptı. O an hissettiğim acı, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da derindi. Diğerlerinin önünde küçülmek, beni hem fiziksel hem de ruhsal olarak derin bir şekilde etkiledi. Yalnız kalmanın verdiği güçsüzlükle, kendimi savunacak durumda bile değildim.


Okuldan sonra eve dönerken, içimde bir boşluk ve umutsuzluk vardı. Eve geldiğimde, evdeki hava daha da kasvetli hale geldi. Annem ve babam, içkiliydiler. Sarhoş olmaları, evdeki gerginliği artırdı ve tartışmaları daha da kötüleştirdi. Evdeki sessizlik aniden yüksek sesli kavga ve bağırışmalara dönüştü.


Kavga giderek şiddetlendi, annem ve babam seslerini yükselttikçe, ben de kendimi daha korkmuş hissettim. Onları ayırmak için yanlarına gittim ama bu sefer de bana kızdılar. Annem, öfkeyle "Sen karışma!" diye bağırdı, babam ise "Senin yüzünden!" diyerek sesini yükseltti. O an, içimde hissettiğim korku ve çaresizlik tarif edilemezdi. Kendimi savunmaya çalışırken, onlar tarafından darp edildim. Her darbede, yalnızlığımın ve çaresizliğimin ağırlığını daha fazla hissettim. Bu gece, odamda ağladım. Günlüğüme bu acı dolu anları yazarken gözyaşlarım sayfalara damladı. Hayatımın neden bu kadar zor olduğunu sorguluyorum. Belki bir gün her şey düzelir. Ama şu an için, sadece hayatta kalmaya çalışıyorum. Kendi acılarımla baş başa kalmak ve bu duyguları yazıya dökmek, belki de içimdeki yükü hafifletir. İçsel acı ve fiziksel yaralar arasında bir denge kurmaya çalışıyorum ve bu süreçte kendimi biraz olsun anlamaya çalışıyorum.Bugünlük bu kadar, sevgili günlük. Umarım yarın daha iyi bir gün olur.Sevgiler,Lusi

Nothing NewHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin