8 Ağustos 2024
Sevgili Günlük,Bugün de diğer günlerden farksızdı, belki de daha kötüydü. Sabah annem, ben evden çıkmak üzereyken uyandı. Sesim yüzünden uyandığını söyledi ve bana sinirlenerek bağırmaya başladı. Gözlerinde öfke ve alkolün izleri vardı. Yüzüme sert bir tokat attı, sonra da birkaç kez daha vurdu. Vücudum acıyla sarsıldı, her darbe kalbimde yankılanıyordu. Gözyaşlarımı tutarak hızla evden çıktım. Üzerimdeki üniforma ve sırt çantamla yola koyuldum, ama kalbimdeki ağırlık her adımda daha da büyüdü. Korku ve acıyla yürüyordum, adımlarım beni istemediğim bir yere götürüyordu.
Okula vardığımda, ders başlamadan sıramda oturdum. Kendimi biraz toparlamaya çalışıyordum ki popüler kızlar beni çağırdı. İsteksizce yanlarına gittim. Onların alaycı bakışları ve fısıldaşmaları beni huzursuz ediyordu. "Eren'le sevgiliyiz," dediler. "Ondan uzak durmalısın." Eren'i sevmekten vazgeçemiyordum, ama bu sözler içimdeki umut kırıntılarını da alıp götürdü. Onun da bunu bilmesine rağmen bana böyle davranması, içimdeki acıyı katbekat artırdı.
Sonra kızlar daha da ileri giderek bana bir ders vermek istediler. Önce iple ellerimi bağladılar, sonra ağzımı kapattılar. Klostrofobim olduğu için dolaba kilitlendim. Dar alanlarda nefes alamama korkum yüzünden bayıldım. Her şey karardı ve soğuk dolapta bilincimi kaybettim. Dar, karanlık bir yerde kilitli kalmak benim en büyük kâbusumdu. Kalbim çılgınca çarparken, nefes alamıyordum. Gözlerim karardı ve bilincim yavaşça kayboldu.
Dersin sonunda bir öğrenci dolabı açtı ve ben baygın halde yere düştüm. Beni hızla revire götürdüler. Hemşire yaralarımı sararken yavaşça kendime geldim. "Ne oldu?" diye sordu, sesinde gerçek bir endişe vardı.
"Sadece sakarım, düştüm," dedim, yalan söyledim. Gerçekleri anlatmaya cesaret edemezdim. Ailem bunu öğrenirse, çok daha kötü şeyler yaparlardı. Hemşire bana inanmış gibi görünse de, gözlerinde bir şüphe vardı. Ama daha fazla soru sormadı.
Akşam eve döndüğümde, annem beni bekliyordu. Eve girer girmez bağırmaya başladı ve yine beni dövdü. Vücudumun her yanı acıyordu. Her darbe, sabahki gibi, ruhumu daha da parçalıyordu. Bir süre sonra kendi odasına gitti ve ben zar zor odama süründüm. Yaralarımı pansuman yaptım, ama canım çok yanıyordu. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım, ama başaramadım. Gözlerim kapanmıyor, zihnim sürekli olarak yaşadıklarımı tekrar tekrar gözümün önüne getiriyordu.
Kendi kendime şu soruyu sordum: Bu acılar ne zaman sona erecek? Hayatımda bir umut ışığı olacak mı? Annemin ve okulun bana yaptığı eziyetler ne zaman bitecek? Bu sorular zihnimde dönüp dururken, gözyaşlarım yastığıma akıyordu. Uyku, benim için bir kaçış yolu olmaktan çıkmıştı.Sevgilerle,Lusi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing New
KurzgeschichtenZorbalık, sevgisizlik ve yalnızlıkla mücadele eden bir genç kızın dokunaklı hikayesi, Lusin'in yaşadıklarını unutmamanızı sağlayacak ve toplumumuzda benzer durumlarla karşılaşan kişilere karşı daha duyarlı olmanızı teşvik edecek.