5 Ağustos 2024
Sevgili Günlük,Bugün, derin bir acı ve yorgunluk içinde uyanarak güne başladım. Sabahın erken saatlerinde, vücudumdaki yaraların acısını hissetmek zorundaydım. Gözlerimi açar açmaz, dünkü olayların izleri hala üzerimdeydi. Başımın üst kısmı, kanamış yaraların izlerini taşıyor ve her hareket ettiğimde keskin bir ağrı hissediyordum. Bandajları dikkatlice değiştirmem gerekiyordu ve bu
işlem her zamanki gibi oldukça zorlayıcıydı.
Bandajları sarmak, çok dikkatli ve yavaş bir şekilde yapılması gereken bir işlemdi. Yaranın etrafını temizledikten sonra, yeni bandajları dikkatlice sardım. Ancak, bu işlem sırasında her adımda, yaraların üzerindeki baskı ve hareketlerim, acıyı daha da artırıyordu. Bandajların etrafında hissettiğim bu sürekli acı, sabahın sakinliğinde bile beni huzursuz ediyordu. Bandajları sarmakla uğraşırken, yalnızlık ve içsel boşluk duygusu içimi sarmıştı. Bu acı, sadece fiziksel
değil, ruhsal olarak da beni derinden etkiliyordu.
Yaralarımı bandajladığımda, saate baktım ve okula geç kalmış olduğumu fark ettim. Bu yüzden, bir an önce evden çıkmam gerekiyordu. Hızla hazırlandım ama yine de, sabahın getirdiği bu acı ve yorgunlukla başa çıkmak zorunda kaldım. Üzerimdeki üniformayı giyerken, kendimi hem fiziksel hem de ruhsal olarak oldukça yorgun hissettim. Üzerimdeki kıyafetlerin ağırlığı, içimdeki
boşlukla birleşerek bana ekstra bir yük yükledi.
Okula doğru yürürken, her adımda biraz daha zorlanıyordum. Yolda yürürken, etrafımda gözlerini üzerimde gezdiren insanları fark ettim. Sokağın köşesine vardığımda, kalbim hızla atıyordu. İçimde, bugünkü derslerin nasıl geçeceği hakkında büyük bir endişe vardı. Okula
vardığımda, geç kalmanın verdiği stres ve telaş içinde, sınıfa doğru yöneldim.
Sınıfa girdiğimde, öğretmenim hemen dikkatimi çekti. Geç kalmam, öğretmenim tarafından hoş karşılanmamıştı. Gözleri, memnuniyetsizlik ve öfkeyi yansıtıyordu. Geç kaldığım için oldukça sinirli görünüyordu. Sınıfa girdiğimde, diğer öğrencilerin bakışları üzerimdeydi ve bu durum beni daha da rahatsız etti. Öğretmenim, geç kalmama rağmen ceza vermedi ama siniri ve yüzündeki
ifade, sınıfta herkesin görebileceği kadar açık bir şekilde belli oluyordu.
Gün boyunca, kendimi derste oldukça huzursuz hissettim. İçimdeki endişe ve yalnızlık, derslerde dikkatimi toplamakta zorluk çekmeme neden oldu. Öğretmenimin dikkatini çekmemek ve diğer öğrencilerin bakışlarından kaçmak için, mümkün olduğunca sessiz kalmaya çalıştım. Ancak, bu sessizlik içinde, Eren'i düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Eren, sınıftaki gizli aşkım, içimde büyük bir anlam taşıyordu. İçimden, Eren'e duygularımı açma cesaretini bulmayı umuyordum.Öğle arası geldiğinde, diğer öğrencilerle aynı yemekhane alanına gitmek yerine, okulun arka bahçesine gitmeye karar verdim. Bahçede yalnız kalmak, hem zihnime hem de ruhuma biraz olsun rahatlama şansı tanıyordu. Bahçeye gitmek, yalnızlık içinde kaybolmak ve biraz huzur bulmak istiyordum. Bankta otururken, etrafımdaki ağaçların huzur verici hışırtısı ve hafif rüzgar, beni bir nebze olsun rahatlatıyordu. Ancak, yaralarımın üzerindeki acı ve içimdeki yalnızlık, bu huzuru kısa sürdü. Bahçede geçirdiğim zamanı, kendimi içsel olarak anlamak ve biraz düşünmek için bir fırsat olarak gördüm. Ama bu rahatlama anı, fazla uzun sürmedi.
Öğleden sonra, dersler devam ederken, Eren'i düşünmekten kendimi alıkoyamadım. İçimde, ona duygularımı açma isteği vardı. Cesaretimi topladım ve onun yanına gitmeye karar verdim. Kalbim, konuşma sırasında hızla atıyordu ve her adımda biraz daha geriliyordum. Eren'in yanına doğru yürürken, cesaretimi topladım ve ona duygularımı açmak için bir fırsat buldum.
Eren'in yanına yaklaştığımda, onun sınıftaki diğer öğrenciler tarafından dikkatlice izlendiğini fark ettim. Eren'in yanına doğru yaklaşıp, biraz tereddütle başladım. "Eren, seninle konuşabilir
miyim?" dedim, sesimdeki titreme hissediliyordu.
Eren, kafasını kaldırarak bana baktı. "Tabii, Lusi. Ne oldu?" dedi, oldukça sakin bir şekilde.Kendimi biraz gergin ve utanç içinde hissettim ama cesur olmaya çalıştım. "Aslında sana söylemek istediğim bir şey var. Uzun zamandır seni beğeniyorum ve belki de bunu bilmen gerektiğini düşündüm," dedim, gözlerimin içine bakarak.
Eren'in yüzünde bir gülümseme belirdi ama bu gülümseme pek de nazik değildi. "Öyle mi? Yani bana aşıksın, öyle mi?" dedi, sesindeki alaycı ton beni çok üzdü.
Yüzüm kıpkırmızı oldu ve başımı eğdim. "Evet, böyle... düşünüyorum," dedim, sesim neredeyse fısıldanacak kadar düşüktü.
Eren, etrafındaki diğer öğrencilerin dikkatini çekerek, "Aman Tanrım, bu çok komik. Seninle mi dalga geçiyorum yoksa sen mi bana bir şaka yapıyorsun?" dedi. Diğer öğrenciler de bu konuşmayı dinliyorlardı ve gülmeye başladılar. Utanç ve acı, içimi sardı ve yerin dibine geçmek istedim. Eren'in alaycı tavrı ve diğer öğrencilerin gülmeleri, kendimi çok kötü hissetmeme neden oldu. Sınıfta, bu durumu geçirebilmek için ne yapacağımı bilemedim.
Sınıfın geri kalanında yaşadıklarım, gerçekten oldukça zorlu geçti. İçimdeki utanç ve kırıklık, dersler boyunca dikkatimi toplamamı engelledi. Diğer öğrenciler, Eren'in ve benim yaşadıklarımızı konuşuyorlardı ve bu durum, kendimi daha da yalnız hissetmeme neden oldu. Dersten sonra, Eren'in ve diğer öğrencilerin bakışlarından kaçmak için hızlıca sınıftan çıkmaya çalıştım.
Okuldan sonra eve dönerken, içimdeki boşluk ve umutsuzluk yine yanımdaydı. Eve vardığımda, evdeki hava daha da sakinleşmişti. Annem ve babam evde değildiler, belki de bir yere gitmişlerdi ya da içki içmeye devam etmişlerdi. Bu sessizlik, bir nebze olsun huzur sağladı. Evde yalnız olmak, dışarıda yaşadığım zorluklardan kaçmak için bir fırsat gibiydi.
Eve geldikten sonra, biraz dinlenmek ve kendimi toparlamak istedim. Odamda sessiz bir şekilde oturup, günün yorgunluğunu üzerimden atmak için birkaç sayfa kitap okudum. Kitaplar, bana başka dünyaların varlığını hissettirdi ve içsel acılarımdan bir süreliğine uzaklaşmamı sağladı. Uyumaya çalışırken, başımdaki acılar ve içimdeki yalnızlık duygusu biraz olsun azalmış gibi hissettim. İçsel boşluk ve huzur arayışım, bu geceyi geçirmeme yardımcı oldu.
Bu gece, uyumaya çalışırken, en azından evdeki karışıklık ve zorluklardan uzak kalmış oldum. Evdeki sessizlik, dışarıdaki karmaşanın tam tersiydi ve bu durum, bir nebze olsun rahatlamama yardımcı oldu. Belki yarın daha iyi bir gün olur diye umut ediyorum. İçimdeki yalnızlık ve acı, her geçen gün biraz daha derinleşiyor ama bu zor dönemlerin sona ermesini umut ediyorum.
Sevgiler,Lusi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing New
Short StoryZorbalık, sevgisizlik ve yalnızlıkla mücadele eden bir genç kızın dokunaklı hikayesi, Lusin'in yaşadıklarını unutmamanızı sağlayacak ve toplumumuzda benzer durumlarla karşılaşan kişilere karşı daha duyarlı olmanızı teşvik edecek.