7 Ağustos 2024
Sevgili Günlük,
Bugün yine her zamanki gibi zor bir gün oldu. Sabah uyandığımda aynada kendime baktım ve göz altlarımın morardığını fark ettim. Çalışmaktan ve stresten gözlerim iyice çökmüş. Kendi yansıma bile bana yabancı geliyordu. Annem ve babam her zamanki gibi uyuyorlardı. Bende hızlıca yemek yapdım ve yemeğimi yiyip okula gitmek için yola çıktım.
Okula vardığımda, ilk dersimizin sınav olduğunu hatırladım. Kalbim hızla çarpmaya başladı. Dersliğe girerken, popüler kızların alaycı bakışlarını üzerimde hissettim. Sınav başladığında, sorular gözlerimin önünde dans ediyormuş gibi geldi. Ne kadar çalışsam da, sorular bana çok zor geldi. Zihnim karıştı ve panik yapmaya başladım. Sınavı bitirip kâğıdımı teslim ettiğimde, kendimi yetersiz ve başarısız hissettim.
Öğle arası geldiğinde, karnım açlıktan guruldasa da yemek yemek istemedim. Kantinde bir köşede oturup, sadece insanların arasına karışmamaya çalışarak bekledim. Ama kaçış yoktu. Bir grup kız ve erkek bana doğru yürümeye başladı. Aralarında Eren de vardı. Eren'i uzun süredir seviyordum, ama o bana alay ederek beni sevmediğini söylemişdi . Grup etrafımı sardığında, kalbim hızla çarpmaya başladı. Ne yapacaklarını biliyordum.
"Eren'i mi seviyorsun, ha?" dedi biri, alaycı bir gülümsemeyle.
Diğerleri gülmeye başladı ve ben utanç içinde başımı öne eğdim. O an, Eren'in gözlerinin içine bakmaya cesaret edemedim. Ama Eren, her zamanki soğuk ifadesiyle konuşmaya başladı.
"Kızım, seni annen baban sevmemiş, ben niye seveyim ki?" dedi, sesi buz gibi.
Bu sözler kalbime bıçak gibi saplandı. Diğerleri kahkahalarla gülerken, gözlerim doldu. Gözyaşlarımı zorla tuttum ve o an oradan kaçmak istedim. Ama adımlarım beni taşıyamadı. Eren'in sözleri zihnimde yankılanırken, herkesin alaycı bakışları altında orada durdum. Sonunda zil çaldığında, derse geri dönebildim. Ama tüm ders boyunca zihnimde sadece o an vardı.
Eve döndüğümde, yorgunluktan bitap düşmüştüm. Ama asıl kâbus eve dönmekti. Annem her zamanki gibi elinde kemerle beni bekliyordu. Sarhoştu ve ayakta zor duruyordu. Gözlerindeki öfke beni ürküttü.
"Sınavın nasıl geçti?" diye sordu, sesi titrek ve tehditkârdı.
Korkudan ellerim titriyordu. "İyi geçti," dedim, yalan söyledim. Aslında sınav berbat geçmişti, ama bunu söylemeye cesaretim yoktu.
Annem kaşlarını çattı ve kemeri sıkıca tuttu. "Yarın sonuçlar çıkacak zaten. O zaman göreceğiz," dedi, gözlerinde bir öfke parıltısı vardı.
Korkuyla odama koştum, kapıyı kilitledim ve yatağıma oturdum. Kalbim hızla çarpmaya devam ediyordu. Annemin o bakışları aklımdan çıkmıyordu. Korkuyla beklerken, zar zor uykuya daldım. Rüyalarımda bile bu kâbusu yaşamaya devam ettim.
Sevgilerle, Lusi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing New
Historia CortaZorbalık, sevgisizlik ve yalnızlıkla mücadele eden bir genç kızın dokunaklı hikayesi, Lusin'in yaşadıklarını unutmamanızı sağlayacak ve toplumumuzda benzer durumlarla karşılaşan kişilere karşı daha duyarlı olmanızı teşvik edecek.