Akel ile Karan birazdan saç baş birbirine girişecek gibi oldukları zaman Uygar derin bir nefes alıp iki çocuğun ortasına geçmişti.
"Eğer kavga etmeden durursanız, dondurma alacağım" Uygar, ortaya fikir attığı zaman bu fikre sadece oğlu Karan sevinmiş ve babasına sarılıp arkalarında kalan Akel'e ise dil çıkarmıştı.
Karan, 10 yaşındaydı ve Akel'den tam 2 yaş büyüktü.
Akel, Uygur'un söylediği cümleye somurturken sadece babasını düşünmüştü.
Normalde olsa o da çok sevinirdi ama babasının düşeceği durum daha ağır bastığı için bu fikre pek sıcak bakmamıştı.
Sonuç olarak babası tek kişiydi ve onun bir annesi yoktu. Hastalandığı zaman sadece babası ilgileniyordu ve kendisi yüzünden işinden gücünden geride kalıyordu.
"Ben yemeyeceğim, çok çabuk hasta oluyorum ve babam çok üzülüyor. Benim hakkımı oturup kendin yiyebilirsin Uygar amca."Akel konuştuğu zaman Uygar, minik kıza dönüp hayranlık ile bakmıştı.
Mahir çok şanslı bir babaydı.
Akel'i çok da güzel yetiştirmişti ve Akel'in 8 yaşında olmasına çoğu zaman inanamıyordu.
Akel'e laf söyleyeceği sırada yanlarına uzun boylu tanımadıkları bir adam geldiği zaman çocuklar resmen hazır ola geçmişlerdi.
Karan, babasına daha sıkı sarılmaya başlamış Akel de hafiften Uygar'ın yanına geçmişti.
Karan yabancıların yanında dut yemiş bülbüle dönüyordu ve Uygar sadece oğlunun bu huyunu çözemiyordu çünkü normalde Karan aşırı derecede bıcır bıcır yerinde duramayan bir çocuktu.
Ah bir de okuldan her Allahın haftası okula gidiyordu ve Uygar artık oradaki öğretmenlerden utanmaya başlamıştı.
"Merhaba, Mahir'i tanıyor musunuz?" Uzun boylu adam konuştuğu zaman Uygar tek kaşını kaldırıp adama bakmıştı. Karan da babasının taklidini yapmaya çalışarak tek kaşını kaldırmaya çalışmıştı ama pek başarılı olduğu söylenemezdi çünkü onun bu hali hem İhsanı hem de Akeli güldürmüştü.
İhsan, Karan'ın bu haline hafiften gülümseyip küçük kıza bakmıştı. Sabah camdan Mahir'in evini gözetlerken evin içinde küçük kızı görmüştü.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu kızın Mahir ile ne bağlantısı olduğunu merak ediyordu. Hafiften de ona benziyordu, kafasından geçen türlü türlü olayları susturmak için bütün dikkatini toplamak adına derin bir nefes aldı.
Moralini bozmak için şu an fazlasıyla erkendi ve onu ilgilendiren bir durum yoktu.
Mahir istediği hayatı yaşamada elbetteki özgürdü ama yine de İhsan bu duruma bir tık huzursuzlanıyordu çünkü Mahire karşı hâlâ duyguları vardı kendisi farkında olmasa bile...
Akel, babasını soran adama bakmayı kesip Uygar abisinin yanına komple geçip Karan'ın elini tutmuştu.
-Eve gideli abi.
Akel, korktuğunu belli etmemek için Karan'ın gözlerinin içine baktığı zaman Karan anlamış gibi babasına sarılmayı bırakmıştı.
Dışarıda ikisi kavgayı kesip her zaman kardeş gibi davranıp birbirlerini korurlardı aynı bugün Akel'in, Karan'ı okulda koruduğu gibi.
"Baba, biz eve giriyoruz."Karan, Akel'in elini burakmadan koşarak binaya girdiklerinde Uygar onların bu bağlılığına gülümsemişti.
Uygar tekrar Mahir'i soran adama döndüğü zaman üzgün bakan bakışlar ile karşılaştığında tuhaf olmuştu.
İhsan, çocukların kardeş olduklarını sanıp aklına gelen şeyler ile üzülmüştü.
Mahir'in evlendiğini sanmıştı hem de karşısında dikilen adam ile, Uygar bir kere İhsan'a göre aşırı tipsiz biriydi.
-Kusura bakmayın, çocukları bilirsiniz işte. Siz Mahir hakkında ne soracaktınız?
İhsan, kafasını olumsuz anlamda sallayıp bir şey demeden arkasını dönmüştü.
Uygar ise adamın yaptığı davranışa anlam veremeyip garip bir yüz ifadesi ile evine giden adama bakmıştı.
"Ulan resmen ipini koparan yanıma geliyor."Uygar sessiz sakin kendi konuşup arkasını dönmüştü, adamın eşgali sıfad-ını unutmazsa Mahir'ie akşam soracaktı.
********
😈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu / bxb (Mpreg)
General FictionMpreg Mahir hamileydi ve eşi ile boşanma kararı aldılar.