"Sen, İdil'e de kötü davrandın, sen çok kötü bir çocuksun." Akel, Karan'ı ittirirken Karan kötü bir şey dememek için dişlerini sıkmıştı. Eve gelir gelmez birbirlerinin ellerini bırakmış ve kavgaya başlamışlardı.
Karan, kötü bir kelime sarf ederse Akel bunu öğrenirdi ve asla altta kalmayarak lafları bir bir arka arkaya sıralar ve olay daha çok büyürdü. Bir de Uygar, oğluna yine ceza verirdi ve Karan'ın cezası daha yeni bitmişti o yüzden Karan kendine hakim olmalı ve Akel'in oyununa düşmeyerek kendine hakim olmalıydı.
Gerçi şöyle bir durum vardı ki Akel, Karan'ın dediklerine karşı çok sinirlendiği için Karan'ın damarına basmaktan geri kalmayacaktı ve olay daha çok büyüyecekti, bu her zaman böyle olmuştu ve böylede devam edeceklerdi. Bu olay engellenemez dinamik bir döngüydü ve ikisi de sakin kalamayacak kadar sinirli yapıda olan çocuklardı.
Akel biraz daha sessiz sakin bir yapıda olsa da Siniri öyle kolay kolay geçmezdi ve bir tık kinci bir yapıya sahipti. Karan'ın, kendisine yaptığı şeyleri asla unutmuyordu.
-İdil hak ettiği için öyle davrandım, sen neden onu okuldan bu yana savunup duruyorsun? Aşık mısın sen ona?!
Karan, sinirle bağırdığı zaman Akel boncuk boncuk bakan ela gözlerini abisi gibi gördüğü çocuğun gözlerine sabitleyip bıkkınlık ile iç çekmişti.
"Sen iyi misin? 8 yaşındayım, ne aşkından bahsediyorsun? Sen haksız olduğun için onu savunuyorum. Ayrıca senden daha akıllı olduğum için olaylara karşı empati yapabiliyorum." Akel de aynı Karan gibi bağırdığı zaman Uygar kapıyı açıp içeri girmişti.
Böyle bir görüntüye şaşırmadığı için sadece iç çekmek ile yetinmişti.
Akel uslu bir kızdı ve nerede nasıl davranacağını çok iyi bilirdi. 8 yaşında olmasına rağmen oldukça zeki ve yaşıtlarına göre kat be kat daha olgundu. Mahir onun üzerine bu konularda çok düşmüş ve her zaman kızını doğru düzgün bir şekilde yetiştirmek için tek başına savaş vermişti. Hâlâ da bu kolurda çok titiz davranır ve kızının üzerine titrerdi...
Akel de babasını üzmemek için her dediğini yapar ve bir güzelde yaptırırdı.
Karan da Akel kadar olgun sayılırdı ama annesi tarafından zamanında çok fazla şımartıldığı için Uygar, şimdilerde oğlunun önünü alamıyordu ve sık sık Karan, babası tarafından ceza alıyordu ve yine de aynı hataları ipi kopmuş deli dana gibi yapmaya devam ediyordu.
Uygar işi yüzünden sık sık şehir dışına çıktığı için Karan annesiyle kalıyordu ve bu yüzden her istediği olmuştu dolayısıyla da fazlası ile başına buyruk yetişmişti.
Uygar bunu düzeltmeye çalışsa da huylu huyundan vazgeçmezdi...
"Hey hey ne oluyor burada? Daha ellerinizi yıkamadığınıza bile adım kadar eminim." Uygar, salonun ortasına doğru ilerleyip çocukların ortasına girdiği zaman Akel kollarını birbirine bağlayıp kafasını sallamıştı.
"Senin bu oğlun, okulda İdil diye birini herkesin içinde rezil edip onu ittirdi ve yere düşmesini sağladı. Üstüne üstlük İdil haklıydı ve ben haksız olduğunu bile bile oğlunu savundum ama oğlun şimdi karşıma geçmiş bana, 'sen İdil'i savundun, ona aşık mısın?' diye soruyor. Uygar amca oğluna bir şey söyle yoksa ben babama söyleyeceğim" Akel, konuştuğu zaman Uygar kaşlarını çatarak oğluna bakmıştı.
-Karan, İdil denen kişiyi neden ittirdin?
Uygar'ın sorduğu soru ile Karan cevap vermeyerek odasına doğru yol aldığı zaman Uygar, oğlunun yaptığı davranışa üzülmüştü.
İşte tam da bu davranışlardan bahsediyordu...
Akel, odasına giden Karan'a bakıp iç çekti, Karan'ın her zaman böyle kaçmasından sıkılmıştı.
"Akel, güzelim. Karan neden kavga etti anlatır mısın?" Uygar, yanındaki kızın omuzlarını tutup çömeldiği zaman Akel başını olumlu anlamda sallamıştı.
*******
"İdil'in kız kardeşi var ve Karan onu seviyor sanırım. Sürekli o kızın peşinde ve abisi doğal olarak kardeşini korumak için Karan ile konuşmaya geldi ama Karan çocuğa çok kötü hakaretler edip çocuğa vurarak yere düşmesini sağladı." Akel heyecanlı heyecanlı anlatırken Uygar duydukları karşısında şok geçirmişti.
-İdil erkek mi? Ne gibi hakaretler etti?" Uygar hâlâ şok da olduğu için aklındakileri direkt olarak sorduğunda Akel'in aklına gelen şeyler ile gözleri dolmuştu.
-Söyleyemem ki... Çok kötü konuştu, üzülürsün Uygar amca. Ayrıca evet İdil erkek ve çok iyi biri, aynı babam gibi ve okulda herkes ona çok kötü davranıyor...
Akel sessiz bir şekilde konuştuğunda Uygar, kızın bu haline buruk bir şekilde gülümsemişti.
"Anlat bebeğim, üzülmem ben." Uygar, kızın saçlarını okşadığında içinden sakin olmak için saymaya başlamıştı.
Oğlu resmen eşkiya gibi ortalıkta gezmesine az kalmıştı.
-İdil, sanırım erkeklerden hoşlanıyor ve Karan da bu yüzden ona ibne dedi. Birçok kötü şeyler daha söyledi ama onları söylemek istemiyorum özür dilerim... Bu arada, erkeklerden hoşlanmak kötü bir şey mi? Benim de babam beni ve Mahir babamı terk etmeseydi 2 tane babam olacaktı. Bu kötü bir şey değil ki değil mi Uygar amca?
Akel üzgün bir şekilde sorduğu soru ile Uygar başını olumsuz anlamda sallayıp minik kızın saçlarını öpmüştü.
"Hayır bebeğim, aşkın cinsiyeti yoktur ve herkes kötü olmadıkça istediği kişiye aşık olabilir ve Karan saçma sapan konuşuyor lütfen ona aldırma. Yarın bana bu İdil denen çocuğu gösterir misin? Okula ben sizi bırakacağım." Uygar konuştuğu zaman Akel başını olumlu anlamda sallamıştı.
Eh Uygar'ın en azından oğlunun yaptığı olaylara müdahale edebildiği kadar edecekti.
**********
İdil ve Karan'a asker bxb yazmak istiyorum, tabii büyümüş hallerini 😙😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu / bxb (Mpreg)
General FictionMpreg Mahir hamileydi ve eşi ile boşanma kararı aldılar.