10

358 47 60
                                    

"ya bak Kenan atma şu kumu üzerime"

Sahile gelmişlerdi. Kumsalda oturmuşlar denizi seyrediyorlardı. Arda Ferdinin kucağına başını koymuş uzanmıştı ama Kenan bir türlü rahat bırakmıyordu ikiliyi. İkisini gülerek izleyen sevgilisine döndü Barış. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu görüyordu onu. Semih de üzerindeki gözleri fark edince kafasını döndürüp gülerek Barış'a baktı. Gözlerinin içi bile gülüyordu. Yarımağız sırıtıyordu Barış. Semih'inde ona dönmesi üzerine eliyle kartal desenli şapkasına hafifçe vurdu sonrasında da eğilip yanağına ıslak bi öpücük kondurdu. Semih kendini gülerek geri çekerken yanağını da elinin tersiyle siliyordu.

"Seni çok seviyorum biliyorsun dimi"

"Günde 100 defa söylüyorsun, söylemekten ziyade hissettiriyorsun. Nasıl bilmeyebilirim ki"

Semih bunu dedikten sonra başını kıvırcık olanın omzuna yaslamıştı. Arkadaşlarına baktı. Hayal edebiliceği her şeye sahipti, mutluydu da.

O bunları düşünürken Kenan'ın attığı kumlar hedefi biraz şaşmış, Hakan'ın üzerine gitmişti. Şimdi temiz sıçmıştı işte. Hakan'ın ona bakışı üzerine koşmaya başladı Kenan, Hakan da peşine vermişti direkt. Denizin kenarına kadar koşmuştu, tam o sırada Hakan Kenan'ı tişörtünden çekip denize yollamıştı.

Onların bu haline hepsi gülerek ayaklanmıştı. Kerem bu sefer Hakan'ın üzerine atladı.

"Ne istedin lan küçücük çocuktan"

Gülerek saldırmaya çalışıyordu. İkili denizde boğuşurken Hakan ayaklarınının bir anda çekilmesiyle denizi bulmuştu. Kenan'ın yaptığını görünce ona atlicaktı ki Altay tutup çekmişti Hakan'ı. Daha da ıslanırken Merih Altay'ın boynuna doğru atladı gülerek. Onu yere devirmeye çalışıyordu ama çabası boşaydı. Arda da yardıma gelince devreye Kerem girmişti.

"Altay'ımı boğmayın aaaa"

Kerem bağırarak gelince Ferdi de Altay'a doğru ilerlerken bağırdı.

"Herif bu boyla nasıl boğulsun aq su bizim dizimize geliyo daha"

Haklıydı da. Sonunda Altay'ı devirebilmişlerdi suyun içine ama hepsi beraberinde batmıştı. Haliyle su baya sıçramıştı. Semih üzerine gelen suyla kendini koruma altına almıştı.

"Sevgilime ha"

Barış da gülerek olayın içine karışmıştı. Herkes herkesi boğmaya çalışıyordu sadece. En son Barış Altay'ı suyun içinde oturtmuş yanına Semih'i çağırmıştı. Semih ilk başta tereddüt etse de hepsinin ısrarları üzerine gelmiş ve Altay'ı suya batırmıştı.

Daha sonra tek hamlede kucağına aldı Barış Semih'i ilk önce biraz öptü sevgilisini. Dayanamamıştı artık bu tatlı haline. Diğerleri nazlanınca indirdi ve boynuna çıkması için eğildi. Boynuna çıkınca Hakan da Kenan'ı almıştı. İkisi beraber güreşiyorlardı. Kenan sert olmamaya özen gösteriyordu tabi.

"Barış Semih'i indir"

Kenan'ın endişeyle kurduğu cümle sonrası hemen indirmişti Barış onu. Burnu kanıyordu yine.

"Sorun yok iyiyim"

Dediğiyle hareketleri uyuşmuyordu ama Semih'in. Gözleri yuvalarında yavaş yavaş kayarken duyduğu tek şey arkadaşlarının bağırışıydı.

Gözlerini açtığında yine hastane odasındaydı Semih. Odaya göz gezdirdiğinde arkadaşlarının hepsinin solgun yüzle başında beklediklerini gördü. Hemen hastaneye geri getirmişlerdi Semih'i. Barış böyle bir şey olabiliceğinin farkındaydı. Semih'in annesi uyarmıştı o yüzden çok paniklememiş soğukkanlı davranmıştı.

Semih'in elini tutup beklerken sevgilisi aralamıştı gözlerini. Herkes derin bir nefes aldı Semih'in gözlerini açmasıyla.

"Islak kıyafetlerlesiniz hasta olcaksınız"

Barış hariç hepsine ithafen konuşmuştu. Barış hastanede Semihle beraber kaldığından yedek kıyafet vardı yanında.

"Bize bir şey olmaz Semih'im kendine odaklan sen."

Herkes Arda'yı onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

"İyi misin?"

Barış'a çevirdi bakışlarını Semih. İçten bir tebessümle kafasını aşağı yukarı sallamıştı. İkili sarıldıktan sonra ortamdaki sohbete katılmışlardı. Hatta Hakan sağolsun fifa açmışlardı. 4 tane kol olduğundna sırayla oynuyolardı. Ps Hakan'ın olduğundan dolayı çok geliştirmişti kendini, bu yüzden Kenanla o yeniyordu hepsini. Merih ise daha önce hiç oynamadığından dolayı elini sürmemişti, o kadar ısrara rağmen. Hakanla Kenan hepsini tek tek yendikten sonra dalga geçiyorlardı bir de.

Semih gerçekten kendini çok mutlu hissediyordu. Saçları dökülmeye başlamasına rağmen, arkadaşları en kötü gününü güzel bir güne çevirmişlerdi. Çok minnettardı hepsine.

Hastane odasında gayet güzel bir akşam geçirmişlerdi. Ardından diğerleri evine dağılmıştı Semih'e sarılıp. Barışla başbaşa kalmıştı yine. Bi umutla sevgilisine döndü Semih.

"Saçını boyayalım mı"

Kaşlarını çatıp Semih'e bakmıştı Barış.

"Ya ben ne diyorum sen ne diyorsun"

"Barış kesmiceksin saçlarını. Kendimi iyi hissetmemi istemiyor musun, kesersen iyi hissetmem. Sarı yapalım saçlarını olur mu?"

Barış pes etmişti. Sevgilisinin dediği her şeyi yapmayı kendine görev belirlemişti zaten. Neden böyle yapmak istediğini de az çok anlıyordu. Kendi saçları sarıydı Semih'in o yüzden Barışınkini de sarı yapmak istemişti. Ama Barış'ın bilmediği şey Semih bunu daha farklı bi sebepten istemişti. Eğer yakında ona bir şey olursa en azından bi parçası Barıştaymış gibi hissedicekti böylelikle. Anlatsa saçma gelicekti o yüzden susmuştu. Ondan gizlemeye çalışıyorlardı ama durumunun kötüye gittiğini anlayabiliyordu.

Biraz daha ısrarına karşın Barış da teklifini kabul etmişti. Marketlerin kapanmasına son anda yetişip almıştı sarı boyayı. Banyoya geçmişlerdi şimdi. Eldeki imkanlardan dolayı boyayı karton pardağa dökmüşlerdi ve hastanenin plastik kaşığıyla karıştırıyorlardı. Eline şeffaf poşet geçirmiş boyaya daldırmıştı şimdi Semih. Barışın saçı zaten kumral olduğundan dolayı açmaya gerek duymamışlardı. Kıvırcık tutamlarda boyayı gezdirirken gözleri doldu. Aynadan farketmişti Barış. Semih'e döndü hızla.

"Semih bak"

"İtiraz istemiyorum"

Konuşurken bi yandan da kolunun tersiyle gözünü silmişti Semih. Zorla kafasını çevirmiş boyamaya devam etmişti sevgilisinin saçını.

Çok mu hızlı bölüm atıyorum bilmiyorum ama finali yazmak için biraz fazla sabırsızım da. Çok güzel bir final bekliyor haberiniz olsun. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum❤️

Bound to you// BARSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin