"Orçun kendini vermiyorsun!"
Hazal ekipmanların arasından kurtulup, soluğu oyuncuların arasında aldığında siniri yüzünden belliydi.
Yaklaşık 11.tekrarı çekiyorlardı ve sahne her defasında Orçun'un rezalet girisiyle bozuluyordu. Daha ilk haftadan programin öyle gerisindeydiler ki Hazal şimdiden iki paket sigarayı silip süpürmüştü bile."Daha kaç tekrar almamız gerekiyor? İki saate güneş batacak ve biz daha yakınları, detayları bile alamadık!"
Orçun sektörde 'sorunlu' oluşuyla bilinirdi. Babasının verdiği güvenceyle -ki kendisi sektörün en sözü geçen yapım şirketlerinden birinin sahibiydi- şımarık, kaprisli oyuncu olmaktan hiç gocunmuyordu. Her ne kadar işini hakkıyla yapıyor, karakteri iyi yansıtıyor olasada, tıpkı şuanki gibi şımarıklıgının tuttugu anlarda ise Hazal'ı çileden çıkartmak icin elinden geleni yapıyordu.
"Hazal'cım bak ben karakterimle alakalı söyle düşünmeye başladım-"
"Orçun'cum," dedi sabırla. "Ekstradan düşüncelere zamanımız yok farkındaysan. Senaryo neyse onu oyna, karakterine yorumlarını senaryonun dışına çıkmadan kat. Tamam mı canım?"
Hazal bir cevap beklemeden arkasını dönüp tekrar sandalyesine ilerlerken, "Ya canım bak senin daha ilk filmin oldugundan bilmiyorsun tabi ama, boyle sahnelerde aslında-" diye konusmaya devam eden Orçun'u duymasıyla içinden o sözleşmeyi imzaladıkları güne küfürler etmeye başlamıştı bile.
Sakin kalmalıydı.
"Orkun'cum, Asu'nun ailesi senin aileni katletmis," derken elinin tersiyle sıkıntıdan baygınlık geçirmek üzere olan Helen'i işaret etti. "...bir yolunu bulup intikam almaya gelmissin ve gercekten Asu'ya yüzünde güller açarak mi selam veriyorsun? Ya aileni öldürmüş kadın!"
"Ama karaktere bir renk katmak istiyorum-"
"Ya katma kardesim!" Bakışların odağı haline geldigini fark edince daha sakin bir şekilde devam etti. "Katma Orçun'cum tamam mı?"
&
"Hazal bu lavugu iki haftaya kalmaz öldürür, ikiyüzden açıyorum."
Milliler sabahın erken saatlerinde başlayan antremanlarından çoktan dönmüşlerdi. Ve tamda cekimin ortasinda geldiklerinden setin ortasina dalmamak icin el mecbur kenardaki masalara kurulup onları izlemeue baslamislardi.
Barış'ın açtığı bahisler başta diğerlerine şüphe uyandırsada, Hazal'ın aniden "Ya katma kardesim!" diye yukselmesi ve Orçun'un gergin bir ifadeyle bi adım geri cekilmesiyle ortalık alevlenmisti.
"Niye öldürsün abi?" Ferdi odagını setten çekip onlara döndüğünde, muhabbeti tam olarak anlayamamıstı.
Barıs açıklamaya üşenip, Ferdi'nin omzunu sıktı. "Ferdi bendende bir beş yüz diyo, yok mu arttiran?"
"Ya ne bes yüzü," Cenk bilegindeki rolex'i çıkartıp masaya koydu. "Bir ay sonunda Hazal bu gevsegi tartaklamazsa benide burda yat-"
Mert sonlara doğru Cenk'i dürtüp Arda'yla, Semih'i isaret etti. Alaylı bir ifadeyle, "Ya bunlar daha süt kokuyo süt, yanlarina küfür etmeyin cocukların." dedi.
"Abi abartmayın ama ya!"
"Abi aşk olsun yani cidden!"Eş zamanli olarak itiraz nidaları yükseldiginde, Barış arkalarindan dolanıp ikisininde ensesine elinin tersiyle cakmisti. "Susun bakiyim, abilere cevap verilmez."