"Berat düzgün tut şunu ya!" Salak çocuk heyecandan hiç bir şeyi düzgün yapamıyordu. Elimdeki süsü kaldırmaya devam ettim."Yardım edeyim mi? " Arkamda konuşan İsmail'e baktım. Benim yapamadığımı o nasıl yapacaktı acaba? "Yardım etmek isteyen de benden 20 santim uzun" Göz devirdiğimde ellerini belimde hissettim.
Vücudum kaskatı kesilirken ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Ufak bir çığlık kaçtı ağzımdan. "İsmail napıyorsun!? İndir beni! " Beni takmadan süsü asacağım yere doğru kaldırmaya devam etti.
Tamam kilolu değildim ama bu kadar kolay kaldırabileceği kadar da zayıf olduğumu düşünmüyordum. 50 kilocuktum.
"Yardımdan kastım buydu. Hadi tak" Kendime gelerek süsü astım. Düşmemek için omuzlarına koydum ellerimi. Dikkatlice indirdi beni. Ayaklarım yere değince rahatladım.
Gözlerimin içine bakarken gülümsüyordu. Eli alnıma düşen perçemlerimi düzeltti yavaşça. Fazla erkeksi kokuyordu. "Tokaların güzelmiş"
Gülümsemeye çalıştım. Bu yakınlıkla kolay olmuyordu. "Teşekkür ederim..." Gülümsemesi genişledi.
Ördüğüm saçımı omuzuma çekti ve ucuna dokundu. Tokaya baktı. Saçımın ucundaki kirazlı tokaya dokunuyordu.
Bir eli hala belimdeydi. Sanırım farkında değildi. Bu adam iman power birisi değil miydi ya? "Aa! Esma'cım sen kendinden büyüklerle takılıyor muydun ya? "
Açelya sus amına koyayım! Sus!
"Derken? " Sesine noldu İso'cum. Niye kısıyorsun o sesini? Niye dibime giriyorsun canım? Ne gerek var?
"Yani... Genelde 8-10 yaş grubu erkek çocuklarından çıkma teklifi aldığım için " Sırıtarak dudağını dişledi. "Ben biraz büyük kalmışım evet... Kaç yaşındaydın bu arada? Hayır hemşire hanım bu bıcır bıcır halinle kendilerini seninle yaşıt sanmış olabilirler de ondan sordum"
Köpek!
Birde dalga geçiyor!
Bıcır bıcır mı dedi o?
"Bıcır bıcır ne be? Çocuk muyum ben? " Memnuniyetsizce sorduğum soruya gülümsedi. "Evet küçük bir kız çocuğusun"
Kız mı çocuğu? Ney? Pardon?
Af buyur?
Ha ben sıradan bir kız çocuğuyum yani.
Benim kafada kurma seviyesi...
Ne diyecekti aşkım mı diyecekti ?
Dese daha büyük şok yaşarım.
Ellerimi omuzlarından çektim. Geri çekildim yavaşça. Elini belimden çekti. Boğazını temizledi. Alnını kaşıdı. Yeni mi farkediyordu bulunduğumuz durumu?
"Geliyorlar geliyorlar! " Neslihan'ın sesi ile bahçe girişine baktım. Arka bahçeye genelde gelen olmazdı.
Kader pastayı eline aldı. Bugün Ayşegül'ün doğum günüydü zaten. Hediyesi de evlilik teklifi olacaktı. Berat gözlerini kapattığı sevgilisini getirdi yavaşça.
Gözlerini açtı. Salih ve Mustafa konfetileri patlattılar. Yüksek sesi ve patlayan şeyleri sevmediğim için hiç bakmadan yanımdaki kişinin tişörtünü tuttum. Sesler kesilince gözlerimi açtım.
İsmail gülümseyerek bakıyordu yüzüme. Utançla çektim elimi. "Kusura bakma öyle ani şeyleri sevmiyorum" Anladığını belirtmek için başını salladı.
"Yaa! Teşekkür ederim! " Ayşegül neşeyle şakıdı. Yaklaşarak pastanın mumlarını üfledi. "Doğum günün kutlu olsun şekerim! " Neslihan pastayı kenara bırakarak sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çay İçer Miyiz? ~İsmail Yüksek ~
FanfictionŞansımıza ne çıkarsa kurgumdaki İsmail ve Esma için yazdığım bir kurgudur