(9 Yıl Önce)
Bu gün hiç gelmesin istemiştim, o da istedi. Çünkü yapacağı şeyin onu parçalayacağini biliyordu.
Kaderime razı olmuş bir şekilde, karşımdaki Gojo'ya baktım ve sadece 2 yıl öncesini hatırladım.
O yer bir mağara gibiydi, birinin acıyla inlemesini duyduğumda o karanlık, sadece Ay ışığının vurduğu yerde birini gördüm, bu beyaz saçlı çocuğu tanıyordum zaten.
Yanına gelip diz çöktüğümde kullandığı 'Mor' tekniği onu çok zorlamış ve yaralamiş olduğunu gördüm. Henüz yeni öğreniyordu benim gibi...
"Çok acıyor mu?" Dedim elimde küçük bir kırmızı ışık yarattım ve alnındaki kanı sildim. Mağaranın tabanından damlayan su damlaları beyaz saçlarını ıslatmış ve alnına yapışmasına neden olmuştu. Derin aldığı nefesler yankılanıyordu.
"Seni görünce daha iyi oldum" diye dalga geçtiğiniz her zamanki gibi ve gülerek göz devirdim. Kimsenin ona yardım etmesini istemediğini biliyordum ama bu yardımcı olmama engel değil.
"Neden buradasın? Benden uzak olmalısın." dedi Gojo net bir sesle ve sadece omuz silktim, aptal kurallar...
Elimdeki kırmızı iyileştirici gücümle yanağına dokunduğum anda tüm acısını kendime aldım, bunu hissetti çünkü tüm acısı yok oldu ve başını avucuma yasladı istemsizce, kıkırdadım.
"Hep acımı almak için burada olacak mısın?" diye sessizce mırıldandığını duydum, o kadar kötü bir haldeydi ki gücümü kullanmasam ya ölür, yada ağır yaralı olurdu muhtemelen. Kırmızı gözlerim ona temas ettiğimden beri parlıyordu,
"Acının alınmasına ihtiyacın var mı?"
Gözlerini açtı o zaman ve mavi gözleri benim kırmızı gözlerimle buluştu, sıcak nefesi tenime çarptığında omurgamdan aşağı bir ürperti hissettim. Başını eğdi hafifçe gülerken,
"Yok, ama sen alacaksan ses etmem." Soğuktu ama onun tersine ben sıcaktım. Çeneme ve yanağıma temas eden parmakları soğuktu, ama tereddüt etmeden dudaklarıma bastırdığı dudakları parmaklarının tersine sıcak ve yumuşaktı...
2 yıl önce onu ben kurtarmıştım, şimdi ise beni öldürecek olan oydu...
Gözlerimden akan yaşları umursamadan gülümsedim, içimde hiç korku hissetmeden hemde. Ama onun mavi gözleri çok şey anlatıyordu, en çok da acı ve çaresizlik. Çaresiz çünkü bunu yapması gerektiğini en iyi o biliyor.
"Nyx... Ben.." tekniğini uygulamak için kaldırdığı elini kullanmayı reddediyordu.
"Sorun değil, biliyorsun. Hadi." gülümsememi bozmadım, tersine oldukça mutluyum.
"Kahretsin! Nasıl bu durumda bile gülebilirsin..?" sinirle çenesini sıktığını biliyordum. Elini indirdiğini görünce hızla ona doğru adım atıp elini tuttum,
"Bitir bunu."
Kararlı bir şekilde elini tuttum ve ona baktım. Kendini toparlaması gerekiyor çünkü bu tanıdığım Gojo değil.
Farkındalık zihnini ele geçirdiği her saniye daha çok zorlanıyor ve bunu hemen yapmazsa asla yapamaz, bunu o da biliyor.
"Kahretsin..." dişlerinin arasından mırıldandı, bu kadar zorlanmasini beklemiyordum. Sonuçta o kim herkes biliyor... En güçlü. Yakındaki yüzüme son kez baktı, uyarmadan son kez dudaklarımın üzerine kapandı ve bu sefer sadece özür diler gibi öptü.
"Affet." dedi sadece alnını alnıma yaslamışken, sadece buruk bir şekilde gülümsedim, bir kaç adım geri çekildim tekrar elini daha kararlı bir şekilde kaldırdığında.
"Arkadaşlarıma söyle, hiçbir şeye değişmeyeceğim güzel bir hayat yaşadım, Satoru."
Bunlar o an son sözlerim oldu.
(Yazar Anlatımı)
Gojo gücünü kullandığı anda Nyx'in kafasından kanlar fışkırdı ve gözleri önünde yere yığıldı. Gojo donuk bir şekilde elini indirirken başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti, sonra buz kesti. Yaptığı şeyin farkındalığı onu darmadağan etti.
Ama kanlar içinde yatan Nyx hâlâ gülümsüyordu.
Ve ölürken kendini birden başka bir yerde bulmayı beklemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçluluk | Ryomen Sukuna/Gojo Satoru¤
FanfictionSatoru Gojo tarafından öldürüldüğümde, gücüm hafife alındı, ben hafife alındım. Peki ya tıpkı Geto gibi bir lanete dönüşüp, çok daha güçlü bir şekilde geri gelmem en çok kimi bozguna uğratır? Beni öldürmeyi o istemedi, buna mecburdu ve bunu biliyord...