Yazardan Minik Bir Uyarı:
-Bu kitapta, One-Shot kitabındaki bölümlerden bazı alıntılara rastlayabilirsiniz. Korkmayın, dünyanın sonu değildir, sadece yazarın üşengeçliğidir. Yazar da aynı yazar olduğundan bizce bir sorun yoktur. Keyifli okumalar 🙌🏻🍂
Şu anda konuşmak istediği iki kişi vardı; biri komada, diğeri ise ondan yüzlerce kilometre uzaktaydı...
🍂
"Ama Veysel... Komada."
Bu kez herkesin yüzüne bir şok ifadesi yayıldı. Kimseye direkt olarak bakamadı Kenan, Cemile'den de kaçırdı gözlerini.
"Elimizden geleni yaptık..." dedi, sesi titrerken. "Ama artık... Her şeye hazırlıklı olmak zorundayız."
Bu cümleyi söylemenin ağırlığını hiçbiri bilemezdi. Kenan doktorluğundan sıyrılmak, yalnızca abi olmak istiyordu ancak o kardeşinin hem doktoru, hem de abisiydi. Durumunun gerçekliğini, ölüm ihtimalini en ince ayrıntısına kadar biliyordu. Ağzından dökülen her kelimenin ona ne kadar acı verdiğini kimse anlamazdı, anlayamazdı da.
Kalabalığın arasından sıyrıldı gitti, arkasında birilerinin Cemile'yi teselli etmeye çalıştığını duyabiliyordu. Dakikalar içinde odasına vardı, içeri girip kapıyı kapattı ve kilitledi. Sendeleyerek ilerledi, koltuğuna oturmak istese de bacaklarında onu daha fazla taşıyacak güç kalmamıştı. Ayakta duramayacağını hissederek duvara tutundu, sırtını yasladı. Yere çökerken gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
Az önceki anları unutmak istese de unutamazdı. Kolundaki her bir zerre uyuşmuş ve sızlarken, kalbi hala şiddetle çarparken nasıl unutacaktı ki? Sinyal sesi kulaklarından gitmiyordu. Aldığı nefesin ona yetmediğini hissederek yumdu gözlerini, derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı ama mümkün değildi. Ciğerleri daralıyor, oda gittikçe küçülüyormuş gibi geliyordu.
Kendine bile itiraf etmekten korktuğu o ihtimaller geldi aklına. Testlerin sonuçları belli olmadan hiçbir şey kesinleşmeyecekti ancak Veysel'in hasarsız kurtulamayacağının farkındaydı Kenan. Başı duvara yaslı, gözyaşlarıyla dolu gözleri tavanda, her bir düşünce kalbine acı verirken durdu öylece. Nefesleri yavaş yavaş bir düzene girdi, kalbi rahatladı.
Titreyen, güçsüz elinin tersiyle yanaklarındaki ıslaklığı sildi Kenan. Bacaklarını kendine çekti ve alnını dizlerine dayayıp sıkı sıkı yumdu gözlerini. Veysel'e kalp masajı yaptığı anlar zihninin her köşesine kazınmıştı. Bir film şeridi gibi geçtiler gözünün önünden. Elini başına götürdü, hafifçe çekiştirdi saçlarını. Canı acıdı ancak o görüntüler hala, tekrar yaşıyormuşçasına gözünün önündeydi.
Başını kaldırdı Kenan, yutkundu. Şimdi dağılmanın vakti değildi. Ailesinin ona ihtiyacı vardı... Veysel'in ona ihtiyacı vardı. Toparlanmak zorundaydı. Kardeşi yoğun bakımda yatarken o burada ağlayıp sızlanamazdı. Elinden ne geliyorsa yapacak ve onu o komadan çıkaracaktı. Acıyla gülümsemeye zorladı kendini, biliyordu ki Veysel'in komadan uyanması için yapabileceği bir şey yoktu, ama yine de çabalayacaktı. Bir şey yapmadan duramazdı çünkü. Vicdanı rahat olmazdı.
Ayağa kalktı, silkelenip toparladı kendini. Önce lavaboya gitti, yüzünü yıkadı. Aynada gözlerine baktı, çevresi kıpkırmızı kesilmişti. Elini yüzünü kuruladıktan sonra derin nefeslerle kendini toplayıp boğazını temizledi ve lavabodan çıktı. Odasından önlüğünü alıp alt kata indi. Yoğun bakıma yaklaştıkça adımlarının geri geri gittiğini hissetti, ailesiyle karşılaşmayı istemiyordu şu anda. Yine de kendini devam etmeye zorladı ve koridorun köşesini döndü. Beklediği gibi, herkes orada oturuyordu, Cemile ise ayaktaydı, camdan bakıyordu. Kenan'ı gördüğü anda hızla ona koştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Dolu Gülümsemeler • Veysel Kaya & VeyKen (Gönül Dağı)
FanfictionVeysel'in sakat kalışından itibaren olan olayları, olması gerektiği gibi ele alan bir kurgu.