8

16 6 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jaehyun

Johnny evden dışarı adım atmayı dahi düşünmemem yönündeki gayet açık emirlerini verip çalışma odasına kapandıktan sonra, seçeneklerimi gözden geçirmiştim. Eve gitmek aptalcaydı ama burada kalmak da daha akıllıca değildi. Üzerimdekilerden başka kıyafetim yoktu ancak sorun tam olarak bu da değildi. Çantamı yatak odasında bulmuştum. Tanrıya şükür Johnny cep telefonumu olmasa bile, bunu almayı akıl etmişti. Ancak cüzdanımda sadece iki tane bin won vardı. Eve dönmeme yeteceği yoktu. Kredi kartlarım yanımdaydı ama kolaylıkla takip edilebilecekleri için onları kullanma konusunda ciddi tereddütlerim vardı.

Ülkenin dört bir yanına yayılmış lise arkadaşlarımı düşünsem de bir telefon olmadan onlara ulaşmak aptalcaydı.

Gel gelelim, bu evde bir tane bile görmemiştim.

Bir odadan diğerine gezerek saatler geçirmek delirecek gibi hissetmeme sebep oluyordu. Yine de evin en sevdiğim kısmını seçecek kadar kendimi vermeye çalışmıştım. Kesinlikle favorim kış bahçesiydi. Bütün o bitkiler insana dışarıda olduğu ve evrendeki en seksi ve en kaba uzaylıyla bir kafese tıkılmamışsın duygusunu veriyordu.

Üzerine giyecek bir tişört bulmuş muydu acaba?

Kış bahçesi birkaç derece daha sıcaktı ve kocaman dişbudaklarla karaağaçlar bir miktar mahremiyet sağlasa da, biri ön taraftan bakacak olduğunda tavana kadar uzanan pencereler sayesinde içeride ne olup ne bittiğini rahatlıkla görebilirdi.

Planlarımı düşünürken midem adeta düğümlenmişti. Gece olduğunda gidecektim. Buna mecburdum.

Gün boyu panik, içimde kök salmış, zararlı bir ot gibi yayılmıştı. Kendimi kapana kısılmış hissediyordum -kapana kısılmıştım ve buradan çıkıp kasabada bir telefon bulmalıydım. Arkadaşlarımdan birinin evine varınca da ne yapacağıma karar verirdim.

Güneş ufuk çizgisine yaklaşırken çalışma odasının kapısının önünde durdum ve kulak kabarttım. Hiçbir şey duyamasam da odadan çıkmadığını biliyordum. Yine o dumansı uzaylı biçimine bürünmüşse bile onu mutlaka görürdüm. İçerideydi, belki de uyuyordu.

Aceleyle üst kata çıkıp kimliğimi ve parayı alırken kredi kartlarımı pantolonumun arka cebine koymuştum ve umarım kullanmak zorunda kalmam diye düşünüyordum. Ama yine de her ihtimale hazırlıklı olmak istiyordum. Çalışma odasını bir kez daha kontrol ettim ve hiçbir ses duymayınca sessizce salona geçtim. Evin dış kapısına geldiğimde gözlerimi sıkıca yumdum ve kapıyı yavaşça, ihtiyatla açtım. Çıkan tık sesi bana gök gürültüsü kadar yüksek gelmişti.

Omzumun üstünden geriye bakıp Johnny'nin çalışma odasından dışarı fırlamasını ve beni yakalamasını bekliyordum ama öyle bir şey olmayınca çabucak kapıyı dışarı çıkmama yetecek kadar araladım. Kaplumbağa yavaşlığıyla kapattığım kapının dili yuvasına otururken gözlerimi gerginlikle kapamıştım ancak sorun yoktu. Dışarıdaydım.

Asenis-σκιά - johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin