Sonsuza Dek Benim Olman Gerekiyordu!

19 5 4
                                    

Hongjoong kendi sözlerini duyunca boğazında bir düğüm oluştu, sesinde bir pişmanlık düğümü tıkandı.Hwa'ya bakıyor, yüzünden gözyaşları akıyor, umutsuzca ona güven vermeye çalışırken sesi titriyor.  "H-hayır, hayır, bekle lütfen... Ben..."

Seonghwa onun cevap vermesini beklemeden kapıyı kapatıp mutfağa koştu ağlayarak.  Hongjoong kapıyı çalıp ona sesleniyordu ama Seonghwa onu görmezden gelip en büyük bıçağı alıp boğazına tuttu.Gözlerinden yaşkar ajarken boğazında hıçkırıklar dizilmişti.

Hongjoong evin etrafında dolaşırken açık mutfak camından sevgilisini fark edince panikledi. Hemen kapıya koştu.Yumruklarını kapıya vuruyor, sesi panik içinde titriyordu.  "Bekle! Ne yapıyorsun?! Hemen şunu bırak, pişman olacağın bir şey yapma!"

"Bana karışma HONGJOONG!  KAÇ YILLIK SEVGİLİNİ DEĞİL, İŞİNİ SEÇTİN!  HERŞEY İÇİN ÇOK GEÇ HONGJOONG..."  Seonghwa bıçağı boğazına bastırırken Hongjoong kapıyı kırıp mutfağa girmişti.

Gözleri korku ve endişeyle irileşerek sevgilisine koştu umutsuzca. Bıçağı dikkatlice sevgilisinin boğazınızdan çekiyor, bileğini tutarken elleri titriyordu. Sevgilisinin gözlerinin içine bakarken, sesi çaresizlikten titriyor.  "Hayır, hayır, hayır... çok geç olduğunu söyleme."

Evet artık çok geçti çünkü küçük yıldızı, artık sönüyordu.Seonghwa'nın boğazindan kanlar akarken Hongjoong kalbinin ağırlığını hissedebiliyordu.

Seonghwa boğazından kan aktığını görünce gülümsedi sadece. "Evet,Artık çok geç Hongjoong."  Her yer kan içerisindeyken Seonghwa sertçe düştü.

Hongjoong sevsiği bedenin yere düşmesini, cansız vücudunun etrafında kan birikmesini dehşet içinde izledi. Dünyası parçalanıyor, seçiminin gerçekliği yüzunden göğsüne kurşun gibi bir ağırlık gibi çöküyor.  Yüzünden yaşlar akarken, dizlerinin üzerine çöküp sevgilisinin başını kucağına aldı.

Küçük yildizi,Seonghwa'sı hareket etmiyordu. Sadece boğazindan değil,karnından aşağıya da kan yavaş yavaş yayılırken Hongjoong nefes alamadığını hissetti.

Çaresizce onu uyandırmaya çalışırken vücudu titriyordu.  Tekrar tekrar sevgilisinin adını sesleniyor, sesi boğuk ve çaresiz çıkıyordu.  "S-Seonghwa... uyan, g-güzelim. Lütfen,beni bırakamazsın... bu şekilde olmaz..."

Yüzü acıdan buruştu, Seonghwa'yı kendine yakın tutmaya devam ederken gözyaşları onun cansız yüzüne akıyordu.  Seonghwa'nın saçını okşuyor, parmakları kederden titriyordu. 

"Hayır, hayır, hayır... bu olamaz... Sonsuza dek benim olman gerekiyordu..."





Bok gibi Bi yerde kestim sorry.

Oy ve yorumu unutmayınnn tekrar bölüm atacagimmm

Mistakes  || SeongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin