Yazarın anlatımıyla;
18 yıl önce..(İrem yaklaşık 5 yaşındayken..)
Kış ayının ortasıydı ancak güneşin tepede olduğu saatlerdi.İrem o gün eski evlerinde bulduğu küçük aynayı eline almış,yere değmeyen ayaklarını uzatıp oturduğu koltukta ayaklarını sallandırırken saçlarını şekillendirmeye çalışıyordu.
Saçlarını örmeyi bilmediği için birbirine dolaştırıp duruyordu.Üzerinde pembe bir kazak,ve krem renginde bir yelek vardı.Altında ise onu sıcak tutacak yünlü bir pantolon vardı,ona bol geliyordu.Çünkü abisinin eski pantolonuydu ve beş yaşındaki küçük kız,bunların içinde minnacık kalıyordu.Ablasının yırtık çoraplarını da giymişti üşümemek için.Kafasına damlayan soğuk suyla irkildi.Kafasını suyun geldiği yere kaldırdığında burnuna damlayan bir damla su daha gelince evlerinin tahta tavanının çatlak kısımlarından eve su girdiğini fark etti.Yağmur yağıyor olmalıydı."Hiiiiiihhh,ablaa!"
Annesi ve babası,İrem henüz iki yaşındayken vefat ettiği için,ona anne babalık yapan abla ve abisiydi.
Diğer çocuklar korktuğunda 'Anne!' derken,İrem hep 'Abla!' diyordu.Onun sesine abisi koşarak gelince,İrem kafasını abisine doğru çevirdi.Abisi telaşlı duruyordu ve nefes nefese kalmıştı.
"İrem,ne oldu abiciğim?"İrem,masum bakışlarını eksit etmeden işaret parmağıyla tavanı gösterdi.
"Su geliyor," dedi. "Evi su basmadan durduralım onu,abi!"Abisi tavana bakıp bir eliyle ensesini kaşıdı.
"Ama ben ulaşamam ki oraya,Feride ablamı çağıralım.O benden uzun."İrem onaylarcasına kafasını salladıktan sonra,Feride'nin yanına gittiler.Feride en son mutfakta,kardeşleri İrem ve Can'a yemek hazırlıyordu.
Can ve İrem koşarak kırık dökükte olsa karınlarını doyuran mutfaklarına koşarken,Can bağırdı.
"Feride ablaaa!"Feride on dört yaşındayken;Can dokuz,ve İrem ise beş yaşındaydı.
"Mutfaktayım,Can!"Feride,evde bulduğu sertleşmiş ekmeği ocağın üstüne katarak ısıtmaya çalışırken düşündüğü tek şey kardeşleriydi.Isınmış ekmeği ikiye bölüm arasına salça sürmeye başlamışken Can aniden mutfağın kapısını açtı.
"Abla!"Feride,alışılmış şeyler olduğunu düşünüp kafasını elindeki ekmekten kaldırmadan konuştu.
"Aç mısın?İrem ile kavga mı ettin? Tabii ya,tahmin etmeliydim.Üşüdünüz!""Hayır üşümedik,ama bu gidişle üşüyeceğiz!"
Bu sözler üzerine Feride hızla kafasını Can'a çevirdi.Arkasından yavaşça gelen küçük kızı görünce kaşlarını çatıp olanlara anlam vermeye çalıştı.İkisini de baştan aşağı süzdükten sonra elindeki yarısına salça sürülmüş ekmeği tezgaha koyup yanlarına gitti.Eğilip İrem'in suratını avuçlarının içine aldı.
"Ateşiniz mi çıktı," dedi.Hızla ayaklanırken "Ay ne oldu!" diyerek devam etti.Ardından,kız kardeşi gibi sarı saçlara sahip çocuğa gözlerini kısarak baktı.
Düşüncelere dalmış gibiyken,Can'ın tekrardan elini ensesine götürdüğünü farkedince korktuğunu anladı.
"Ay ne oldu,oğlum?""Abla eve su damlıyor,eve yağmur düşüyor.Demek istediğim,evi su bastı!"
Feride'nin gözleri irice açılırken,tezgahın altındaki dolaba koşup büyük kırmızı bir leğen çıkarttı.
"Nerede?"Dünden hazırmış gibi görünüyor olmalıydı ki İrem kıkırdayarak, "Salon!" cevabını verdi.Evin tek sıcak odası salondu.Mutfak,lavabo ve üçünün birlikte uyuduğu tek yatak odası soğuktu.
Feride elindeki leğen ile koşarak salona giderken,Can ve İrem ise kıkırdayarak ablalarının peşinden gidiyorlardı.İrem gülerek salona girmişti ki,karşılaştığı manzara onu şoka düşürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Gerçek
ActionFısıldadım. "Ağlasana." Muzipce sırıttı. "Neden?" "Duygusuz,babam öldü diyorum." "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar,Elvin." - Evren Uluç,üye olduğu bir çeteden istifa ettikten yıllar sonra;çetenin devamlılığını sürdürerek,çetenin üyeleri Evren'...