Evde hiçbir şey kalmadığını fark ettiğimde, markete gitmek için hazırlandım. Serdar evde değildi, Hilal de Oğuzu parka götürmüştü.
Üzerime bir eşofman ve sade beyaz bir tişört giyip çıktım dışarı. Ellerim eşofmanın cebinde yürümeye başladım....
Markete geldiğim zaman içeri girdiğimde kimsecikler yoktu. Sadece iki tane market çalışanı gördüm. Ev için bir kaç bir şey almaya başladım. İhtiyaç olan her şeyi aldığım zaman kasaya gittim.
Kasiyer olan adam bana tip tip bakıyordu. O malzemeleri kasadan geçirirken, markete biri daha girdi ama başımı cevirip de bakmadim. Kasiyer eline aldığı sütle bir an duraksadı ve arkama baktı. Daha sonra elindeki sütü bırakıp kasadan ayrıldı. Şokla ona baktım.
"Hey nereye gidiyorsun? Daha diğerlerini kasadan geçirmedin!" Beni hiç umursamadan çekip gitmişti. Derin bir nefes aldım fakat belime dolanan kollarla aldığım nefes bir yerlerime kaçtı. Arkamdaki adam kulağıma eğildi. "Seni çok özledim" Malinin sesini duymamla gözlerim korkuyla titredi. Kafamı çevirip ona bakacak cesareti bulamadim.
Belime sarılı olan ellerini çekmeye çalıştım. "Mali bırak beni!"
Beni dinlemedi. Aksine daha çok sıkı tuttu belimi. "Hayır miniğim. Bu sefer olmaz... Bu sefer seni bırakmam"
Gözlerim doldu korkuyla. "Mali yalvarırım bırak..." Duraksadı. Ellerini belimden çekti. Beni kendine çevirdi ve yüzüme baktı.
"Ağlama lütfen ağlama. Tamam dokunmuyorum... Ağlama yalvarırım"
Yanından geçip gidecekken önüme geçti ama bana dokunmadı. "Bekle Umut, lütfen bekle. Seninle konuşmalıyım"
Onu umursamadım diğer tarafindan geçip gidecekken yine önüme geçti. "Umut lütfen... Affet beni" Durdum ve ona baktım. "Affedeyim?" Yaşlı gözlerimle, dişlerimi sıkarak üzerine yürüdüm. "Siktir git Mali!"
Onu ittirerek yanından çekip gittim. Marketten hızla çıkıp eve doğru büyük adımlarla ilerledim. Ara da bir de arkama bakıyordum, peşimden gelebilirdi çünkü.
....
Eve vardığımda kapının önüne oturmuş ağlayan Oğuzu gördüm. Hemen yanına koştum ve yere çöktüm. "Oğuz n'oldu? Neden ağlıyorsun?"
Dizlerine gömdüğü kafasını kaldırıp sulu gözleriyle bana baktı. "Umuyt aybi..."
Beklentiyle ona baktım. Tanrım neden ağlıyordu bu çocuk? Özellikle Hilal neredeydi?
Birden bana sarilmasiyla dondum kaldım. Kollarımı ona dolayarak kendime daha çok çektim. "Anlat bana bebeğim. Neden ağlıyorsun? Annen nerede?"
"Umuyt aybi... Aynnem... Aynnemi götüydüyley"
Duyduğum şeyler şoka girdim. "Kim götürdü bebeğim?"
"Siyah gözyükyü aybiyey onu ayıp götüydü... Umuyt aybi aynnemi istiyoyum" göğüsüme yaslanıp daha çok ağlamasiyla içim burkuldu. Kim bunu neden yapmıştı?
"Tamam bebeğim annen gelecek merak etme. Hadi şimdi eve girelim ve babayı bekleyelim tamam mı?"
Kafasını göğsümden kaldırdı ve ağlamaktan kızarmış burnunu çekerek kafasını salladı.
Onu kucağıma daha çok çekip ayağa kalktım ve evin kapısını açıp içeriye girdim.
.....
Kapının çalmasıyla koltukta uyuyan Oğuzun saçlarını okşamayı bırakıp hemen ayağa kalktım ve kapıya gittim. Serdar sinirle içeriye girdi.
"Hilal nerede?"
Ona baktım. "Sakin ol Serdar. Bende bilmiyorum nerede. Bu yüzden sana haber verdim"
Ellerini saçlarından geçirdi. Sinirle bagirmasiyla hemen kolunu tuttum. "Sana sakin ol diyorum! Oğuz uyuyor. Uyanırsa hiç iyi olmaz"
Derin derin nefesler alıp duruyordu. "Ona söz vermiştim Umut. Her ne olursa olsun onu koruyacağıma söz verdim.... Lanet olsun!"
Ona sarıldım. "Merak etme. Hilali bulucaz sevgilim"
Bana baktı, ellerini yanaklarıma koydu ve kafasını eğerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Oy vermeyi unutmayalım 💗 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba Mı? Koruma Mı? |Gay| Texting /Fazla Aşk Serisi 1\
Teen FictionHiç iki aşk arasında kaldınız mı? Ben kaldım. Biri beni her daim koruyan bir adam, diğeri ise beni her şekilde zorbalayan biriydi. Zorba mı? Yoksa Koruma mı? Ben hangisini seçmeliydim?