Günümüz, 2024
Bir elime valizimi diğer elime büyük çantayı alarak taksilerin geçtiği yere doğru yürümeye başladım.
Sırf Kerem'e sürpriz yapacağım diye bunları taşımak zorunda kalıyordum.
"Nereye gidiyoruz abla?"
Bir süre düşündüm. Saatlerce süren yolculuğun ardından beynim kısa süre çalışmayı durdurmuştu.
"Floryaya gidelim."
•••
"Hanımefendi geldik."
Kolumun dürtüklenmesiyle uyandığımda yanımda bana bakan adama doğru sert bir bakış attım.
"İnin isterseniz."
Taksimetreye bakarak ücreti ödedim.
Bagaja yerleştirilen bavulları alarak stadyuma doğru yürümeye başladım.
Gerçekten sırf Kerem'in mutlu olması için bu sürpriz işine bulaşmıştım.
Bide şuanlık gidecek yerimin olmamasından.
Kerem'den dolayı tanıdıklarım olduğundan girmem zor olmamıştı. Çantalarımı girerken güvenliğin yanında bırakmıştım.
Takımdakiler tabiki antrenmandaydı. Bozmak istemediğim için yedek kulübesinin arka taraflarına doğru giderek onları izlemeye başladım.
Aynı zamandada yorgunluktan bayılmamak üzere mücadele veriyordum tabiki.
Hepsini tek tek incelemeye başladım.
Gözüm Barış'a takılmıştı.
Kerem'le beraber gülüp duruyorlardı. İkisi içinde çok mutluydum, içten içe anneleri gibi gurur duyuyordum sanki.
Birden Kerem'le göz göze geldiğimizde ne yapacağımı şaşırmıştım.
Üstüme doğru koşmasıyla dengemi kaybedeceğimi düşünmüştüm ama bir anda kendimi ona sarılırken buldum.
"Sana gerçekten inanmıyorum. Neden haber vermiyorsun ya? Başına birşey gelirse nolucaktı?"
"Bende seni özledim, teşekkür ederim iyiyim."
Gülümseyerek bana baktığında bende ona aynı şekilde karşılık vermiştim.
Daha sonra takımdaki diğer arkadaşlarıyla kısaca tanıştım.
Sıra Barış'a geldiğinde bana baktığını fark etmiştim.
Tam gözlerimin içine bakıyordu, elimi uzattığımda ise hala göz temasımızı kesmemişti.
En sonunda utançtan elimi ve bakışlarımı üzerinden çekmiştim.
"Neyse, sen otur biraz yedek kulübesinde yarım saat sonra bitecek zaten. İstersen eve de gidebilirsin."
"Yok ya seni bekleyeceğim." Omuzumu sıvazlayarak benden uzaklaştığında tekrar yedek kulübesinde yerimi buldum.
Yarım saat hemen geçmişti zaten.
Ama bu süre içinde olan Barış'la göz göze gelmelerimiz sanki saatler sürüyor gibiydi.
Ve eminim antrenmanda olmasaydı daha uzun süre inceleyecekti.
-
Valizlerimi Kerem'in benim için düzelttiği odaya koyup biraz dinlendik. Ben uzun bi yolculuktan gelmiştim, o da antrenmandan. İkimiz de çok yorgun olduğumuz için uykuya dalmıştık. Uyandığımızda saat akşam 9 civarıydı. Mutfağa geçtik, ben ada tezgahın üstünde otururken o da kahve yapıyordu.