Üniversitede tanıştığım arkadaşım Selen buradaydı. Onu görmek beni hem şaşırtmış hemde mutlu etmişti."İnanmıyorum, ne işin var senin burda?" Gülerek birbirimize sarıldığımızda eliyle oturmamı işaret etmişti.
"Ee nasılsın, burada olduğunu bilmiyordum. Spor hekimliği için mi geldin?" Sorduğu soruyu başımla onaylamıştım.
"Çok olmadı zaten geleli." Ne olur ne olmaz diye elimdeki dosyayı ona uzattım.
"Bakalım şu cv'ye biz." Gülerek dosyayı elimden almıştı.
Bende aynı şekilde ona karşılık vererek dosyayı incelemesini bekledim.
O sırada da odayı inceliyordum. Pek bir olayı yoktu, normal odaydı işte.
"Bu arada sormayı unuttum ama içecek bir şeyler ister misin? Hemen gitmezsin herhalde?"
Bugün pek bir işim olmadığı için teklifini kabul etmiştim, hem eski arkadaşımla konuşmak bana da biraz olsa iyi gelebilirdi.
"Bir kahve alırım o zaman."
Kahvelerimizi söylediğinde dosyayı kapatarak bana uzattı.
"Açıkçası çok iyi kişiler başvuru yapıyor," Daha cümlesini tamamlamamış olsa da yüzüm şimdiden asılmıştı.
"Sende onlardan birisin Beren. Gerçekten aldığın eğitimi, başarılarını en iyi ben biliyorum. O yüzden tebrik ederim."
Elini uzattığında bende hemen aynı şekilde karşılık verdim. Artık resmen bir işim vardı. Ve gerçekten sevdiğim kişilerin yanında, sevdiğim bir iş olacaktı.
"Çok teşekkür ederim."
"Bundan sonra sürekli görüşeceğiz o zaman."
"Öyle gözüküyor." Kahvelerimiz geldiğinde kısa bir sohbete dalmıştık. Biraz eski yılları anmış, birazda havadan sudan sohbet etmiştik.
"Mail atacağım zaten ben sana , işle ilgili. Eve geçince onları bir incelersin. Sağlık raporları falan onlar da yarın elinde olur."
Gitmeden önce tekrar sarılmıştık.
"Tekrar tebrik ederim, görüşürüz."
Tesislerden çıktıktan sonra ilk işim markete uğramak oldu.
Ev için ufak bir alışveriş yapmıştım, daha takımdakilerin hiç biriyle konuşmamıştım ama sanırım mesaj atan vardı.
Bakmamaya karar vererek eve girdim. Bugünün boş geçmesini istemediğim için vakit geçsin diye kurabiye yapmıştım.
Saat 6'yı gösterirken kapının açılma sesini duydum.
Karşılamak için ayağa kalktığımda bu sefer kalabalık değillerdi.
Berkan, Barış ve Yunus gelmişti sadece. Tabi Kerem'le beraber.
"Hoşgeldiniz."
"Kızım deli misin, sabahtan beri arıyoruz açan yok. Çok merak ettik."
Meraklı gözler üzerimde dolaşırken arkamı dönüp uzaklaştım.
"Kabul edilmedin mi? Almadılar mı?"
"Alındım."
Bir anda hepsinin yüzü gülünce Barış içinin rahatlamasıyla bir nefes vermişti.
"O zaman kutluyoruz bunu?" Kerem, Yunus'um fikrine göz devirirken ben koşar adımlarla mutfağa gittim.
Tezgahta duran poşeti almamla beraber hemen Yunus'un yanına oturdum.
"Bu ne?"
"Sürpriz, açta görelim."
Herkes ne alaka dercesine bize bakarken Yunus gördüğü görüntüyle gözlerinden ışık çıkmıştı sanki.
"İnanmıyorum, geçen sefer burda unutmuştum dimi? Yalnız bu çok ince bir davranış."
Yunus bana teşekkür edercesine yarım ağız sırıtırken kahkaha atmaya başlamıştım.
"Neyse, ne zaman başlıyorsun sen?"
"Yarın, ilk iş günüm olduğu için biraz erken gideceğim."
Biraz sohbet ettikten sonra onlara yaptığım kurabiyelerden tattırdım. Hepsinin çok beğenmesi beni mutlu etmişti.
Kerem artık küfür etmek üzereyken herkes eve dağılmıştı. Tabi kutlama için yine bir söz almışlardı ama.
"Beren işin hayırlı olsun, inşallah hiç birimizle uğraşmak zorunda kalmazsın."
"İnşallah, ben yatayım o zaman. Sabah erken kalkacağım."
Keremle gülüştükten sonra odama girmiştim.