9

33 10 12
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

Ayaklarının rahatsız edici karıncalanma hissiyatını göz ardı ederek kahvesini içmeye devam etti Ronald. Yine bir pazar sabahıydı,iş yoktu,bütün gününü evde yalnız oturarak geçirmeyi planlamıştı,ama kendisine musallat olmuş Gorider buna izin vermiyordu.

Ronald onu bir kediye benzetiyordu. Sürekli etrafı kurcalıyor,dolab ve çekmeceleri açarak bazen içini dağıtıyordu. Peşinden toplamak ise yine Ron'a kalıyordu,ama Ron garip bir şekilde bir zamanlar yaşamış olan bu adama kızamıyordu. Neye benzediğini bırak,sesini bile duymamıştı.

Gelecek postasından en son çıkan haberleri okurken,sırtında bir ağırlık hissetti. Bir diğer alışkanlığı da buydu işte. Çekmecelerden sıkıldığı an bir biyoloji uzmanı gibi vücudunu incelemeye başlıyordu. Ve Tanrı aşkına,sürekli sadece kendisini elliyordu. Hem Harry hem de Hermione kendisine dokunmadığını söylüyorlardı.

"Elini kıçımdan çeker misin?" Kaybolan hissiyat ile derin bir iç çekti "Teşekkür ederim." Vücudu son aylarda karıncalanmaya başlamıştı,şimdi de artıyordu. Ron bunu bir şeye bağlamalı mıydı bilmiyordu,ama rahatsız edici bir histi.

Artık soğumaya başlamış olan kahvesinden bir yudum daha aldı. Rita Skeeter yine olayları abartarak ve özel hayatlar denen şeyi göz ardı ederek gazetesine yazmıştı. Ron bazen ünlü yada zengin olmadığı için haline şükür ediyordu. Tamam,belki parasızlıktan süründüğü olmuştu,ama özel hayatı yayılırsa daha sinir bozucu olurdu.

"Senin hayatın nasıldı?" Anlamsız soruyu aniden yönlendirirken bulmuştu kendini,sanki gölge aniden cevap verecekmiş gibi. "Parasızlıktan süründüğün oldu mu hiç?" Ses gelmedi,sadece omzundaki dokunuş yumuşadı ve aniden sıkıldı. Ron bunun bir 'Evet' mi,yoksa bir 'hayır' mı olduğunu anlayamadı.

İkili arasında uzun süreli bir sessizlik oluştu.

Bu sessizliği bozan ise kapıdan gelen tıklanma sesiydi. Ron bir anlık kapının açılacağı düşüncesine kapıldı,daha sonra ise öyle bir şeyin olmayacığını hatırladı ve kapıya doğru yürüdü. Kapının ardında kıvırcık ve dağılmış saçlarıyla Hermione Granger vardı.

Hemen yanında da aptal ve çekici arasındaki çizgide asılı kalmış gülümsemesi ile Harry Potter vardı. "Günaydın dostum." "Çocuklar,günaydın?" Hermione kolunun altında sıkıca tuttuğu kitabı ile birlikte hızlıca içeriye doğru adımladı. Uzun saatlerini bu kitabın üzerinde harcadığı belliydi.

"Günaydına yer yok Ronald,acil ve hızlı haraket etmeliyiz. Zamanımız kısıtlı." Ron salon masasını üzerine konmuş olan yıpranmış kitaba baktı. Rüyasındaki kadının elindeki kitabın aynısıydı bu! Ama şimdi daha eski püsküydü.

"Belirtiler çoğalıyor,hızlı haraket etmeliyiz,her an onlardan birisi olabilirsin!" Ron anlam veremezcesine kaşlarını çattı "Hermione sakin ol Merlin aşkına! Tane tane anlat!' Harry ceketini sonunda asarak salondaki ikiliye yanaştı "Hermione lanetini çözmüş dostum. Kırmak için bir kaç adım var."

Hermione dağılmış saçlarını kulaklarının arkasına ittirdi "Ama bu iş uzun sürecek! Hemde çok uzun,önce Gorider'ın yaşarki adını,yaşadığı yeri ve neye benzediğini öğrenmeliyiz." Hermione hızla konuşup anlamasını umarak kızılın gözlerine baktı. "Tamamda,bunları ne yapacağız?" 

"Sen Gorider tarafından seçilmiş kişi olarak onu bulacak,ilgilenecek ve uyandıracaksın." "Ne?"

Harry yan bir şekilde sırıttı "Bulma ve götürme işini bize bırak,ama geride kalanını sen halledeceksin." "Birisi bana tam olarak anlatın artık!"

Hermione derin bir nefes aldı "Bak,Ronald. Bu lanet sadece erkek çocuklarının kanında akıyor ve onları alıyor. Bu yüzden altı erkek kardeşin içinden birisi seçildi,o da sen oldun. Şimdi o Gorider'in bedenini serbest bırakırsak lanet yok olacak!" Ron anlayarak kafasını salladı. Gorider'in bedenini bul,neye benzediğini bil,ve uyandır. Basitti. Sanırım.

******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Teorileri alalım:

Adios.

Promised SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin