a Targaryen's Nova [Aegon II Targaryen]

The Blacks.

Aradan birkaç yıl geçmişti...Kızıl Kale'de yaşayanların ömründen 3 yıl daha geçmişti... Tarihler 127 AC' gösteriyordu...Prens Aegon artık 20 yaşındaydı. Kral Viserys'in ise sağlığı gittikçe kötüleşmişti...Haşhaş sütü olmadan ayağa bile kalkamıyordu...konuştukları anlaşılmıyordu.

Diğer taraftan Kral'ın hastalığından yararlanılarak Otto Hightower ve Kraliçe Alicent demir tahtta oturuyordu ve sözde Kral'ın rehberliğini yapıyorlardı.

Başka bir sorun ise...Dalgaların Lordu Coryls Velaryon'un halefiyetinin tartışılmasıydı. Lucerys Velaryon onun varisiydi ancak bunu kabul edemeyen kişiler arasında Lord Coryls'in erkek kardeşi Vaemond Velaryon'da bulunuyordu. Bu yüzden Kral El'ine , Otto Hightower'a bir kuzgun göndermiş ve durumun yüce konseyde tartışılmasını istemisti...

Bu durumu öğrenen Rhaenyra Targaryen ve eşi Daemon Targaryen...8 çocuğu ile birlikte Kızıl Kale'ye dönmeye karar verdi. Sadece yüce konsey ve Lucerys'in hakkını savunmak içindi bu çaba... Velaryon gemilerine atladılar ve yolculuklarına başladılar...Geminin arkasından 5 Ejderha da onlara eşlik ediyordu...
.
.
.

Ablasının Kızıl Kale'ye geldiğinden habersizdi Büyük Prens. Sabah odasındaki perdeler açıldığında yüzünde hissettiği güneş ile irkildi ve gözlerini ovuşturdu. Prens güneşe alışmaya çalışırken Strong çocuğun kıkırdamadı duyuldu. Aegon adım seslerini dinledi...yatağında bir ağırlık hissettiğinde gözlerini yavasca açtı ve ona gülümseyen Levi'ı fark etti...

''Kıyafetlerini ne çabuk giydin?"

Aegon gözlerini kısarak ve kaşlarını kaldırarak sordu. Levi ise göz devirdi.

''Senden çok önce uyandım...Heralde Prens hala erken uyanmaya alışamadı.''

Diyerek dalga geçti Strong Çocuk. Aegon yatağında doğruldu ama acıyla inledi. Levi ise ona muzipçe sırıtmaya başlamıştı.

''Dün gece sert miydi?"(L)

''Kıçım ağrıyor...Lanet olsun..."(A)

''Kimsenin uyandığını sanmıyorum...biraz daha uyuyabilirsin ama gitmem gerekiyor."(L)

''Hadi ama...Biraz daha kal."(A)

Aegon elini yaramazca Levi'ın ellerine uzattı...Levi ise gülümseyerek elini gümüş saçlara dokundurdu ve okşadı. Aegon hemen Strong çocuğun eline yaslamıştı kendini.

''İçeriye bir hizmetçi gelirse ve bizi görürse ne düşünür?"(L)

Aegon ofladı...Kendini tekrar yatağa attı ve yastığına sarıldı. Levi kıkırdadı ve yataktan kalkıp kapıya ilerledi...Kafasını kapıya yasladı ve sesi kontrol etti. Ardından temkinli bir şekilde odadan çıktı.
.
.
.

Levi , Aegon'un odasından çıktıktan sonra kendi odasına gitmişti ve kıyafetlerini değiştirmişti. O sırada odanın penceresinden...gelen bir at arabası görmüştü. Kim gelmişti ki aniden? diye düşündü kendi kendine. Kıyafetlerini giymeyi tamamladığında , saçlarını düzeltti ve Kızıl Kale'nin merdivenlerinden aşağı indi...

Aşağı indiğinde kapıda bekleyen Sör Harrold'ı gördü , Levi. Sör'ün yanında durdu ve meraklıca baktı. Sör ise kıkırdadı ve Levi'ın omzuna yavasca vurdu. Levi ise gelen at arabalarına daha cok bakmaya başladı.

''Bunlar kim , Sör Harrold?"

''Çok sevdiğin birileri , Sör Strong...''

Levi aldığı cevap ile tek kaşını kaldırdı...Sör Harrold arabalar iyice yaklaştığında en gür sesi ile olmasa da artık yaşlanmış sesini rum gücüyle çıkararak bağırdı.