Sabahın tatlı sıcak güneşiyle gözlerimi ovuşturarak uyandım, uzun zaman sonra odamda çiçek kokusu mahkumdu. Karanfillerin tatlı kokusu odamı öyle bir donatıyordu ki yatağımdan asla çıkmamak istiyordum.
Gözlerimi pencereden ayırıp odamı daha tam açılmamış gözlerimle inceledim, hava ne kadar güneşli olsa da odamda garip bir soğuk hava vardı. Dün gece olanları hatırlayınca zihnim aydınlandı. O Gölge dediğim varlık bana saldırıp kaçmıştı, beni öldürmemesi de büyük bir şansdı.
***
Banyo yaptıktan sonra kendime hem rahat hem de şık bir elbise seçtim, toz pembe, kumaştan korseli bir elbiseydi. Dün gece banyo olmadığım için ter kokuyordum banyodan sonra tüm vücudumdaki kirlerden arınmıştım. Bu gece ormana gidip gitmemek konusunda kararsızdım, dün beni öldürmemiş olabilir ama bu gece öldürmeyeceği ne malum. Gerçeği ölmek umrumda değildi intikam almadan ölmek umrumdaydı. Ya ben onu öldürecektim ya o beni, eğer onu öldürme şansım olsa gözümü bile kırpmam ne de olsa kim olduğunu bile bilmiyorum aramızda bir bağ yoktu. Abimi öldüren o da olabilirdi zaten geçen sene bizim sarayın balkonundan inerken görmüştüm onu. Saraya bu kadar kolay girip çıka bildiğine göre Xyrx Ishbaryx'in ajanlarından biri bizim sarayımızda görevliydi. Başka türlü sarayın hangi bölgelerinde muhafızın olmadığını bilemezdi.
Artık aşağı inmeliydim ama hiç keygim yoktu, kahvaltı etmek istemiyor, konuşnak istemiyor, hiçbirşey yapmak istemiyordum sürekli uyuma isteğim vardı. Üzerimdeki garip yorgunluk zihnimi ele geçirmişti, psikolojimi sürekli yorgun olmadığıma ikna etmeye çalışıyordum ama depresyon benden daha güçlüydü.
Kapım çalındığında düşüncelerimden irkilerek uyandım "Gel" demeden kapı açıldı, kapıdakinin kim olduğuna bakmama bile gerek yoktu destursuz odama giren tek kişi zaten annemdi. Benim adıma tüm hayatıma karar veren de annemdi, eğer o abimin ölümünü detaylı bir şekilde inceletseydi ben suikastçı olmaya karar vermezdim. Daha önce annemden birşeyler saklamaya çalıştığımda hep anlamıştı ve ne sakladığımı öğrenmişti umarım bu sefer öğrenemezdi."Nerdesin sen Amary? Öğlen olacak neredeyse ama benim kızım hâlâ kahvaltıya inmedi. Böyle mi prenses olacaksın sen? Diğer krallıktaki prensesler sabahın 7'sinde kalkıp süslenip püsleniyorlar, bir prenses gibi davranıyorlar, sen ise daha şişmiş gözlerine bir çare bulamıyorsun" sesini yükselderek benimle konuşması hoşuma gitmiyordu ama birşey de söyleyemiyordum. Eğer söylersem bana olan birazcık sevgisini de kaybederdim. O zaten hep abim Arill'i fazla önemserdi ben ve Aires'ı fazla önemsemezdi.
"Geliyorum anne giyinmiştim aşağı inecektim zaten." dedim bıkkın bir ses tonuyla. Annem bana "Saat 9 buçuk haberin varmı senin? Birazdan öğle yemeğine gelecektin zaten" deyip kapıyı sertçe çarparak odadan çıktı. Bu aralar çok fazla üstüme geliyordu herşeyden beni sorumlu tutuyordu, herşeyin suçlusu benmişim gibi davranıyordu. Bazen asla bir prenses olarak doğmamayı diliyordum, her zaman erkenden kalkmam gerekti, herkese karşı saygılı ve güleryüzlü olmalıydım. Başka insanların yanında asla kendim gibi davranamıyordum, sevmediğim bir davranışları bile olsa susmam gerekiyordu. Aksi takdirde halk tarafından somurtkan bir prenses olarak tanınırdım, gelecekde tahta geçme şansım bile olsa kimse benim gibi bir hükümdarı istemezdi.
Saçımı ve giyimime bir daha aynadan bakıp aşağıya inmek için kapıyı açtım.
***
Kahvaltı masasında tek ben vardım herkes benden önce kahvaltısını etmişti zaten. Eskiden kahvaltıya geç kaldığımda masada tek başıma oturmayayım diye Aires'de benimle birlikte oturup konuşurdu beni yalnız bırakmamak için, hatta bazen ona zorla yemek yedizdirirdim o da benle 'Kızım yaptığım kaslar eriyecek göbekli bir prensi kimse istemez' diye şakalaşıyordu. Arill ise her zaman disiplinli bir prens olmuştur, yersiz şakalara hayatında yer vermiyordu güldüğünü bile bazen çok zor görüyorduk, ilk varis olduğu için kral olacağından emindi o yüzden küçüklükten beri disiplinli biri olarak büyümüştür bir kral olmaya layıktı. Eğer öldürülmeseydi şuan Athena'nın kralı Arill'di, halkımız Arill'in kral olacağı gün öldürüldüğünü duyduğunda sokaklara dökülüşmüştü o gün tüm ülke Arill için ağlamıştı. Krallık ailesinin gözlerini boyamaya çalıştıklarını hepimiz farkındaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUŞANMAMIŞ KILIÇLAR
Fantasy"Sen kimsin? Adın ne?" ağlayarak konuşuyordu. Biraz susup ona bu saatden sonra kimliğimi bilmeyenlerin bana söyleyeceği lakabı söyledim. "KANLI AY"