Şu an babası ve kız kardeşi sarılan anne oğula bakıyordu. Daha doğrusu oğluna sarılan anneye.
Sukuna hiçbir tepki vermiyordu, kendini savunma ihtiyacı da hissetmemişti.
Kız kardeşi Yoko, bilmiş bir tavırla duvara yaslanıp kollarını göğüsünde birleştirdi.
"Belliydi zaten uyuşturucu kullandığı." Gözlerini kısıp Sukuna'ya baktı. Gülümsedi.
Babası Yoko'nun arkasında durmuştu, annesi ise oğluna üzülüyordu. Toz konduramıyordu.
"Sus Yoko." Diyebildi annesi.
Yoko yaslandığı duvardan ayrılıp ikisinin yanına geldi, Sukuna'nın yüzüne bakıp sırıttı. "Senin bu dengesizliğin uyuşturucunun verdiği bir şey olamaz değil mi, abiciğim?"
Sukuna hala Yoko'ya bakmayı reddetse de Yoko susucak gibi değildi.
Anneleri, Sukuna'dan kollarını çekerek ayrıldı. "Kızım, hadi odana git sen."
Yoko annesini umursamayarak Sukuna'ya yaklaştı. "Sadist kişiliğini uyuşturucuya bağlayabilir miyiz?"
Sukuna'nın çenesi kasılmaya başlamıştı. Hala yağan yağmuru izliyordu.
Yoko'nun kıkırdamasını duyunca titremeye başladı, kendine hâkim olmaya çalışıyordu ama sonra Ne gerek var? diye düşündü.
Gözlerini, sırıtan sinir bozucu kız kardeşine çevirdi.
"Ah, demek hala gözlerini kullanabiliyorsun."
Gözlerini kıstı ve derin bir nefes aldı.
Yoko'nun kolunu sertçe tutup onu evden çıkardı.
"Napıyor bu oğlan gene?" Ebeveynleri onları hızla takip etti, babası oğlunu durdurmak için onu çekti. Sukuna babasını da ittirdi.
Evin bahçesinden çıkarak sokakta Yoko'yu sürükledi.
"Sen gerçekten hastasın! Bırak kolumu!"
Sukuna durdu ve kızı tuttuğu kolundan onu yere attı. Islak, beton zemine düşen Yoko 'tch' sesi çıkardı.
Sukuna yutkunup etraftaki insanlara baktı.
Hızlanan yağmur pembe saçlarını yüzüne düşürmüştü. Saçlarını geriye attı. "Kalk ayağa."
Yoko yerden doğruldu ve onun karşısına geçti. "Söylediklerim gerçek olmasa bu kadar alınmazdın, demek ki bir yerlerini acıtmışk-"
"Kes sesini artık."
Yoko susup Sukuna'ya baktı.
"Benimle nasıl konuşacağını öğren. Ben herhangi biri değilim."
Yoko onu analiz etti birkaç saniye. "Benim için herhangi birisin."
Sukuna gözlerini Yoko'nun suratından çekip göz bebeklerine odaklandı. Yüz ifadesi sertti, yumruklarını sıkıyordu.
Yoko gözlerini kaçırdı. "Aslında, benim için herhangi biri bile değilsin Sukuna."
Yoko, Sukuna'nın yaptığı gibi Sukuna'nın gözlerine baktı.
"Benim için hiçbir şeysin."
Bu söz Sukuna'nın yüzüne atılmış bir kezzapmışçasına canını yaktı.
İnsanların onu daima yüksek bir yere koymalarını isterdi içten içe, 17 yıllık hayatı boyunca hiçbir şey yapmasa bile insanlar ona saygı duymuş ve ondan korkmuştur.
Korku ve acıyı Sukuna severdi. İnsanların o acı çekerken ki yüz ifadeleri, korku dolu gözleri... Sukuna'nın hoşuna gidiyordu.
Fakat birinin onu saymaması ya da görmezden gelmesi onun için kabul edilebilir değildi. Hele ki onu saymayanın 'sevdiği' bir insan olması onu deliye döndürürdü.
Dona kaldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.