Christmas

19 7 9
                                        

Noel arifesi

Ryomen kardeşler evde tekti.

Ebeveynlerinin yakın arkadaşlarından bir tanesi trafik kazası geçirmişti ve onlar şu anda şehir dışındalardı.

Teyzelerinden onlara bakıcılık yapmasını istemişlerdi. Teyzesi kabul etmişti lâkin, ortalıkta yoktu. Muhtemelen bir yerlerde sızıp kalmıştır, ha?

Sukuna odasına lol oynarken Yoko salonda oturmuş yılbaşı temalı bir film açmıştı. Ryomen'lerin evi tamamen noel süsleriyle kaplıydı, noel ağacı hariç.

Sukuna tabiikide bu tür dinsel şeyleri saçma buluyordu, Yoko ise Sukuna'nın tam tersine anlamlı buluyordu.

Yoko küçüklüğünden beri noel babaya mektuplar yazar, ondan bir şeyler ister, yatmadan önce salon sehpasının üzerine kurabiye yapıp koyar ve erkenden yatağına girerdi. Uyandığında ise kurabiyeler yenmiş olurdu, Sukuna yiyordu.

Sukuna sıkılmış olacakki odasından çıktı ve merdivenlerden inip Yoko'nun yanına geldi.
"N'apıyorsun aptal şey?"

Eliyle onun saçlarını karıştırdı. Yoko kaşlarını çatıp ona bağıracakken durdu ve iç çekti.
"Neyse ki noeldeyiz Sukuna, yoksa seni çok fena pataklardım."

Sukuna kıkırdayarak kanepeye kendini attı. Kumandaya uzanırken elini başının arkasına attı.
"Kesinlikle pataklardın."

Yoko kumandayı kendine çekti.
"Evet."

Sukuna kaşlarını çatıp yattığı kanepeden kumandayı onun elinden almaya çalıştı.
"Hey! Ver şunu!"

"Hayır! Bir kez olsun rahatımı bozmasan olmaz mı?"

Sukuna'nın ellerini ittirdi.

"Hem noeldeyiz, iyi geçinmemiz gerek."

Sukuna pes edip kanepede oturdu. Gülümsedi.
"Sence bu saçmalığı umursuyor muyum?"

Yoko'nun boş bakışlarına maruz kalınca gülümsemesi genişledi. Kanepeye yayılıp başını filme çevirirken konuştu.

"Düşün bakalım."

Filmin ortalarına doğru Sukuna'nın karnı guruldadı. Elini karnına götürüp okşadı.
"Şşt."

"hı?"
Yoko bakmadan dinledi.

"Tatlı matlı yaptın mı?"

Yoko yüzünü buruşturup ona baktı.
"Benim tatlılarımı sevmezsinki."
Yoko ne zaman tatlı yapsa, hatta ne zaman yemek yapsa Sukuna ya yemezdi ya da yemeğin 'iğrenç' olduğunu söylerdi.

"He doğru."
Karnından ikinci bir haber daha geldi.

Yoko dişlerini sıktı. Bu gece Sukuna ekstra katlanılmaz.
"Of Sukuna film boyunca osuruğa benzeyen miğde sesini dinlemeyeceğim! Git kendine bir şeyler yap ya."

Sukuna kahkaha attı. Dirseğini kanepenin yanına koydu, çenesini avucuna yerleştirdi.
"Yemek yapman için illa bana yemek yap mı demeliyim?"

"ha- Bekle ne?"
Yoko kaşlarını çattı. Şaşırmıştı bunu dediğine, her yemek yaptığında Sukuna kötülüyordu onu.
"Yemek yaptığımda kusucak gibi oluyosun."

"Eh, bu seferlik katlanacağız."
Omuz silkip kendi kendine kıkırdadı. Sukuna, Yoko'nun yemeklerini seviyordu söylediğinin aksine. Sadece onun moralini bozmak Sukuna'yı eğlendiriyordu.

Yoko uğraşmak istemiyordu. Hem kalkıp kendisi de yapabilirdi, sırf üşeniyor diye Yoko'dan istiyordu.
"Dolapta dünden kalan pizza var."

"Kesinlikle beni geçiştiriyorsun. Ayrıca dolapta pizza falan yok, değil mi?"

Yoko gözlerini devirdi.
"Var."

Sukuna'nın gözleri heyecanla birlikte açıldı ve kendini ayağa kaldırdı.
"Harbi mi??"

Yoko'nun cevabını beklemeden 5 yaşındaki çocuklar gibi mutfağa koşarak gitti.

Yoko, onun arkasından göz devirdi.
"gerizekalı."
mırıldandı ve filme devam etti.

Sukuna ise masanın üstündeki ev şeklinde pastaları görünce pizzaları tamamen unuttu, zafer gülümsemesiyle onlara baktı.
"Seviyorum bu kızı"


Yoko pastaları yediğimi gördüğünde deliye dönecek.
Pastaya çatak batırdığında kıkırdamaktan kendini alamadı.

Yoko'yu sinirlendirmek her zaman #1 numaralı aktivitesiydi. Zaten başka bir aktivitesi yokta, neyse.

 Zaten başka bir aktivitesi yokta, neyse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Toxic 'Siblings'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin