9

2K 236 322
                                    

beş dakikadır sınıfa giren arda ve kenan'la bakışıyor üçümüzden de çıt çıkmıyordu.

en sonunda kendine gelen kenan bana doğru gelmeye başlamıştı. "keşke o yarrak bana girseydi de barış'a vermeseydim adresini." bu sözleri beni daha çok sinir ederken arda'ya özür diler gibi bir bakış atıp bana doğru gelmekte olan kenan'a yumruğumu yapıştırmıştım bile.

arda hızla kenan'ın yanına gelirken kenan, "dünya dönüyor" adlı şiirini okumaya başlamıştı bile.

"ya sen aptal mısın amına koyim bana sormadan nasıl verirsin adresimi."

yanağını tutarak yanıma gelmeye çalıştığında elimi kaldırarak durdurdum onunu. yine dibimde biterse bu sefer gerçekten elimde kalırdı.

"yemin ederim bana bir şey yapmayacağını söyledi. semih, barış'ın böyle bir şey yapacağını bilsem söyler miydim hiç." bana pişmanlıkla bakarken tüm sinirim yavaş yavaş geçiyordu.

"güvene güvene o manyağa mı güvendin. ya daha kötü bir şey olsaydı amına koyim. akşamdan beri annemden kaçıyorum. ne söyleyeceğim onlara."

kenan tam konuşacakken arda, kenan'ın koluna vurarak susturmuştu. "semih benim haberim olsaydı asla söylemesine izin vermezdim biliyorsun. ama kenan'da böyle olsun istemezdi. ailen konusuna gelince birkaç gün bizde kalırsın."

arda'ya gözlerimi devirip sıraya oturdum. "ha yani gece kenan'ı boğarak öldüreyim istiyorsun."

"ben onun amına koyucam semih'im sen merak etme."

elim yüzüme gitti birden. hâlâ sızlıyordu. burnum hakkında konuşmak dahi istemiyordum. yüzüm o kadar yanıyordu ki barış'a tekrar yumruk atasım gelmişti. daha sonra bu yumruk düşüncesini aklımdan hızla sildim. ben ona bir vuruyordum o bana on katıyla iade ediyordu. hiç gerek yoktu bence.

ben böyle sessizce otururken kenan birden önümde eğilerek bana baktı. "kanka için soğuyacaksa beni eşek sudan gelinceye kadar döv. valla gıkımı çıkarırsam şerefsizim."

tam ben konuşacaktım ki arda kenan'a tekme atıp yere yapıştırmıştı bile. "ulan etrafımda niye aklı başında bir insan yok. hastanelerde sürünmek mi istiyorsun. seni semih'in eline bıraksam yarın yoksun geri zekalı. kalk lan."

"of ciddi söylüyorum ağlamamak için kendimi sıkıyorum. ben barış'la konuşmaya gidicem."

bu sefer sözü ben devraldım. "ha sen direkt dünyadan silinmek istiyorsun. o dağ ayısı bana bunu yaptıysa sana neler yapmaz. geç otur şuraya aptal herif."

kenan ellerini dizlerime koyup konuşmaya başladı. "semih özür dilerim ya nolur affet beni. cidden kötü bir niyetim yoktu. ben aranızı düzelticek falan sanmıştım. nereden bileyim bu denli mallaşacağını."

"hiç boş yere özürler dilemeye kalkma şu anlık seni affetmeyi düşünmüyorum."

karşımda küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladığında arda'yla birbirimize baktık. ikimizde ne yapacağımızı bilemiyor gibiydik.

"semih'im çok mu acıyor canın." ağlamalarının arasından sessizce fısıldığında acıyor demek istesemde sustum.

"acımıyor ağlama."

"ne yapsam affedersin beni."

"arda, al şu ağlak orospuyu başımdan yoksa dalıcam kafa göz uyarmadı deme."

kenan'ın ağlaması daha da şiddetlendiğinde bu sefer kendimi tutmayı bırakıp ensesine sertçe vurmuştum. burada asıl ağlayan ben olmalıydım.

"ayy niye vurdun acıdı."

"hani seni eşek sudan gelinceye kadar dövsem gıkını dahi çıkarmazdın."

sarışınım, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin