3

781 75 16
                                    


"Afedersiniz ne oluyor şu an burada. Ahmet amca ne yapıyorsunuz siz"

"Sana evimden çık dedim kızım. Kaç haftadır oyalıyorsun beni. Kusura bakma ama bana başka yol bırakmadın"

genç kadın eşyalarını dışarı çıkartan adamların yanına ilerlediğinde çoğu eşyasının gelişigüzel, öylece yere fırlatıldığını görünce kanın beynine sıçradığını hissetti.

"Ya pardon ama ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz. Belli bir anlaşmamız var. Daha bitmemiş bir sözleşmem var. Kiramı da gayet düzenli bir şekilde ödüyorum. Sizi dava etmek zorunda kalmak istemiyorum Ahmet amca."

"Ben onu bunu bilmem kızım. Ben bu binayı satıp yıktıracağım. Sözleşmen de 2 aya bitiyor zaten. Uğraştırma beni be güzel kızım. Çıkman gerek işte."

Allah da kahretsindi
Gerçekten çıkması mı gerekiyordu
Zaten 2 ay bile değil 1.5 ay sonra sözleşmesi bitecekti
Gördüğü ve anladığı kadarıyla da Ahmet Bey onunla kira kontratı yenilemeyecekti
yani her türlü evsiz kalacaktı

"Tamam dur. Bana birkaç gün ver bari be adam. Ev bulsaydım bari. Sokakta mı kalayım ben şimdi"

Karşısındaki yaşça büyük olan adam sakalını sıvazlayıp biraz düşündü
derince bir iç çektikten sonra başını hafifçe salladı

"3 gün kızım. Tamam mı? Lütfen çık sonrasında, zorluk çıkartma"

biraz da olsa rahat bir nefes verip başını salladı. Zaten aksi taktirde gerekirse adamın elindeki evden kolundaki saate kadar alabilirdi. Adam doğru tercihi yapmıştı diyelim

Dışarı çıkarılan birkaç parça eşyasını eline aldı
kapıya doğru ilerlerken de
arkasından "E yardım edin bari kıza. İçeri taşıyıverin şunları" diyerek seslendiğini duymuştu. Bunun hemen ardından bir araba sesi duysa da dönüp bakacak durumda değildi. Yalnızca elindekilerle yukarıya çıktı.

Yaşlı adam ise gelen arabaya dönmüş içinden çıkan kişiyle gözleri parlamış, kocaman gülümsemişti

"Vay vay, barış oğlum benim. Hoşgeldin. Hangi rüzgar attı bakalım seni buraya."

Böylesine güzel karşılandığı için onun da yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken ona uzatılan eli sıkıca sıktı barış

adamın sorduğu soruya yanıt olarak ise omuz silkip başını apartman kapısına çevirdi barış

Ahmet Bey bir eliyle barışın elini sıkıyorken diğerini omzuna atıp hafifçe sıktı

"Anladım ben seni. Sevda rüzgarı diyorsun ha. Aman be Barışım. Çok zorluk çıkarttı bana"

"Ahmet abim, sen de azcık göz yumuversen yani. Ne yapmış sanki benim Meleğim."

"Yok vallahi Barışım. Bunu aylar öncesinden yapmam gerekiyordu ama senin için sustum. Üzgünüm ama burayı yıktırmam gerekiyor."

"Ah be Ahmet abim. Katır inatlıdır o. Bir daha yardımımı kabul etmez ki. Hem ben başka nereden bulacağım benim evime yakın böyle güzel, komforlu ev."

"Aman be barışım, bütün istanbul senin. İstediğin ev olsun"

"Bakalım abim. Hadi sana kolay gelsin iyi günler" diyerek vedalaştılar

hızla içeriye geçip merdivenleri üçer üçer çıktıktan sonra tanıdık dairenin önüne geldi
eşyaları içeri taşındığından dolayı açık olan kapıdan rahatlıkla geçti

"Yavaş koyar mısınız lütfen, çok teşekkür ederim"

duyduğu ses sayesinde oluşan gülümsemesi ile sesin geldiği yöne ilerlediğinde her an fenalaşıp bayılacakmış gibi duran kadının yanına ilerledi
onun bu haline karşın kendini gülmemek için zor tutuyordu

Değişmene Rağmen | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin