4

894 98 19
                                    

"Selimcim ne var yani bu saatte ya. Ben gerçekten hiçbir şey yapmadım. Benim suçum değil. Uslu uslu uyuyordum ben. Hayırdır rüyanda mı gördün beni" barışın uykulu sesine rağmen alaycı çıkan ses tonuna kızamadı bile selim
daha önemli bir meselesi vardı

"Melek"

Barış anında yattığı yerden doğrulup ciddileşti

"Ne olmuş Meleğe?"

"Barış hemen telaş yapma ama evi yanmış. Tam bilmiyorum ama büyük bir şey dediler. Meleğe git Barış-" devamını dinlemesine gerek yoktu. Direkt telefonu kapattı
Duyması gerekeni duymuş ve ayaklanmıştı. Yanına yalnızca araba anahtarını alarak kendini dışarı attı.

Nasıl yaptığını bilmiyordu ama kendini 5 dakikada burada buluvermişti

arabadan çıkıp ilerdeki kalabalığa yürümeden önce bunca mesafeden bile görülen yangını fark etti

Kalbi sıkıştı, nefessiz kaldı.
Nefesi oradaydı,
içerideydi.
Kim bilir nasıl bir hâldeydi.

koşarak insanların arasından geçti. Tanıdık bir yüz görmeye çalıştı. Ama kimseyi tanımıyordu. Hemen yanındaki duran rastgele bir adama döndü

"Neler oluyor abi"

"Doğal gaz patlaması diyorlar. Sanırım sızıntı yapmış. Pek de bilmiyorum açıkçası."

"Yangın hangi dairede çıkmış peki."

"Yenice bir kız gelmişti. Gencecik de bir şeydi. Avukatmış bir de. Yazık valla... çok yazık oldu"

Duyduklarıyla kanın beynine sıçraması bir oldu
Yakasına yapıştığı adamın hayret dolu ifadesine tiksinirce baktı

"Neye yazık oluyor koduğumun oğlu. Ne demek yazık oluyor"

adam korkmuş olsa da zar zor cevap verdi

"Şuradan sağ çıkabilir mi sence. Dön de şu yangına bak"

"KİMSEYİ ÇAĞIRMAYIN SİZ DE TAMAM MI. ÖYLECE İZLEYİN SADECE"

"çağırdık herkesi. Ambulansı, itfaiyesi, polisi... herkes yolda" kalabalık arasından gelen sese döndü.
cevap vermedi
içindeki yangın da aynı karşısındaki gibi yükselip duruyordu

ne yapacaktı
böyle bir durumda ne yapılırdı
burada öylece durup itfaiye mi bekleyecekti yani
kendine itiraf etmekten ölümüne korksa da karşısında eve dair doğru düzgün hiçbir şey kalmamıştı
çaresizce, istemsizce ağlamaya başladı

sonra omuzunda bir el hissetti

"yakının mıydı oğlum?"

kafa salladı sadece. Her şeyimdi demeye dili varmadı
konuşacak halde bile değildi

Onu tanıyıp yanına gelen insanların destek verici konuşmalarını dahi umursamadı, umursayamadı

"Barış?"

Yanındaki onca insanla birlikte sesin geldiği yöne döndüğünde içi titredi heyecandan
herkesin arasından hızlıca kurtulup ne olduğunu bile anlamadan karşısındaki yanan evi izleyen kadını kucağına çekti

sarılırken kadının gözlerini eliyle kapatıp onun başını kendi göğsüne gömdü
saçlarını okşadı, kokladı, öptü
ne yapabilirse yaptı

onun kolları arasından zorla ayrılan melek karşısındaki cayır cayır yanan eve ilerlemek istese de barışın kolları buna izin vermemişti

"Barış, ne oluyor?" dolan gözleriyle barışa baktığında adamın içi gitmişti

Değişmene Rağmen | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin