five

375 37 40
                                    

Borderline drowning in these messy thoughts

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Borderline drowning in these messy thoughts.

Soğuk bir kış gecesinin ıssızlığında, saatler sabaha karşı üçü gösterirken, otelin koridorları derin bir sessizliğe bürünmüştü. Dışarıda rüzgarın uğultusu ve karın sessizce düşüşü, bu sessizliği daha da derinleştiriyor gibiydi. Herkes odalarına çekilmiş, sıcak yataklarında huzur bulmaya çalışıyordu; ancak Jeongguk için bu gece huzur, erişilmez bir hedef gibi görünüyordu. Koridorun uzun ve karanlık boşluğunda, tek bir ışık huzmesi bile yoktu; her adımda zeminden gelen hafif gıcırtılar, eski ahşap döşemelerin ömrünü tamamlamak üzere olduğunu fısıldıyordu. Duvarlardaki eski yağlıboya tablolar, geçmiş zamanların izlerini taşırken karanlıkta belirsiz figürler gibi görünerek, koridorun atmosferine gizem katıyordu. Odanın dışında hüküm süren soğuk, içerideki sakinliği bastırmaya çalışıyordu, fakat bu sessizlik içinde büyüyen bir gerilim vardı—Jeongguk'un içindeki huzursuzluk.

Jeongguk, hafifçe titreyen elleriyle kapıya doğru uzandı. Soğuk, parmak uçlarını dondurmuştu, fakat asıl titremesine neden olan şey bu değildi. İçindeki huzursuzluk, sanki içinden dışarı taşmak üzere olan bir volkan gibi, onu yatakta dönüp durmaya zorlamıştı. Taehyung'un son mesajı zihninde yankılanırken, uykunun ferahlığından uzakta, karanlık düşüncelerin girdabında boğuluyordu. Kendini, Sara'nın yanına gitmek zorunda hissetmişti; onunla konuşmak bu kasvetli ruh halinden çıkmasına yardımcı olabilirdi.

Koridorun uzun, neredeyse sonsuzmuş gibi uzayan boşluğu, Jeongguk'un zihnindeki karmaşanın bir yansıması gibiydi. Her adımda zeminden hafif bir gıcırtı yükseliyor, ancak kalın halı bu sesin yayılmasını engelliyordu. Duvarlardaki tabloların karanlık siluetleri, Jeongguk'un zihninde beliren belirsiz düşünceler gibi şekil değiştiriyor, ona hiç beklenmedik imgeler sunuyordu. Her adım, onu Sara'nın odasına biraz daha yaklaştırıyordu, fakat aynı zamanda Taehyung'un sözleri zihninde giderek daha da belirginleşiyordu. Zihnindeki bu uğultu, Sara'nın huzurlu uykusunu bölmekten duyduğu endişeyi de artırıyordu.

Kapıya yaklaştığında, bir an için tereddüt etti. Sara'yı rahatsız etmek istemiyordu, ama içindeki huzursuzluk onu burada durmaya zorlamıştı. Parmak uçları kapının yüzeyine dokunduğunda, Jeongguk önce derin bir nefes aldı. Kapıyı tıklatmadan önce, düşüncelerini toparlamaya çalıştı. Sonra, nazikçe, Sara'yı uyandırmaktan çekinir gibi, kapıya üç kısa dokunuş bıraktı. Karanlıkta yankılanan hafif tıkırtı, koridorun boşluğunda kayboldu.

Kapının arkasından gelen hafif bir hışırtı, Jeongguk'un dikkatini çekti. Sara'nın uykusu derin değildi; bu yüzden kapının tıklatılmasıyla hemen uyanmıştı. Sessizliğin ortasında, kapının diğer tarafında bir hareketlilik hissetti. Ardından, yavaşça dönen kapı kolunun sesi duyuldu.

Kapı aralandığında, odanın içinden hafif bir ışık sızdı. Sara, uykulu gözlerle kapıda belirdi, üzerine hafif bir sabahlık almıştı ve sarı saçları dağınık haldeydi. Gözlerini kısarak Jeongguk'a baktı, uyanıklık ve rüya arasında kalmış gibiydi. Bir an için, odadaki sessizlik bozulmadan durdu. Jeongguk, dudaklarını dişleyerek dolu gözlerle arkadaşına bakıyordu.

wildflowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin