Yeni bir güne uyanmıştık. Hırslı, oyun dolu ve kanlı bir güne. Yeni çıkarılacak dersler hainlik ve kan.
"Köstebeğimize haber verdiniz mi?"
Tek bir şey bile belli etmemeliyiz herşey kusursuz olmak zorundaydı. Tıkır tıkır işleyecek bir plan.
"Evet herşey hazır. Yönlendirilecek yeri bildirdik."
Yüklü bir miktar karşılığında yalan dolu bir ihbar sağladık. Bu sayede rahatlık ile el konulan malları alabilecektik.
"Günün şerefine." Bir kaç kadeh viski içip modumuzu yakaladık.
"Lucas'a haber verdiniz mi?"
Pek de işe yarar olmayan ama yine işlerime engel olan iki grubun alışverişine polis baskın düzenleyecekti. Tabiki ordakilerin bizim olduğumuzu düşüneceklerdi. Bizde karakola gidip malları alacaktık.
Arabaya binip yola koyulduk. Zaman kısıtlıydı. Yakalanma riski yüksekti ama yakalanmayacaktık. Herkes kiminle uğraştığının farkındaydı.
Kaybetmeyecektik. Christopher Bang asla kaybetmezdi. Herşeyin bedelini er yada geç ödeyeceklerdi. İlk başta tabiki Lee Minho vardı. Senin sonun olacaktım Lee. Zamanımı iyi değerlendireceğim.
Köstebeğimiz kapıda bizi bekliyordu. Tutuklanan bir sivilin geleceği anda biz hemen arkadan girecektik. Tanınmak imkânsızdı. Çoğu görevli şu anda çatışmanın içinde olmalıydı.
Vakit kaybetmeden dağılıp birkaçımız alt kata indik. Diğerleri ise başka bir sürpriz için hazırlık yapacaktı.
"İşte tüm mallar burda."
Yangın merdiveni hâlâ eskisi gibiydi. Pek kullanılmıyordu. Malları alıp oradan çıkacaktık. Biri karşımıza çıkarsa onunda işine bakacaktık. Diğer adamlarımda gelince merdivenlere doğru yöneldik.
"Hey siz burayı kullanamazsınız." Bir memur bizi fark etmişti.
"Öylemiymiş ne yaparsın yoksa bizi mi vuracaksın?"
Cümlesini bitirmeden anlında güzel bir delik açmıştık bile.
Arkadaki araca binip çoktan oradan uzaklaşmıştık bile. Görev tamamdı. Sırada diğer görev vardı. Adamı hallet ve malları sat.
"Jeongin'e haber verin yarın adamın işi bitiyor."
•
Minho'dan
Çok önemli bir ihbar almıştık. Hemen tüm ekipler ile birlikte olay yerine doğru yola çıktık.
“Sizce de Chan kendini bu şekilde belli edecek kadar aptal mı?”
Felix haklıydı bu işte bir iş vardı ama çözememiştim. Chan her şeyi en iyi şekilde yapardı. Bunu inkâr edemezdim.
“Görüp bakacağız.”
Bir depoya gelmiştik. Büyük alana kurulu eski bir depo. Sanırım eskiden pamuk fabrikasıymış.
“Seungmin A ekibi sende. Felix B ekibi ile benimle gel. Kalanlar dışardan destek verin dağılın.”
Ekibim ile önden giriş yaptık. İki grup vardı. Konuşuyorlardı ama ne Chan ne de diğer ekipten bir haber vardı.
“Tahmin ettiğin gibi Felix bu Chan'ın bir oyunu.”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mafia, Minchan
FanfictionBir devlet polisi ve bir zamanlar görev arkadaşı olan bir suçlunun hikayesi. İnsanların her şeyden bir çıkarı vardı? Bunu kimse inkar etmez. Bazen çıkarlarımız için en yakınlarımızı bile yarı yolda bırakırız. • Chan konuşmasına devam etti. "Son bir...