Yorum yapıp oylamayı unutmayın iyi okumalarr🤍
Bu dünyada hiç bir şey karşılıksız kalmamalı herşeyin elbet bir gün karşılığı olucakdır ve olmalıda. Hayat bumerank gibidir ne yaparsan mutlaka çıkar karşına, bazen neye uğradığını şaşarsın, bazense ne yaşadığını. Ve ne olduğunu anlayamazsın, nasıl olduğunuda.
Gözümü açdığımda Barış'ın bana endişeli bakdığını görmüştüm ancak bulanık görüyordum birşeyler söylüyordu ama şoktan hiçbirşey anlayamamışdım, korno sesleri kulağımı delicek gibi hiss etdiriyordu. Gözümün karardığını hiss etdim. Artık hiçbirşey duymuyordum.
○●○
Gözümü açdığımda hiç bilmedigim bir yerdeydim saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama dışarısı karanlık görünüyordu . Odanın içide pek işıklı sayılmazdı. Kolumda serum olduğunu hiss
ettim. Ayağa kalkmağa çalışdım ama vücudumda o kadar büyük bir ağırlık vardı ki, ayağa kalkmak bi kenara, kılımı bile kıpırdatamıyordum. Sonra kapının yavaşca açıldığını fark etdim. Gözlerimi açdım ve kimin odaya girdiyine bakdım. Kahretsin! Bu o kişi olamazdı! Emin olmak için gözlerimi bir kaç kere açıp kapadım . Ama değişen bir şey olmadı.Yine sorular zihnime dolmuşdu. Ben nerdeydim? neler oldu? o neden burda? ... Sonra birden hatırlamaya başladım. En son biri benim hayatımı kurtarıyordu. O kişi Barış'mıydı? Emin değildim.
Elini uzatarak işığı açdı. Hiss etdiği endişeyi gizlemek için gülümsedi. Yakınlaşarak yanımda oturdu. "İyi misin" diye sordu. Cevap vermeden kalkmaya çalışdım ama beni engelledi, "kendini fazla zorlama" değip benim oturmama yardım etdi. Barışa bakarak "Bana ne oldu? Ben neden burdayım? Kaç saat baygınım?"
O kadar soru sormuştum ki Barış "şşşşt" diyerek elini ağzıma uzatdı. Elini ağzımdan çekmek için gücümü toplayaraq eline pek sert olmayan bi tokat atdım ve
"bana dokunma " dedim. O ise sadece sırıtarak karşılık verdi. "Saat kaç? Telefonum nerde?" gözüm telefonumu arayarak.
Yerinden kalkıp sehpanın üzerindeki telefonu alıp bana verdi. Saat çok geç olmuştu Annemden sayısızca mesaj ve arama gelmişti Melike'dende gelmişdi çok merak etmiştiler. Çabuk Melike'nin mesajlarına girdim ve bir mesajını gördüyümde rahatdım.
Melike: Annen beni aradı. Senin kaç saatdir evde olmadığını ve bende olup olmadığını sordu. Bende evet bizde. Size haber veremediğimiz için çok üzgünüz dedim.
Melike:Sen nerdesin kızım ya?!!
Melike: çok merakk etdikk, bir cevapp versen rahatlıyıcaz artık
Hızlıca olub biteni Melikeye özetli anlatdım ve sonda şarjımın az olduğunu söyleyip telefonu kapatdım. Ve Barış'la göz göze geldik. Bana öğlece bakıyordugözümü devirerek "bana ne oldu? neden burdayım? ve nasıl geldim buraya?" diye sordum yine çok soru sormuştum ama hepisinin yanıtlanmasını isdiyordum ve bekliyordum.
"Ben yürüyerek eve gidiyordum sonra seni gördüm sanki çok düşünceliydin yani o kadar düşünceliydin ki arabanın geldiğinden bile haberin yoktu." Sakince açıklama yapıyordu
Sözünü keserek "Sen mi beni kurtardın" dedim.
Gözlerime bakarak başını olumluca salladı. Ben de "teşekkür ederim , "Benim hayatımı kurtardığın için."
"Ne demek rica ederim kim olsa aynı şeyi yapardı" hüzünlü gülümsemeyle diyip dikkatini yere vererek "eger sana bir şey olsaydı ....." son cümlesini duyamamışdım sesizce demişdi.
"Efendim?" ona bakarak en son cümlesi neydi ne demek isdedi?
"Hiç, birşeyler isdermisin getirmem için?" Bana bakarak sohbeti değişdirdigini fark etdim ama ne üsdüne gitdim ne de zorladım gözümü devirerek,
"hayır hiçbirşey isdemiyorum eve gidicem ben"
"Gece-gece nereye gidiyosun hem kalkmaya halin bile yok otur oturdugun yerde" kaşlarını çatarak.
"Benimle emirvarki şekilde konuşamazsın, seninle bir saniyye bile muhattap olmak isdemiyorum" aslında haklıydı ayağa kalkıcak gücüm bile yokdu neden böyle olduğunu bile bilmiyordum.
"Doktor yatsın dinlensin dedi." Ayağa kalkdı ve kapıya doğru gitdi.
"Nereye gidiyorsun?"
"Demedin mi seni ne görmek ne de muhatap olmak isdiyorum ben de gidiyorum kal yalnız başına"
yalnız kalmak isdemiyordum ne diyeceğimi de bilmiyordum.
"Hatta evden çıkıyorum evde kal yalnız bensiz ev sana rahat olur" hayır ya olamazdı bu koskoca evde beni yalnız bırakamazdı bir şeyler yapmalıydım, tam gidiyordu ki durdurdum.
"Evde yalnız mı kalıcam şimdi ben?"
"Evet? Yalnız kalıcaksın kendini rahat hiss edersin"
" Hayır.!" Dedim bir anlık ağzımdan çıkı vermişdi, "Yani ,Gerek yok. Hem ben bir şey isdersem nolucak? Kime diyicem?" Yüzünde bir sırıtış belirdi. Gülerek,
"Bakıyorum da şimdiden ağladın" Dedi.
"Ne ağlaması be hadi çok konuşmada bana birşeyler getir." Dedim sanki bu konuşmam hoşuna gitmişti. Dudağının kenarı kıvrıldı bana bakarak"Emriniz olur küçük hanım başka isdeyiniz?" Dedi.
Ona dikkatlice bakarak
"Bu arada olanları unutduğumu sanma ben burda zorunda olduğum için kalıyorum bunu sen de biliyorsun."
"HıHı Aynen öyle" değip dışarı çıktı.
"Sinir şey" arkasından söylendim.
Odada yalnız kalmışdım nereye gitmişdi bilmiyordum hiçbir fikrim de yokdu ay nereye gidicekti birşeyler getirsin dedim ya bende de akıl kalmadı ya. Odanın manzarası çok güzeldi biraz manzara ile bakışdığımda kapı açıldı ve öğlece baka kaldım çok güzel yemekler getirmişdi benim için, sakince gelip ilk önce elindekileri sehpanın üzerine koydu sonra benim kalkmama yardım etdi, aslında kendim de kalka bilirdim ama umursamadım tepsini eline alıp bana bakdı.
"Sen mi yiyiceksin yoksa ben mi yedireyim?"
"Ne münasebet" elindeki tepsiyi alarak
"Kendim yiye bilirim" dedim. Alaylı ifadeyle dudağının kenarında sırıtış belirdi bende onu takmayarak yemeğime başladım hala onunla aynı odada olduğuma inanamıyordum, ben onu umursamadan yemeğimi yerken o ise bana öğlece bakıyordu sanki dalıp gitmişti bende ona ne? Diye bir bakış atdım, gözünü benden alarak ayağa kalktı ve arkasını dönüp giderken "Çok kalmıyıcam birazdan gidicem" Dedim. Arkası dönük "Az önce bu konuyu konuşmuştuk" Bıkkın şekilde diyerek. Tam azımı açıp bir şey diyicektim ki, odadan ayrıldı bende sabır diliyerek önüme döndüm önümdekileri masanın üzerine koyup telefonu elime aldım sahiden de saat çok geç olmuştu annemin beni merak etmesin diye birşeyler söylemeliydim anneme mesaj atdıktan sonra telefonu kenara koydum o sırada yine zihnim sorularla doldu hani demiştim ya herşeyi çok düşünenim, kafaya takanım diye, düşündüm, neyin nasıl olduğunu algılayamamıştım Barışın beni kurtarması tesadüf müydü? Hiçbirşey tesadüf değildir. Hala inanmak zor geliyordu Barışın evinde olmak, üstelik serumla, peki bu serum neyin nesiydi , neden bu kadar uzun sürmüştü , bana neden birşey söylemedi , gerçekten iyimiydim yoksa birşeyler mi vardı. Bunu öyrenmem gerekti ancak bunu düşünücek halde bile değildim, kafam allak bullaktı gelince mutlaka sormalıydım hem hiçbirşey söylemeden nereye gitmişti yerimden kalmak istiyordum, ayağa kalkmak istiyordum oturmaktan, uzanmaktan çok sıkılmıştım evde miydi acaba yoksa gitmiş miydi beni yalnız bırakıp gider miydi off çok sıkılmıştım kalkmayı mı deneseydim serum hala bitmemiş nereye kalkıyorum ya ben akıl mı kaldı. Biranda dışarıdakı seslerle irkildim silah ses miydi o birkaç defa yine aynı sesler geldi. Evet ,evet birileri ateş açıyordu. Neler oluyordu?Destek olursanız çok sevinirimm
Hepiniizi çok çok seviyorumm🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı izler
Teen FictionHer kese selam. Ben Zehra Azerbaycanlıyım kitabı türkçe yazdım ki güzel türk kardeşlerimiz de okusun ben bu kitap üzerinde de çok uğraşdım inşallah siz de desdek olursunuz.✨️ (Düşüncelerinizi yazmağı unutmayınn) Ve şunu da ekliyim sözleri ve ya cüm...