Silence Of The Ocean || ♡TAEKOOK♡

°•EP: 3•°

Merhaba kaplanlarım. Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir. ✨️💖

Bu fic'i yazdığımda nedense King Kim'i hatırlıyorum..ordaki huzuru falan..buraya da yansıtıyorum..😔🥺

Şuan garip duygular yaşıyorum. O yüzdün bölümü yazarken yansımış olabilir. Kısa bir bölüm olucak. 😔

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dileği ile~~~

.
.
.
.

Havuzdan çıktıktan sonra doğan güneşle sehpada duran telefonumu elime aldım. Saat 6 gösteriyordu. Taehyung hâla havuzda güneşi izliyor, su ile zaman geçiriyordu. Onun için gömleğini şezlonga bıraktım. İçeri geçmiş, derin bir nefes aldım.

Üst kata çıktığımda, misafir odasını hazırladım. Yeni çarşaflar serdiğimde birkaç takırtı sesi duydum. Yastıkları yerleştirdikten sonra odadan çıktım. Merdivenlerden inerken Taehyung'u karnını tutmuş şekilde salonda gezindiğini gördüm. Eşyalara dokunuyor, merakla evi tarıyordu. Burdan bakınca çok tatlı gözüküyordu.

Merdivenlerde durmuş, bir süre onu izledim. Gömlek dizlerine kadar geliyordu ve üzerine baya boldu. Bu yüzden de tatlı gözüküyordu. Arkasını dönmüş mutfağa ilerleyecekken beni görmesi ile irkildi. Saçını kulağının arkasına sıkıştırdığında ben de aşağı indim.

"Acıktın mı? Ne yemek istersin?"

Yorgun da olmalıydı. Üzerimde beyaz atlet ve siyah şortum varken mutfağa ilerledim. Normal insan yemekleri yerler diye düşündüğüm için dolaptan yumurta çıkarttım. Arkamdan geldiğini hissetmiştim. Yumurtaları kabın içine kırınca, sağ kolumda soğuk bir dokunuş hissettim.

"Bu izler çok güzel..."

Merakla söylediği ve hayran dolu attığı bakışlar ile kalbim tekrar hızlanmıştı.

Neler oluyordu bana bilmiyordum.

"Onlar iz değil. Biz ona dövme diyoruz."

"Dövme? Birini vurma demek gibi mi?"

Yalnışlıkla yaptığı espiri ile kahkaha atmıştım. O ise bana anlamaz ve şaşkın dolu bakışlarla bakıyordu.

"Hayır Taehyung. Çizim yapmak gibi. Küçük bir aletle bedenine çizim yapılıyor yani. Ucunda da derine batıp çıkan iğne oluyor. Böylece tenine işliyor ve bir daha silinmiyor."

Açıklama yaptığımda arada bana bakmış, sonra tekrar kolumu tutarak okşamış ve incelemişti.

"Ben de istedim..çiçek resmi gibi. Acıtmıyor mu?"

"Acıtıyor.."

Gözgöze geldiğimizde yukardan ne kadar güzel gözüktüğünü bir daha anlamıştım. O ise birkaç saniye sonra utanmış, bakışlarını kaçırdığı gibi masaya geçmişti.

"Deniz canlıları dışında yemek yiyebiliyorum. Yosun da yiyebiliyorum."

"Anladım."

Kafamı salladıktan sonra omleti kısa sürede yapmış, yanına da azcık hazır pirinçten bıraktım. Çatal ve kaşık onun için tutması kolay olur diye koyduğumda gülümsemiş, yemeğine odaklanmıştı.

"Ben birazdan işe gideceğim. Sen evde kalabilirsin. Yukarda misafir odasını senin için hazırladım. Uyumak istersen uyu. Evde herşey var. Kendine dikkat ederek herşeyi yapabilirsin. Televizyon falan da var izleyebilirsin. Korumalar da kapıda."