Ne kadar silersen sil,
ya yırtılır defterin
ya da izi kalır cümlelerin.-Cemal Süreya-
🦋
Yağız'ın ağzından
ormanlık bir alanda birinin adımı seslenmesi ile uyanmıştım.yerimden doğrulmaya çalıştım ve etrafıma baktım.ayakta bana doğru adımlayan bir kadın gördüğümde hiçbir tepki vermemiştim ama siması tanıdık geliyordu.
yürüyüp yanıma geldi ve elini karnına koydu.Ayağa kalkıp karşısında durdum,bir eli karnındayken diğer eli yanağıma dokundu.
Bu dokunuşla hafif bir şekilde titremiştim.Bir elimi kaldırıp yanağımdaki elin üstüne koydum ve "kimsin sen?" diye fısıldadım.
Gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu,karnındaki elini çekip elime uzandı ve tekrar karnına koydu,karnı çok büyük değildi fakat orda bir bebek olduğu anlaşılıyordu.
Bebeğin hafifçe tekme attığını hissedince bir an yere düşeceğimi sandım.Kadının yanağından bir damla yaş elime doğru aktı.
"Bu bebek yaşamak zorunda Yağız" diye mırıldandı ardından devam etti "ve ben bu bebeği yaşatmak için kendimden vazgeçmek zorundayım"
o an anladım,bu kadın annemdi karnındaki ise ben.
"bu bebek sen değilsin Yağız"
🦋
kan ter içinde yerimden fırlamıştım.etrafa baktığımda Serdar bey'in endişeyle bana baktığını gördüm.saçlarımı okşayarak "iyi misin oğlum" diye mırıldandı.
hafifçe kafamı salladım ve komidine doğru baktım.ne istediğimi anlamış olacak ki komidindeki suyun kapağını açıp ilk önce bardağa döktü ardından suyu içmeme yardım etti.
suyu içtikten sonra tekrar bardağı yerine bırakıp bana döndü.
"ne gördün oğlum,sayıklayıp duruyordun,ne seni bu kadar kötü etkileyen şey" diye sordu."kötü bir rüya görmedim Serdar bey merak etmeyin" diye cevap verdim.
annemin olduğu bir rüyanın kötü olma ihtimali yoktu.
bana inanmamış gibi baktı fakat üstüme de gelmedi,onun yerine yan taraftan bir tane poşeti bana uzatıp "ben çıkış işlemlerini halledicem oğlum sende o sırada üstünü değiştirirsin" dedi.
kafamı sallayıp onu onayladım ve elindeki poşeti aldım,poşetle beraber tuvalete girip ilk önce ihtiyaçlarımı giderdim ardından ise elimi yüzümü yıkayıp kıyafetleri giydim.
ayakkabıları da giydikten sonra tekrar odaya döndüm,Serdar bey koltukta oturmuş düşünceli bir şekilde yere bakıyordu.Hafifçe omzuna dokunup "Serdar bey,gitmiyor muyuz" diye seslendim.
İrkilip hızla yerinden kalktı ve başını salladı, "gidiyoruz gidiyoruz" diyip önden aceleyle yürümeye başladı.
bir şeyler oluyor gibiydi,fakat ben bu sefer öğrenmek istemiyordum,tek temennim işten çıkarılmamış olmamdı yoksa ne yapardım bilmiyordum.
komidinin üstünde duran telefonu alıp bende Serdar beyin arkasından çıktım ve dışarıda duran lüks araca doğru ilerledik.
arabaya binince yan yan Serdar beye bakmıştım fakat o bana değil dışarıya bakıyordu.neler olduğunu merak ediyordum fakat üstelemek de istemiyordum,nasıl olsa Serdar bey'in bir bildiği vardır diye düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ailem/Yağız Koral
Teen Fiction🦋 Doğumda annesini kaybeden Yağız,babası tarafından sevilmeyerek büyümüş bir çocuktu.17 yaşındayken bir gün babasına bebeklerin karıştığı ile ilgili bir bilgi geldiğinde ise hayatı zaten karanlıkta olan Yağız daha da karanlığa battığını hissediyord...