Bölüm 1

201 17 10
                                    

Meleklerim yeni hikayeme hoşgeldiniz :) Yeni okuyucularım siz de hoşgeldiniz ;) Hikâyeyi hiç öyle geçip geçip de okumayın bacım ;) Her satırı eğlenceli ;) İyi okumalar :*

"Duygu , o kızı ders çalışmaya çağrıyorsun ama benim bundan haberim bile olmuyor. Bakıyorum da herşeyi beraber yapmaya başlamışsınız ayrıca ! Bana bak , bir daha o kızla görüşmeni istemiyorum. Senin en iyi arkadaşın benim ! Tamam mı ?! "

İşte yine başladık. Beni yine kontrol edebileceğini , emir verebileceğini ve onu sevdiğimi , ona değer verdiğimi zanneden bir enayi daha. Ona gerçek yüzümü gösterme gereği daha önce hiç duymamıştım.Ama bu sefer , beni kısıtlamaya çalışarak beni son seviyeye getirdi. Şu hayatta bir türlü katlanamadığım tek şey. Bunu sen istedin kızım.

"Niye görüşemiyormuşum ? Sen kendini benim annem falan mı zannediyorsun ? Senin göt bi yörünge dışına çıkmış canısı onu bi alırsan ordan."

Onunla her zaman konuştuğum şirin ve tamamen ustaca taklit ürünü olan sesimden kendi sert ve hissiz sesime geçtim. Yüzündeki ifade paha biçilemez di. Şu hayatta zevk aldığım nadir şeylerden biri de insanların onlara değer verdiğimi zannetmelerini sağlayarak götlerini son raddeye kadar kaldırıp , sinirimi bozduklarında da onlara aslında başından beri benim için sadece et parçasından ibaret olduklarını hissettirip o götün hızla yere çakılmasını seyretmek. Kısaca insan ilişkilerim.

"D-duygu , noldu birden bire böyle ! İyi misin kızım sen ! Kendine gel! En yakın arkadaşınım ben senin ! "

"En yakın arkadaş mı ? Şurda organlarını parçalasalar kaçırmam izlerim. "

"Ya ne saçmalıyorsun sen ?! Sen demez misin her zaman sen benim şu hayatta değer verdiğim tek insansın diye ?! Şimdi noldu ?! Hı?!"

" Ne olduğunu söyleyeyim. Birincisi beni onunla bununla görüşmeyeceksin diye kısıtladın. Büyük hata. İkincisi , yaz tatili geliyor. Okul bitti. Artık sana ihtiyacım yok. Seninle sadece okulda malak gibi kalmamak için takılıyorum , yeni mi farkettin ? Ya bi saniye ya ! Tabi ki yeni farkettin ! Çünkü ben harika rol yaparım güzelim ! Şimdi izin verirsen sınıfa gitmek istiyorum hoca birazdan gelecek. Senin yüzünden azar yemek istemiyorum.Çekil şurdan"

Ağlamaya başladı. Tabi ki. Bütün kız arkadaşlarımda böyle oluyor. Ağlamaktan ve ağlayan sümüklü insanlardan ne kadar nefret edersem anında dibimde bitiyor bacım. Ben anlamadım bu işten bi poh.

"Duygu Allah belanı versin ! Hepsi yalan mıydı ! Ha ! Seni sevdim ben ! Senin de beni sevdiğine inandım ! "

Ellerini yüzüne götürüp ağlamayı sürdürdü. Ama göz ucuyla beni seyrediyordu. Tepkimi görmek istiyordu. İt.En şirin sesimle :

"Ya tamam. Bak . Ben bi an kendimi kaybettim tamam mı ? Hassas dönemlerimdeyim bitanem. Yoksa sana hiç öyle sözler söyler miyim ? "

Ellerini yüzünden çekti ve gözlerini bana dikti. Söylediklerim hoşuna gitmiş olacak ki hafif gülümsedi.

"Gerçekten mii?"

Bende suratıma sahte gülümseme no.2'yi yapıştırdım. İki saniye kadar ona bakıp gülümsedim. Sonra tam bana sarılacakken kafasına bi tane yapıştırdım.

"Tabi ki hayır kıt beyinli ! Pembe dizi mi çekiyon amk ! Seni sevdim de bilmemne de ! Koridorun ortasında ! Millet bizi lez mi zannetsin göt ! Çekil lan artık sınıfa gidecem ! Hadi hadi kaldır o şişko kıçını !"

"Sana ödetirim kızım ben bunu ! Pis duygusuz ! Hayvan ! Pislik ! Hissiz şey ! "

"Hmm ok bye."

Omzuna omuz atarak sınıfa doğru ilerledim. Uzun zamandır kendim olamıyordum insanların karşısında . Bu kavga bana iyi gelmişti.Bütün elektriği topraklamış oldum.Sınıfa girmeden önce yine sahte şirin halime döndüm. Girdiğimde herkes öğretmenin zoruyla ve not tehdidinin etkisiyle dersi dinliyordu.Kapıdan girince gözler bir anda bana çevrildi. Hoca sinirlenmiş gibiydi.

" Nerdesin Duygu sen ! Arkadaşın Selen nerede gelmedi mi seninle ?"

"Hocam arkadaşım biraz rahatsızlandı da lavaboda onunla uğraştık biraz , lütfen kusurumuza bakmayın , hem o da iyi olunca gelecek , yalnız kalmak istediğini söyleyince ben de hemen derse gireyim , zaman kaybetmeyeyim dedim. Tekrar kusura bakmayın hocam."

" Tamam neyse geç otur. Olmasın bir daha ama. En azından benden izin alın."

"Peki hocam , çok teşekkürler."

Öğretmenlere iyi anlaşmak harika. Bu cici kız imajı arada işe yarıyor lan , demeyin öyle. Şuanda sakin sakin hocanın dumrul tarafına mağruz kalmadan sırama oturabiliyorum mesela. Öğretmenler zaten beni hanım hanımcık diye biliyor. Yanlış anlamayın ha , öyle sevgiliymiş aşkmış meşkmiş asla işim olmaz. Namus denen bir şey var. Onunla yaşar , onunla ölürsün. Bitti.Benim dediğim hanım hanımcuk derslerini dinleyen , okuldan kaçıp da sigara tüttürmeyen kız tipi. Ya kısacası okul beni seviyor. Yani , gerçek beni görseler ne kadar sevebilirler tartışılır da. Lykke Li' nin bi şarkısı vardı. Tam beni anlatan. "Will you still love me tomorrow (Yarın hala sevebilecek misin beni ?) . Tam da dinlemenin zamanıdır ha. Hazır hoca da serbest bırakmışken.

Kulaklığımı cebimden çıkarıp , düğümünü çözüp (Allah aşkına kulaklığını cebinden dolaşmamış olarak çıkarabilen insan evladı var mı olum ? Önemli bu kısım.)
kulağıma taktım. Ve anında bütün sesler kesildi. Sadece müzik... Gözlerimi bir saniyeliğine kapatmıştım ki sınıf kapısı sert bir şekilde açıldı. Benimkinin ağlamaktan mıdır sinirden midir gözleri kıpkırmızıydı. Bizim arkadaş grubuna bir şeyler şöyledi , sonra bana baktı . Dışarı çıkmam için gözleriyle hareketler yaptı. Grubun önünde olduğumdan itaat etmek zorunda kaldım. Büyük ihtimalle bizim gruba olanları anlatacaktı.Şirin kız imajı bu noktada önemliydi işte , o yüzden hiçbir hareketimle falso vermemeliydim. Yavaşça yanlarına gittim ve masum bir sesle :

" Selen , neler oluyor ? Neden dışarı çıkıyoruz ?"

"Pis Sürtük seni ! Bilmiyormuş gibi yapma birde !"

İşte yine başlıyoruz ....

Çok Üzüldüm(!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin