4. Bölüm

44 7 5
                                    

Gözlerine baktım,
görmedin bile...

🍃

"Unuttun beni değil mi? Hâlâ aklına gelemedim. Belki de aklına bile gelmeyeceğim, parlak yıldız'ım" sesi geldiğinde uçsuz bucaksız karanlığa bakmaya devam ettim. Hemen yanıma oturuyor ve bu sefer o başını omzuma yaslıyordu. Nasıl olurda yüzünü hatırlayamadığım kişinin kokusunu, sesi hatırlayabilirdim.

"Bir gün seninle karşılaşacağız" başımı onun başının üstüne yasladım. "Eğer karşılaşmayacak olsak rabbim seni rüyalarıma kadar görmemi ister miydi? Sadece şuanlık hatırlayamıyorum. Ama inan bana içimde seninle karşılaşacağımıza ve bir daha hiç ayrılamamak üzere birlikte olacağımıza dair bir his var. Sadece sabretmeliyiz..." ikimizde başımı kaldırdığımızda nefeslerimiz birbirine karışacak kadar yakındık. Nefesi yüzümü mest ederken gözlerimi çalan şarkıdan ve yüzümü okşayan nefesten alı koyarak rüyadan uyandım.

Bir elimle arkadan destek alırken bir elimle ise yüzümü sıvazlıyordum. Nefesimi dışarı seslice bıraktıktan sonra üzerimde ki pikeyi atarak ayaklarımı yerin soğuk zemine değdirdim. Yastığın altında ki telefonumu alarak ekranı açtım. Açtığım gibi bildirimleri gördüm.

Pamir: Günaydın

Pamir: Eğer müsaitsen geçen yapamadığımız kahvaltıyı bugün yapalım diyorum

Pamir: Olmaz dersen benim için sorun olmaz

Gözlerimi bir kaz kez karpıştırarak kendime gelmeye çalıştım. Ardından parmaklarımı klavyede haraket ettirerek cevap yazdım.

Ben: Günaydın

Ben: Müsaitim, gelebilirsin

Çevirim içi olduğunda yazmaya başladı.

Pamir: Peki ben bir iki saate orda olurum. Konum atar mısın?

Ben: Atıyorum. Arkadaşlarını çağırabilirsin, benim için sorun olmaz

Pamir: Tamam

Telefonu kapatarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayarak çıktım. Saçlarımı bağlayarak telefonumdan bir şarkı açtım.

Sezen Aksu, Zalim şarkısıydı. Kadın bana o kadar içten geliyordu ki şarkıları, sevgisini anlatamaya çalışırken kullandığı kelimeler. Her şeyi ile seviyordum. Yeni şarkılar dinlemezdim zaten. Arada istisna olmadığı sürece. Genellikle eski şarkılar, sevginin en güzel dile gelmiş halini dinlerdim. Nostaljiydim biraz.

Ten beyaz, saç kızıl güller
Kahkahasında bülbüller.

Buzdolabından biber ve domates çıkartarak suyun altında yıkadım. Yıkadıktan sonra doğrama tahtasına koyarak kesmeye başladım. Bir yandan da tavaya zeytinyağ koyarak ocağın üstünde ateş açık bir şekilde beklettim. Tavaya önce biberleri koyarak biraz bekledim ardından domatesleri ekleyerek karıştırdım. Ikisi biraz eridikten sonra karabiber, pulbiber gibi baharatları ekleyerek tekrar karıştırdım. Ardından 4 tane yumurta alarak kırdım ve tavaya ekleyerek karıştırmaya devam ettim. Menemen olduğunda kapağını kapattım.

Yalnız BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin