Jimin
Kanka eve doğru yürüyorum.

Felix
Hala heyecanlı mısın?

Jimin
Evet hala heyecanlı ve biraz gerginim

Felix
Lan oğlum aşık falan mı oldun sen?

Jimin
Hayır ua saçmalama

Felix
Sabahtan beri ondan bahsediyorsun özellikle okulda kafamı siktin. Alt tarafı özel ders verecek sana

Felix
Yat asaaga diyip yatırıp sikecek hali yok

Felix
Gerçi senin hoşuna giderdi belli olmaz sana

Jimin
Sus lan pezevenk sanada bir şey anlatılmıyor

Felix
Birazda gerçekler brocum

Jimin
Sg oç

Felix
Ayıp.

Jimin
Vardım ben eve çıkıp üstümü değişicem

Jimin
Sonra evine gideceğim

Felix
İyi sevişmeler pardon iyi dersler size

Jimin
Seni sikerim

Felix
İmdat kaçtım benn
(Görüldü)

Felix
Oçsun
(Görüldü)

Telefonu kapayıp cebime attım ve evime girdim. Hemen üstüme beyaz tişört ve gri eşofman geçirdim. Aynada kendime baktım. Elimle biraz saçımı düzeltirken durdum. Napıyordum lan ben? Utanmasam oturur süslenirdim. Tovbe tovbe

Elime bir kaç ders kitabı aldım ve çıktım. Annem annenemin yanına gittiği için 3 gün evde yoktu. Hızla onların kapısının önüne geldim. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Bir kaç saniye sonra kapıyı annesi açtı.

"Merhabaa." Dedim gülerek.

"Ah merhaba yavrum. Özel ders için mi geldin?"
Ellerimdeki kitaplara bakarak beni süzdü.

"Hmhm özel ders için geldim."
Tam içeri geçmek için hazırlanıyordum ki

"Yoongi birazdan evden çıkacak. İstersen yarın gel." Dedi annesi.

Gözlerim anlamayarak açıldı. Nereye gidiyordu ki? Madem gidecekti neden beni çağırmıştı?

"Neden?"
Ellerimdeki kitapları merakla sıktım. Bir bahane olmalıydı.

"Ah sanırım bir randevusu var... anlarsınya"
Gülerek ve imalayarak söylediği şey nedenini bilmediğim bir şekilde bütün morelimi bozmuştu. Dün akşamdan beri bu özel ders için heyecanlanıp, stres yapmıştım ve o ise dersi iptal edip randevuya mı gidecekti? Gerçekten... boşversene.

Düşen yüzümü zorlukla toparladım. "Ah peki o zaman." Dedim. Yapacak bir şey yoktu. O kadar sinirim bozuktu ki belki bir daha özel derse gelmezdim. İlk ve son gelişim. Harika

"İyi akşamla-" diyecektim ki odasından Yoongi çıktı. Onu süzdüm. Siyah gömlek ve siyah pantolonuyla gerçekten bir randevuya hazırlanmış gibiydi. Gömleğinin darlığından kaslarını görebiliyordum. Gömleğinin kolundaki düğmeleri iliklerken gözleri bana takıldı.

"Ah... geldin mi?"
Kapıya doğru yürürken bana yaklaştı. Annesine gidebilirsin manasında kafasıni salladığında annesi içeri gitti.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Geldim ama gidiyorum." Dedim. Yüzüm düşüktü. Sesimin aptal bir şekilde tripli çıkmasını engelleyemedim.

"Kusura bakma. Özel bir randevu ve buna gitmem gerekiyor."
Kendini açıklamasına şaşırdım ama yumuşamadım.

"Sorun değil. İyi eğlenceler sana." Diyerek kendi evimin kapısına yürüdüm. Özel randevuymuş... peh

"İyi geceler. Erken yatmaya çalış geç saatlere kadar terasta şarkı dinliyorsun. Okulun var uykusuz kalma."
Anahtarla evin kapısını açtıktan sonra ona dönüp baktım. Neyime güvendim bilmiyordum ama içimde tutamayarak itiraf ettim.

"Şarkı değil. Senin gitarının sesini dinliyordum."
Gözleri hafifçe açıldı. Başını eğdi. Yüzünü gördüğüm kadarıyla ufaktan sırıtmıştı. Dudağını ısırdıktan sonra bana baktı. Tam ağızını açıp bir şey diyecekti ki engel oldum.

"Herneyse iyi geceler." Diyerek hızlıca içeri girip kapıyı kapattım. İçimde hala biraz kızgınlık vardı. Dediğim şeyden pişman değildim. Demesemde olurdu ama dedim işte. Niye dedim ki? Bilsin mi istedim? Of aptal mıyım ben yahu...

Kendime kızarak odama geçtim. Kafayı sıyaracaktım o olacaktı en sonunda. Bu kadar düşünmek normal değildi, farkındaydım. Nereden çıktın karşıma Ya

Of of of...

Annem 3 gün evde yoktu. Çok aç olmamama rağmen kafam dağılsın diye mutfağa gittim. Taktım önlüğümü

•Buyrun karşınızda Jimin'im mutfakta•

Ne yapacağımı düşünmem uzun sürmedi. Tabikide kremalı, mantarlı makarna yapacaktım. Kesinlikle yapmayı bildiğim tek şey o oluğu için değildi. Kremalı ve mantarlı makarna bir kültürdü. Aksini idda edende ketçaplı makarna yiyordur.

Açtım playlisti koydum telefonu kenara. Başladım suyu kaynatmaya.

Biraz kendime gelmiştim. Gel diyip başkasıyla randevuya çıkan sikkoları düşünmeye gerek yoktu. O giderdi ama kremali mantarlı makarna benle kalırdı. Hayatta böyleydi. Güzel makarnam benim.

Makarnamı yapıp televizyonun karşısına geçtim. Rastgele bir film açıp makarnamı yerken izlemeye başladım. Midem doydu güneşim doğdu. Tabii

Film bittiğinde kenardaki tabağımı alıp mutfağa geçtim. Yıkayıp kenara koydum ve terasa geçtim. Kulağıma kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.

Vakit hızlıca geçerken mutfağa gidip kendime çilekli dondurma koydum ve tekrar terasa geçip oturdum. Dondurmamı kaşıklarken telefonumda sosyal medyada geziniyordum. Bir süre tiktok kaydırdıktan sonra sıkıldım ve çıkıp tekrar tiktoğa girdim. Kendime göz devirerek video izlemeye devam ettim. Saat geç olmuştu. 12:30 falandı.
Fazla geç saate kalmak istemedim. Dinleyebileceğim bir gitar seside yoktu nede olsa.

Tam ayağa kalkacaktım ki kapının çaldığını duydum. Bu saatte kim gelmişti ki? Gerildim. Yavaşça kapıya yürüdüm. Kapının deliğinden baktığımda apartman karanlıktı. Işık yanmamıştı. İçime korku düşerken kendime cesaret verip kapıyı açtım.

Kapıyı açtığım gibi apartman ışığı yanmıştı. Karşımda bir adet kapının kenarına yaslanmış ve kollarını önünde dolamış bir Yoongi vardı. Şaşırdım. Neden buradaydı? Üstelik alkol kokuyordu.

"Yoongi?" Dedim merakla yüzüne bakıp.

Gözleri baştan aşağı beni süzdü. Daha sonra bakışları dudağımda takıldı. Derin bir iç çekerek dudağıma elini götürdü ve kenarını sildi. Parmağı çilekli dondurma olmuştu. Ah bu biraz utanç vericiydi.

Yavaşça üzerime eğildi. "Özel ders yapalım mı Jimin?"

---------------------------------------------------------
BİTTİĞ

Evet ikinci bölümünde sonuna geldik.
Devamının gelmesi için vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Tavsiyelere ve önerilere açığım.
Yaptığım yazım yalnışları şimdeden affola.
OPTUM BAY

The Sound Of Your Guitar /YOONMİN/ Where stories live. Discover now