🌹
Aslında zaman değilmiş hızlı geçen. Bizmişiz zamana yön veren. Sevdiğiyle oturup sohbet eden adama sorduğunuzda zamanın nasıl geçtiğini bilmez ama bir hastane kapısında sevdiğini bekleyen adam için zaman geçmek bilmez ya . Benim için zaman şuan garip bir şekildeydi.
Aradan geçen bir haftada Yiğit yanımda kalıyordu. Tuğrul yaz ayında olduğumuzdan devamlı bahçelere gidiyordu ve akşamları yarım saat oğlunu görme bahanesiyle gelip evine geçiyordu. Öyle oturup etraflıca kararını aldığımız evlilik ya da her hangi bir şey hakkında konuşamadık.
Onun gözleri bu bir haftadır her gördüğümde ışıl ışıldı. Belki önceden de bana böyle bakıyordu ama ben farketmemiştim bilmiyorum ama şuan olduğumuz konumdan memnundum. Akşam yemekten sonra bağlara doğru yürüyecektik ve ben gerçekten çok heyecanlıydım.
Aklım fikrim hep ondaydı. Avluyu süpürüp Gül ablaya seslendim "abla hortumun suyunu açsana"diye bağırdığımda bir süre sonra tuttuğum hortumdan su geldiğinde beni duyduğunu anladım.
Avluyu yıkaya yıkaya ilerlerken, avlu kapısını açıp pislikleri dışarı atacağım sırada karşımda ki manzara beni baya şaşırttı. Ben sakin biri değildim. Sinirim tepeme çabuk gelirdi.
"Tuğrul!"dedim sinirle
Karşısında ki Esma'nın bakışları bana döndü anında, Tuğrulda Esmaya bakarken gülmeyen yüzü bana döndüğünde ay gibi parladı
"Güldenim"dedi kimseyi umursamadan.
"Yiğit'in gözleri seni arıyor canım"dedim ilk aklıma gelenle, Mosmor suratlı Esma zaten sinirimi bozmuştu. "Esma , Tuğrul abin gelsin sorununuzu sonda halledersiniz" dememle . Yüzünde ki sahici bir gülümsemeyle bana doğru yürüyen Tuğrulun o gülen yüzünü kıracaktım.
Avluya girdiğinde içeri adımladım. "Gül abla suyu kapat!"diye bağırmamla Tuğrulda şaşırmıştı.
Su kapandığında hortumu yere atıp sedire oturdum. "Anlat!"dedim hızlıca "ben delirmeden anlat Tuğrul"
"Gülüm" dedi yanıma otururken
"Yok gülün falan anlat dedim"deyip uzaklaştım yanından
"Yoldaydım işim erken bitti eve geçip yanına gelecektim. Abisi bizim bahçede çalışıyor , o da gelecek mi diye soru sordu. Bu kadar tam cevap verecekken sen seslendin"diye tane tane anlattı
"Bak"dedim şalvarımı toplayıp ona doğru döndüğümde. "Ben istemiyorum Tuğrul, konuşma kimseyle"işaret parmağımı ona doğru sallıyordum "sana güveniyorum ama kimsenin gözü göz değil o Esma mıdır Yosma mıdır neyse zaten yanık sana. Beni sinirlendirme!"dememle güldü.
Güneş doğmuş gibi oldu sanki o sıra
"Kurban olurum senin kıskançlığına , vallahi akşama kadar seni düşünerek çalıştım işlerimi bitirdim . Kara gözlüm benim. Bak bakıyım bana"dedi beni kendine çevirirken "Kendimi bildim bileli seni sevdim Gülden, çok doğru karar verdğimi biliyorum ve bu karardan dönmeye niyetim yok gülüm"dediğinde içim ayrı gıcıklandı.
"Tamam . Dediğim gibi sana güvenimde sorun yok ama konuşma, sana laf söylerlerse benim Güldenim var de"dediğimde artık sesli güldü
"Benim Güldenim misin sen?"dedi kollarının arasına beni sararken
"Değil miyim?"dedim bir nazla
"Öylesin , gülümsün, Güldenimsin, gülden güzelimsin"dedi iyice sarılıp , bu adamın kokusu neden bu kadar güzeldi.