1

23 4 19
                                    

~

Yine bu ahmak dünyanın yeni bir sabahına uyanmıştım. Uyanmıştım sözü yalan olabilir çünkü uyuyamamıştım. Dün gece hiç uyumamıştım. İki gündür gözlerime uyku girmiyor. Bu durumda beni halsizleştiriyordu. Şimdi ise şu geçen yaz her gün söverek gittim okulun yeni dönemi için hazırlanıyordum. Tabi geçen yaz gittiğim okuldan hocaların kararıyla kovulmuştum. Ve tek nedenleri benim dersleri umursamadan hep devamsızlık yapmam. Ben ise kendi hayatımda hiç bir şeyi takmadan öyle akıp gitmek isteyen bir gençtim. Kimseye zararım yokken sadece kendi dünyasında yaşamak isteyen birini kovmak da yeterince saçmaydı. Aslında kendi bir dünyam varsa. Yok. Kendime ait bir dünya kurmam beynim de. Hayal edemiyorum güzel şeyleri. Sadece beynimdeki kara delikte savrulup gitmek isteyen çünkü hayattan medet umamayan bir gençtim.

Yeni okul, yeni insanlar, yeni çevre. Açıkçası içimde heycan'a dair hiç bir duygu yok. Heycan duygusunu yaşayamıyorum. Heycan, mutluluk, sevgi bu duyguları yaşamak için neye ihtiyacım var bilmiyorum ama o şey her neyse bende olmadığını da bir o kadar iyi biliyorum.

Üstümü değiştirirken bir yandan paris e mama koyuyordum. Paris benim tek ailem di. Tek dostum, arkadaşım, kardeşim, ailem. O benim için çok önemliydi. Ailemi kaybettiğim de ne kadar üzülsem de paris bana aile olmuştu ve onu kaybetmek gerçek ailemi kaybetmekten daha çok yaralardı beni.

Kafımı çevirip dedeme baktım. Hala uyuyordu. Tek yapabildiği uyuyup sadece yemek için uyanmaktı. Keşke sağlığı yerinde olsaydı. O da benim ailem sayılırdı sonuçta. Şuan dedem olmasa bu evde dahi olmaz hatta galiba yetimhane köşelerinde yaşayan bir kişi olurdum. Ama burası sessizdi. Ve sessizlik beni üzdü kadarda iyi hissettiriyordu.

Üzerime ceketimi alıp evden çıktım. Uyuşuk hissediyordum. Aslında bu his hep vardı bünyem de. Alkole bağlı biri olmamala alakalıydı ama alkol rahatlatıyordu beni. Unutturuyordu varlığımı. Unutmakta bı nevi iyi geliyordu zihnime. Birşey düşünmemek hiç birşey hissettirmese de kötü hissetmek den daha rahatlatıcı geliyordu. Uyuşuk bedenimle yolu tamamlamaya çalışıyordum. Uzaktı ama yapacak birşey de yoktu ki zaten takmıyordum. Geç kalmaktan banane ki. Bana katkısı yok yani böyle bir kişiliğe eğitimin bir katkısı yok.

~

Denizin dalagaların da gezdiriyordum gözlerimi. Amaçsızca dalgalanıyordu. Bir hedefi olmadan. Kuralsız bir şekilde dalgalanıyordu. Dalgaların savrulmasında çıkan ses rahatlatırdı insanı. Düzensiz bir sesti. Kurallı değildi. Dalgaların kokusu da yayılır dı etrafa. Bu kokuyu ciğerlerime dolduruyordum.

Ama deziniz dipsiz kuyusu düzenliydi. Battıkca siyahlaşan okyanus. Hiç birşey görememek. O boşlukta kaybolmak. suyun kokusunu dahi içine çekekmemek. O siyahlıkta bedeninin yok oluşunu izlemek. Çırpındıkca daha çok batmak. Bu durum dalgalardan, dalgaların sesi ve kokusundan  kötüydü.

Benimde sanki zihnim bir okyanus gibiydi. İçinde batıyorum. Çırpındıkca da daha derine batıyorum. Bu durum karanlıkla dolduruyordu içimi. Battıkça kararıyor ve elimden gelen hiç birşey olmuyor. Daha ne olabilir ki dedikçe daha derine batmak kalbimi de suyla dolduruyordu. Ciğerlerime kadar suyla dolduğum da sadece yok oluşumu izleyecektim.

İçtiğim alkol den bir yudum aldım. Bunun buğazı mı yakmasına izin vererek yuttum. Dalgaların o okyanusun derinlerinden çırpınarak kaçışını izlemeğe devam ediyorum. İzledikce de içine batıyorum. Kafamı biraz kaldırıp baktım gökyüzüne. Onunda bir derinliği vardı. Nekadar açık bir mavi olsada gece buna izin vermiyordu. Güneş kendini yakıyordu bizde buna mutlu oluyorduk. Başkasının yanışından zevk alanlar gibi

~
Okulun önüne gelmiştim. Bu okulda beni neler bekliyordu. Veya ben bu okuldan neler bekliyordum. Bunları düşünecek zihni bulamadım kendim de bu yüzden okula girer girmez ilk işim bu uyuşuk beynimi dinlendirmek olacak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk101 (Kerem×Sinan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin