Saray yolu sakin geçmişti veliaht prensesi ve ailesinin büyük bir kısmı bizimle gelmişti
Sarayda gösterişli bir düğün olacaktı
Neyse ki ben hizmetçilik işlerinden kurtulmuştum saraya varır varmaz uyuyacaktımPrensin beni görmeye zamanı olacağını hiç zannetmiyordum
Odama geçince ilk işim duş almak olmuştu ardından biraz dinlenip mutfağa indimYona bir şeylerle uğraşırken arkadan ona sarıldım
Yona derin bir nefes alıp"Aşkım"
Kaşlarım sonuna kadar çatıldı
"Aşkın mı oldum yona hanım"
"Kusura bakma Eun Ae sen ne zaman geldin"
"2 3 saat oluyor"
Ellerimi Yona'nın gözlerinden çekerek bana döndürdüm
"Komutan bey ile işleri anlaşılan ilerlettin"
Yona'nın yanakları hafif kızardı
Yanaklarını mıncırmak istesem de kendime engel oldum"Evet sevgiliyiz"
"Yüzünde ki gülümsemeden anlamak zor değil"
"O kadarı benim de hakkım değil mi Eun Ae"
"Belki de diğerlerinden daha fazla hak ediyorsun"
Yona elimden tutup beni kendine çekti ve sarıldı
"Bence en çok hak edenlerden biri de sensin canım"
Yona görmese de buruk bir tebessümle gülümsedim sanırım prens ve ben akla kara gibiydik bir gün sevdiğim adamın evlendiğini görecek olmak... Sıra ona gelmişti eminim adaylar bile vardı
Düşünceler den sıyrılıp Yona'dan ayrıldım
Heyecanla anlattığı şeyleri dinleyip heyecanını paylaştım
Yemeğimi kendim alıp yemeye başladım
Yona hem bir şeyler yapıyor hem bana komutanı anlatıyorduKeşke benim sevdiğim adam da komutan olsaydı belki her şey daha kolay olurdu
Kıyaslamak doğru bir şey değildi belki ama bende sevdiğim adama kavuşmak istiyordum
Bir prens olacağına köylü bir adam olması bile benim için çok daha iyi olurduZenginliğin, zenginliği geçtim prens olmanın bir bedeli vardı ve bunun sonucu genellikle mutsuz evlilikle sonuçlanıyordu
Umarım eski kötü günleri mi aramak zorunda kalmazdım
Yona'yı bir süre dinlendikten sonra odama çekildim akşam olduğu için dinlenmenin en iyi karar olacağını düşündüm
Üzerimde ki kaba eşyaları çıkarıp kenara koydum cariyelere özel geceliğimi giyip prensin yatağına girdimUzun süre dönüp dursam da uyuyamadım aklım hep prens'teydi acaba şu an ne yapıyordu
Ne zaman uyuduğumu bilmiyorum ama belimde bir elle irkildim
Prens beni belimden kavrayıp kendine çekti boynuma bir öpücük kondurdu
Hafif tebessüm ederek elimi elinin üzerine koydum"Uyandırdım sanırım"
"Biraz öyle oldu majesteleri ama önemli değil"
"Annemin elinden zor kurtuldum sanki benim düğünüm varmış gibi davranıyordu"
Kalbime saplanan acının adı neydi o gülümsemişti ama ben gülemiyordum
İnsan acı çekerken de gülebiliyordu ama bu o acılar dan biri değildi sanırım"Bir gün evliliğiniz kesinleşirse beni saraydan yollayın majesteleri bunu görmek isteyeceğimi hiç zannetmiyorum"
Prens bir süre sessiz kalınca gözlerim doldu
"Bunu nerden çıkardın seni bırakmayı düşünmüyorum"
Daha fazla konuşamayacağımı biliyordum
Prens'te konuşmam için ısrar etmedi zaten
Beni kendine çekip daha sıkı sarıldı"Evlenmeye niyetim yok güzelim önceden olsa belki önemsemezdim evlenip evlenmemeyi ama artık böyle bir şey söz konusu değil o yüzden bu düşünceleri aklından çıkar olur mu"
Bu söylediklerinden umutlanmam gerekiyor muydu?
Bu hikayeye yorum istiyorum yeni bölüm bile yaz deseniz olur yoksa keyifle yazamıyorum bana göre güzel bir hikaye yarım kalmasın
Ve ve bol beğeni inanın zor olmuyor yıldıza basmak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens'in Cariyesi "Tarihi"
Historische fictie"Bırakın beni" "Seni efendimize götüreceğiz ne yapacağına o karar verecek şimdi kes sesini" Eun Ae kurtulamayacağını anlayınca kendini olayların akışına bıraktı... Fakirliğin en çok olduğu dönemde kimsesiz bir kızın en son bir prense cariye olduğunu...