İblisin Tacı

1. Bölüm

10 oy olunca yeni bölüm gelecekk ❤️‍🔥
İyi okumalar balimm 😽
Koş koş Aaron'da seni bekliyorduu

Selam ben Aaron 18 yaşındayım, bir iblisim evet. hikayemi duymak için meraklanmayın. Herkes öldürür sonuçta sevdiğini değil mi?
"Herkes öldürür sevdiğini." Diye başladı bu kitapta, hemen kitabı kapattım ve bir hizmetkar odaya girdi. "Prensesim, bu gün taç giyme töreniniz var." Doğru ya! Sofranarak ayağa kalktım ve benim için seçilen siyah göz alıcı elbiseyi ve yine siyah ve RAHATSIZ edici topukluları giydim.

Camıma yönelip insanların yaşadığı yani Rinalia'yı izledim. Orayı görmek ve orayı gezmek istiyordum. Ama ailem buna izin vermezdi. Onların yemyeşil diyarına karşı bizim siyah, beyaz ve kırmızı renklerinden oluşan iblislerin diyarı mı? Tekrar savaş olmasını istemiyordum. Ben annem gibi değildim. Aynı zamanda babam gibi de değildim. Çünkü ben, kendim olmak için vardım. Annesine veya babasına çekmiş küçük kızlara benzemezdim.

Prenses olmak için hazır hissetmiyordum ve şatonun önüne toplanılmaya başlanmıştı. Beni görmemeleri için hemen camın yanındaki duvara yaslandım. Hizmetkar bana bir bakış attı. Sonrasında benden korkarak başını eğdi. Bu hizmetkarlar neden bu kadar korkaktı bir türlü anlamıyorum.

Gereken takıları taktıktan sonra büyük kapılar açıldı var balo salonuna doğru ilerledim. Biliyorum evet. Neden taç giyme törenini balo salonunda yapıyorlar ki?
Neyse... tacımın takılması için önce baba ve annemin konuşma yapması gerekiyordu. O sırada elbisenin ve ayakkabının rahatsızlığı yüzünden sinirlendim ve yüzümü buruşturdum. Halk bana baka kalmıştı. Halk denir mi bilmem aslında çünkü buradaki herkes iblisti. Şunu söylemeyi unuttum. İralea'da kraliyet ailesinden biri onlara göre görgüsüz hareketler kullanılırsa ona dik dik bakarlardı. Acaba bu Rinalia'da da böyle miydi ki? Hemen kafamı salladım ve bir kere daha herkes bana bakmaya başladı.
Ancak sonra konuşma durdu ve baş hizmetkar tacı kırmızı yastık üzerinde getirdi.
Gözlerim Seth ve Ivy'i aradı. Salonun bir köşesinden beni izlediklerini gördüm. İçim rahatlamıştı. Onlar en yakın arkadaşlarımdı.

Ve sıra taça geldi. "Yeni kraliçemiz, izninizle " dedi baş hizmetkar ve tacı kafama kondurdu. Bundan böyle benden tek istedikleri bir adam bulup evlenmemdi. Rahattım çünkü bu asla olmayacaktı. Öyle sansınlar yada sanmasınlar. İster inansınlar ister inanmasınlar. Ama öyle birşey olmayacaktı. Olamazdı. Erkeklerden babamı bile sevmiyordum. Sadece Seth. Ama onu arkadaşım olarak görüyordum.

Herkes beni alkışlamaya başlamıştı. Tacı kafamda hissettiğimde içime kötü hisler yüklendi. Ben bu göreve nasıl sahip çıkacaktım? Neyse ki tören bitti ve elbiseden de ayakkabılardan da kurtulabildim.

Sonrasında Ivy'nin odasının kapısını çaldım. Beni içeri aldı ve biraz benim hakkımda konuştuk. "Sırada sana bir İblis koca bulma var!" Diyerek elini çırpıştırarak alkışladı. Bir anda yüzümün düştüğünü gören Ivy konuyu değiştirdi. "Ee artık nasıl Rinalia'ya gideceksin. Biliyorum hayalin ama sorumlulukların var." Hemen gülümseyip elimi Ivy'nin omuzuna koydum. "Ben oraya gideceğim Ivy. İster izin versinler İster vermesinler. Kararlıyım."
Bir anda Ivy bana baktı ve şunu dedi "Seth ile evlenmen güzel olmaz mıydı? Kendisi yakışıklı, akıllı, cana yakın, karizmatik ve yardımsever. Tam senin erkek halin. Aslında o senden büyük o yüzden sen onun kız halisin." Ivy'e kızgın bir bakış attım. "Kalsın, daha çok sen ona aşıkmışsın gibi geldi bana." Dedim ve kıkırdadım.

Hemen sonra Ivy'nin isteğiyle yemek yemeye çıktık. Daha doğrusu her hafta şatodan kaçardık biz. Bu günde kaçtık.
Bizim burada bir pazar vardı ama diyarın en temiz yerlerinden biriydi. Yani insanlarınkinden bile daha temizdi.
Bir elma kaptım ve deniz kenarına oturduk. Rinalia'yı izledim.

BÖLÜM SONU
+Sonraki bölümden ipucu
-Aaron'un annesi ona ne yapacak?