İyi okumalar lotuslarım 💋🧡🎀
🗝️
Jisung arkasından gelen erkek sesi ile yerinde kaskatı kesildi. Kalbi deli gibi atmaya başlamış ve boğazı kurumuştu, ne kadar yutkunsa da o acı izini bırakmıştı.
Korkunun soğuk eli omuzlarına çökerken, kim olduğunu bilmediği bu sesin sahibi hakkında düşünceler beyninde hızla dönmeye başlamıştı.
Arkasını dönüp bakmakla, kaçmak arasında tereddütte kalan Jisung, ne yapacağını bilemiyordu. Her geçen saniye, adeta bir yıl gibi hissettiriyor ve bu belirsizlik onu daha da çaresiz kılıyordu.
Tek yapabildiği, derin bir nefes alıp cesaretini toplamak ve karşılaşacağı duruma hazırlanmaktı.
Arkasına çok yavaş bir hareketle döndü ve kimseyi göremeyince içinde bir huzur hissetti. Ama biliyordu, ona seslenen birisi vardı ve karanlık bir dipsiz kuyunun içindeydi, işte o telaş ve heyecan yerini hâlâ koruyordu.
"Buraya yaklaş Jisung. Bana yardım etmen gerek."
Genç, bir kez daha duyduğu ses ile bayılacağını hissetti. Korku artık tüm bedenindeydi, hafif rüzgârın bile çarpması tüylerini diken diken ediyordu.
Tüm cesaretini topladı ve yosun tutmuş eski kuyuya minik adımlar ata ata yaklaştı. Kurumuş boğazını zorlukla yutkunarak ıslatıp ve bir soru yöneltti.
"B-benden ne istiyorsun, sana nasıl yardımcı olacağım?"
Kuyunun derinliklerinden gelen titrek bir ses, Jisung'un sorusuna yanıt verdi: "Ben, yıllar önce bu kuyuda mahsur kalan bir ruhum. Adım Minho. Burada sıkışıp kaldım ve bu lanetten kurtulmak için senin yardımına ihtiyacım var."
Jisung'un kalbi hızla atmaya başladı. Korku ve merak arasında gidip geliyordu. "Peki, ne yapmam gerekiyor?" diye sordu, sesi titreyerek.
Minho'nun sesi bir kez daha yankılandı: "Evinizin bir yerlerinde saklanmış olan eski bir anahtarı bulman ve onu bana getirmen gerekiyor. Ancak o zaman serbest kalabilirim."
Jisung derin bir nefes aldı. İçinde hala korku vardı, ama aynı zamanda Minho'ya yardım edebilme fikri onu cesaretlendirdi.
"Tamam," dedi kararlılıkla. "Sana yardım edeceğim... Ama anahtarı nasıl bulacağım?"
"Fısıltıları takip et Jisung. Onlar sana yardımcı olacaktır."
"Fısıltılar... Peki, ya ama nasıl? Onları nasıl duyacağım?"
Jisung sorduğu soru ile yalnızca rüzgârın masum sesini işitti, Minho hiç bir şekilde ona cevap vermedi.
"Minho? Nereye kayboldun?"
Ellerini merakla kuyuya yaslayıp kendini sarkıtmaya başladı, ama hâlâ o dipsiz kuyu sanki ucunda bir sonsuzluk varmış gibi kapkaranlıktı. Görünürde kimse yoktu.
Jisung içinden belki de gitmiştir diye düşünüp eve doğru adımladı. Fısıltıları nasıl duyacağını hâlâ bilmiyordu...
Jisung, eve doğru yürürken kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Kafasında Minho'nun sözleri yankılanıyordu: "Fısıltıları takip et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEY | MinSung
FanfictionJisung, gizemli bir şekilde ölen babasından miras kalan malikâneye taşındığında, kendini büyük bir bilinmezliğin ortasında bulur. Korkunç görünümlü malikâneyi keşfetmeye başladığında, bahçede eski bir kuyu gözüne çarpar. Kuyuya yaklaştığında, içerd...