3.BÖLÜM

429 21 1
                                        

Otele girdiğimizde Kemal abi yine önden gidiyordu. Elinde iki oda kartı ile birlikte yanımıza geldiğinde, " Sen nerede kalacaksın Kemal abi?" diye sordum.

" Ben arabada kalırım. Asansör şu tarafta." dedi eli ile asansörü göstererek.

" Abi kusura bakma ben unuttum valla. Sen kendine de bi oda ayarla, biz çıkarız." dedi, Barış.

" Olsun efendim. Ben mühim değilim."

" Lütfen Kemal abi. Biz çıkıyoruz bak. Sen odanı ayarla, eşyaları getirirsin." dedim.

" Peki, efendim." deyip, oda kartlarını uzattı. " 305 ve 306."

Odaya vardığımızda, çok yorgun olduğunu söylediği için Barış'ı yatak odasına doğru götürdüm. Yatağın önünde durduğumda, karşısına geçtim.

" Gece çok fazla kıpırdamamaya çalış. Dikkatli olman lazım. Birşey olursa ararsın beni."

" Arayamam."

" Tamam vereceğim numaramı."

" Ben telefona uzanıp, seni arayana kadar geberir giderim." Göz devirip, çalan kapıya doğru ilerledim.

Kemal abi çantaları, kenara bırakıp, kapıda durdu. " Kızım ben oda bulamadım, aşağıda olacağım. Birşey olursa Barış Bey de numaram var, ararsınız."

" Olmaz öyle şey. Sen geç benim odamda kal. Ben burada kalırım. Hem bunun sağı solu belli olmaz. Lütfen hayır deme."

" Ama kızım..."

" Kemal abi duydun doktor hanımı." diye seslendi içeriden. Bu adam o kadar kötü kalpli biri değildi sanki.

Cebimden oda kartını çıkarıp, Kemal abiye uzattım. " İyi geceler."

" İyi geceler, kızım."

Odaya tekrar döndüğümde, Barış sandalyeden kalmış ve yatağın ucunda oturuyordu. " Naptın sen?"

" Sen ne yaptın asıl? Benimle aynı odada kalmayı nasıl kabul ettin?"

" Adam bütün gece arabada mı uyusaydı? Hem aynı odada kalmayacağız, ben içeride yatacağım." deyip, yanına gidip, yarasına doğru eğildim. Tişörtünü sıyırıp yaraya baktım.

" Ahh. Acıyor." dedi, ellerini geriye atıp, yataktan destek alırken.

" Daha dokunmadım bile. Delirtme beni." dedim, alttan ona bakarken.

" Şu anda çok kötü bir pozisyondayız farkında mısınız?" demesi ile ayağa kalkmam bir oldu. Aklı her zamanki gibi başka yerdeydi.

" Ben neden evimde değilim ki. Ben neden geldim zaten buraya. Salaklık bende." dedim sinirle.

" Zorla getirmedim. Caner'e birşeyler uydurabilirdin. Anlayacağın sen kendin gelmek istedin. Kabullen artık."

" Sana laf anlatamayacağım. Uzatma artık, yat uyu. İyi geceler." dedim odadan çıkarken.

" Dur! Telefon numaranı ver. Belki seslenirim duymazsın." dedi. Sarayda yaşıyoruz sanki.

" Birşey soracağım." dedim, ona doğru döndüğümde. " İlk hangimizi arayacaksın?"

" Nasıl yani?" dedi, anlam veremeyerek. Salağa yatıyordu resmen.

" Burçin'in de numarasını aldın ya. İlk diyorum kimi arayacaksın."

" Burcu'yu mu diyorsun?" dedi kaşlarını kaldırıp.

" Seni az da olsa tanıyorum. Sen kendinden büyük insanlarla olacak bir insan değilsin. Bence bunu yapma kendine ama tabi yinede sen bilirsin ben karışamam." dediğimde, kahkaha atmaya başladı.

" Bence yaşın bir önemi yok." dedi, kahkahasına devam ederken.

" Kırışıklık kremi falan alırsın doğum gününde." dedim alaylı bir şekilde.

" Oha sende abart. En fazla beş altı yaş büyüktü."

" Neyse ne. Yaşın önemi de yoksa eğer ararsın onu."

" Numarasını aldığımı nereden çıkardın?" dedi kaşları çatılırken. Bildiğin salağa yatıyordu.

" Yeme beni Barış."

" Sen beni mi kıskanıyorsun?" diye sordu. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu.

" Sen kimsin de ben seni kıskanacağım?"

" Kendine sor bence bunu. Ben kimim de sen benim hayatımı kurtardın?" Kurtarmaz olaydım. Yine konuyu aynı yere getiriyordu.

" Ben doktorum Barış. Sen kimsen kimsin banane. Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı."

" Oradaki tek doktor sen miydin? Koskoca stadda senden başka doktor eminim ki vardır. Ama beni kurtarmaya gelen tek bir kişi vardı. O da sendin. Caner'i bahane etme bana. Sonuçta hayatın tehlikedeydi." Belki başka bir doktor bunu yapmazdı, belki de haklı olabilirdi.

" Benim yerimde kim olsa aynısını yapmazdı belki ama ben senin yerinde başkası olsa yapardım." dediğimde gülmeye başladı. Beni ciddiye almıyordu. Ona göre ben sadece onun için yapardım bunu.

" Hep bir bahanen var yani." demesi ile iyice sinirlenmiştim. Hâlâ inanmak istemiyordu.

Yatağın kenarına, Barış'ın hemen yakınına oturup ellerimi ensesine çıkardım. Biraz oyun oynasam fena olmazdı. Yüzümü yüzüne iyice yaklaştırdım ve fısıldayarak, " Senden çok hoşlanıyorum Barış Alper Yılmaz." dedim. Şaşkınlıkla bakıyordu bana.

" Biliyorum." dedi sırıtarak. Aramızdaki ufak mesafeyi kapatacağım sırada, " Adını söylemedin." dedi.

" Önemi var mı?" diye sordum. Gerçekten onun için önemli miydi benim adım?

" Bilmek istiyorum." dedi kısık bir sesle.

" Begüm." dedim fısıltı ile.

" Begüm..." dedi, gözleri dudaklarıma kayarken.

Biraz daha yaklaştım ve neredeyse aramızda milim kaldığında, " Sana karşı birşeyler hissediyor olsam şimdiye kadar beklemezdim." dedim ve hızla ayağa kalktım.

Alt dudağını ağzının içine yuvarlayıp, gözlerini sinirle kapattı. Başını iki yana sallayıp sırıtmaya başladı.

" İyi geceler Barış Alper Yılmaz."



53 numaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin