《-Çocukluğundan beri beraber olan iki arkadaşın, bir kaza sonucu en sevdikleri fantastik romanın içinde hayatta kalma mücadeleleri...》
Bu düşlerinde gölgesi olmayanların kendi krallığını kurma hikayesi.
***
( Reenkarnasyon Serisi )
~Kurgu ve kitap t...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"En büyük acı, başkaları ile paylaşmaya cesaret edemediğin acıdır."
19.Bölüm
..📖..
Ellerim stresten terlerken gergince ayağımla yere daire çizmeye devam ediyordum. Gözlerim kaçamak bir şekilde gözüme çok büyük gelen okul bahçesinde geziniyor ardından endişeyle arabadan inen annemin ne zaman yanıma geleceğini düşünüyordum. Sonunda annem arabadan uzaklaşarak bana doğru yaklaşmaya başladı.
Yanıma geldiğinde anneannemden miras aldığı genler sayesinde insanın baktıkça bakası gelen kızıl saçlarını omuzlarından arkaya doğru ittirdi. Elini kafama koyarak aynı renk kızıl saçlarımı yavaşça dağıttı.
Hafifçe eğilerek benimle göz teması kurdu. "Nasıl hissediyorsun minik kuşum heyecanlı mısın.?" Dediğinde yüzümde acı çeker gibi bir ifayla anneme baktım.
Annem yüzümdeki ifadeyi görünce gülüp beni ciddiye almadığını fazlaca belli ederek elimi tuttu. " Hadi ama tatlım, okulun ilk günleri her zaman biraz gericidir. Ben senin bu günün üstesinden geleceğine inanıyorum."
İlkokulun ilk günü benim için fazlasıyla endişe vericiydi. Üstelik Nilvera'yla aynı sınıfta değildik. Nerdeyse evden çıktımızdan beri anneme gitmemek için yalvarıyordum ama annem her zamanki sabit ve kararlı ifadesiyle bana çok sevimli bir tavşanmışım muamelesi yaparak kafamı okşayıp duruyordu.
Okulun içinde dolaşıyor sınıfımıza kadar anneme yapışık gidiyordum nerdeyse. Annem bu halime hem üzülüyor hemde gülmemek için zor duruyordu.
Sınıfa geldiğimizde annem öğretmenimle konuşurken bende çekingen bir ifadeyle etrafa baktığımda herkesin bana baktığı gördüm. Koca sınıftaki tek kızıl saçlı bendim.
İki üç kişinin benim hakkımda çok güzel olduğumla ilgili konuştuğunu duyunca utanarak biraz daha annemin arkasına saklandım.
Gözlerim sınıftaki tek boş sırada gezindi. Orası benim yerimdi. Annem beni o tarafa doğru yönlendirdi sıraya yaklaşınca onunla göz göze geldim.
Diğer herkesin aksine sıra arkadaşımın bana bakışları öylesine garip ve iğneleyiciyi ki. O zamanki küçük ben bu bakışlardan rahatsız olsa bile ne anlama geldiğini anlayamayacak kadar tecrübesizdi.
Ama şimdiki ben çok iyi biliyordum ki o bakışlar bende asla geçmeyecek travmaların temelini atmaya başlayan ilk tuğlaydı.
***
Yavaşça gözlerimi kırpıştırarak araladım. Etrafı bulanık görmeye başladığımda gözlerim netleşsene kadar nefes alış verişimi dinledim. Kafamı hafifçe yattığım sedyeden kaldırarak odada biri var mı diye kontrol etmeye çalıştım.