《-Çocukluğundan beri beraber olan iki arkadaşın, bir kaza sonucu en sevdikleri fantastik romanın içinde hayatta kalma mücadeleleri...》
Bu düşlerinde gölgesi olmayanların kendi krallığını kurma hikayesi.
***
( Reenkarnasyon Serisi )
~Kurgu ve kitap t...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lütfen bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
30.Bölüm
...📖...
Yağmurdan büyük beklentilerim vardı ama beni yarı yolda bırakarak yağmayı kesmişti.
Tam ağlamaya hazırlanmış, içimi boşaltacakken yağmur bir iki damla vermiş, sonra durmuştu. Benim gökyüzündeki bulutlara attığım "hainsin, kalleş" bakışlarımdan Glen daha çok etkilenmiş gibiydi. Dudaklarını birbirine bastırarak yere bakıyordu; gülmesi an meselesiydi.
Gözlerimi gökyüzünde gezdirmeye devam ettim. Az önce yaşanan duygusal andan dolayı utandığımdan mıdır nedir, asla Glen'e doğru bakamıyordum.
Glen ise daha ne kadar onu görmezden geleceğimi düşünüyor, çok ilginç bir türmüşüm gibi ilgiyle beni inceliyor ve analiz ediyordu.
Hafifçe öksürerek sokağın iki ucuna göz gezdirdim ve, "Anmayayım diyorum ama sanki bizimkiler bir yerde ölmüş gibi hissettim," Glen kendini tutamayarak gülmeye başladı.
"Aynısını ben söyleyecektim. Bu kadar uzun süre gelmemeleri biraz endişe verici. Belki de ayrılıp bir kontrol etmeliyiz," diye ekledi. Yani Isaac alt tarafı bir krem almaya gitmişti; bu saatte kadar bir krem bulamamış mıydı?
Söylemeyeyim diyorum ama beni en çok Lenora endişelendiriyordu. Allah'ım, başına bir şey gelmemiştir, değil mi?
Onun için zaman kazanıyordum ama bu kadar uzun süre gelmemesi endişe vericiydi. Özellikle de yanından bir saniye bile ayrılmaya gelmediği için gözlerimin önünde köle tacirlerinin eline düşmüş, can çekişen bir âdet Lenora canlanınca kafamı hızla iki yana sallayarak görüntüyü yok etmeye çalıştım.
Dizlerimdeki yaralar hafif sızlasa bile yürüyemeyeceğim kadar büyük bir şey olmadığından yerimden kalkıp Glen'e doğru döndüm. "İlk önce Isaac'a bakalım; belki Lenora'nın işi hâlâ bitmemiştir." Mesela zehir araştırmak gibi masumane işler.
Bana ayak uydurarak Lenora'nın ne işi olduğunu sorgulamayan Glen, sakince Isaac'ın gittiği tarafa doğru ilerlemeye başladı. Bu sefer de ben ona ayak uydurarak sessizce peşinden ilerledim. Isaac, yarama süreceği kremi nerede bulacağını iyi biliyor gibi kendinden emin adımlarla ilerlemişti. Sonuçta Variesta sokaklarına benden daha hâkimdi.
Yürüdüğümüz bu sokaklardan anladığım kadarıyla Variesta'nın merkezinden uzaklaşmıştık. Merkez şehir Kalive'ye göre bu sokaklar daha tenha ve eskiydi. Festival alanından ne kadar uzaklaştığımızı merak ediyordum.
Glen de tıpkı Isaac gibi etrafı iyi biliyordu. Çok fazla ilerlemeden köşedeki dükkanlardan birinin, önünde küçük çiçekler ve farklı çeşitlerde bitkilerle dolu olanına doğru ilerledi. Gözlerim sorgular gibi Glen'e döndüğünde, Glen de camdan içeriye bakıyor, Isaac'ı görmeye çalışıyordu.