1. Bölüm

98 15 16
                                    

Mezarlıktan dönerken, daha başka ne kayıplar verecegini düşünmeye başladı. 2 sene önce kardeşini ebediyete ugurlamıştı. Kardeşinin ölümünden 6 ay sonra babasını iş kazasında kaybetmişti. Şimdi de annesi ölmüştü. Kardeşinin ve babasının ölümüne dayanamayarak kanser olmuştu. Son 1 aydır durumu cok kritikti ve doktorlar yaşamasının büyük bir mucize olacagını söylüyorlardı. Annesinden pek umut yoktu. Zaten 2 haftaya kalmadan vefat etmişti.

Yagan yagmurla çamurlaşan toprak, ayagını kaydırdı Aden'in.

"Yardım edeyim mi yavrum?" diye yanına yaklaştı birisi. Aden, sese dogru dönüp baktıgında, elinde orkide buketi bulunan beyaz saçlı ve yaşlı bir amcayı gördü. Elleriyle yerden destek alarak,

"Hayır, teşekkür ederim. Ben kendim kalkarım." dedi. Elleri çamur olmuştu ve ellerinin ıslak kalmasına takıntılı oldugu icin öyle duramazdı. Parmak uçlarıyla ceplerine baktı; ama peçete bulamadı. Mecburen üstündeki siyah pantolonuna sildi. Amca elini cebine atıp,

"Pantolonuna silme kızım. Bunu kullan." diyerek, mavi beyazlı bir mendil uzattı Aden'e. Aden ilk önce mendile, ardından amcaya baktı ve uzattıgı mendili aldı.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Ne işin var burada? Ziyarete mi geldin?"

"Evet."

"Bu kadar kısa cevap vermenden anlaşıldıgı gibi üzgünsün."

"Evet."

"Ve içine kapanık."

"Evet..."

"Üzülme."

"Peki." dedi Aden. Amcayla arasında geçen bu diyalogdan rahatsız olmaya başladı. Aklına, amcanın verdigi mendil geldi ve mendile ellerini silmeye devam etti. Aden ellerini silerken, amca onun ellerine bakıyordu. Bu amcanın ona ne yapabilecegini düşündü Aden; ama hiçbir şey bulamadı. Birkaç dakika sonra da amcanın zararsız oldugunu kabullendi.

"Sen ne için buradasın amca?"

"10 sene önce eşimi kaybettim ben. Onun ziyaretine geldim."

"Yaa. Üzüldüm... Çok mu seviyordun onu?"

"Nasıl anlatsam? Bulut olmadan yagmur olmaz ya hani, biz de onun gibiydik. O olmadan ben olmuyordum, ben olmadan o olmuyordu; ama insan her şeye alışıyor evladım. Bak, 10 sene geçti. Ona 'Sen olmadan ben olmam Muazzez.' diyordum, ama buradayım. 10 senedir buradayım."

"O olmadan da oluyormuşsun demek ki."

"Evet. Aynen öyle kızım."

"Orkideler ona mı?"

"Evet. Ona orkide alarak evlenme teklifi etmiştim. Dügünümüzde elindeki çiçek orkideydi ve ona şimdi yeniden orkide aldım."

"Ne güzel bir aşk. Neyse. Ben artık gideyim amca."

"Peki kızım, nasıl istersen."

"Buyur, mendilin amca." diyerek çamurlu mendili uzattı Aden.

"Hayır istemiyorum. Benden bir hatıra olarak sende kalsın."

"Çok teşekkür ederim o zaman. İyi günler."

"İyi günler kızım."

Aden mendili pantolonunun cebine sıkıştırarak mezarlıktan çıktı. Eve dogru yürürken, bu hayatta nasıl kalabilecegini düşünmeye başladı. Ailesi ölmüştü ve artık kimsesizdi. Kimsesiz ve yapayalnız. Annesi, bir sürü borcu Aden'in üstüne bırakıp gitmişti bu dünyadan. Üstündeki yük, yaşından fazlaydı ve bunu nasıl kaldırabilecegini düşünüyordu Aden. Aklına evdeki tüm eşyalarını satıp yurt dışına çıkmak geldi. Eger bu şehirde kalırsa, İstanbul onu bir hayli yıpratacaktı. Çünkü gittigi her yerde ailesiyle yaşadıgı anılar tazelenecekti. Bunu kaldıramazdı. Güçlü bir kızdı; ama her şey üst üste gelmişti ve artık o gücünü kaybetmişti. Tekrar kendine gelmesi, kendini toparlaması lazımdı. Bu yüzden hiç zorlanmadan kararını vermişti. Evdeki eşyalarını satıp yurt dışına çıkacaktı. Heyecanlanıp adımlarını hızlandırırken, aynı zamanda yagmur da hızlanmaya başladı. Koşmaya başladı. Kapşonlusunun fermuarını iyice çekti ve şapkasını kafasına geçirsi. Koşarken aklına, mezarlıktaki amcanın söyledikleri geldi. 'Bulut olmadan yagmur olmaz ya hani, biz de onun gibiydik.' Ne aşktı ama... Keşke bir gün o da, amca ve eşi gibi bir aşk yaşayabilseydi. Hatta dogru bir eş bulursa, şu zamana kadar hiç düşünmedigi evlilik müessesine bile girebilirdi; ama öncelikle maddi durumunu ve kendisini toparlaması lazımdı. Bunları düşünürken eve varmıştı bile. Islak ve kaygan merdivenleri çıkıp apartmanın kapısını açtı ve binaya girdi. Binanın içi her zamanki gibi yemek kokuyordu. Girişteki dairede oturan Cansu ablanın mutfagından geliyordu bu koku. Aden derin bir nefes alıp, hangi yemek oldugunu tahmin etmeye çalıştı; ama anlayamadı. Degişik bir kokuydu. Merak etti ve Cansu ablanın ziline bastı.

ADENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin