"Ta kendisi" diyerek yanıtladı doktoru. "Benim kızım sizin büyük hayranınız"
Hande ne olduğunu anlamadı afalladı nerenin ünlüsüydü bu adam? Oyuncu falan mıydı?
"Barış Alper Yılmaz mı " diye sordu çekingen tavırla
"Barış Alper, Galatasarayın futbolcusu.Kızıma video çekebilir misiniz " dedi gülerek doktor.
Hande buz kesti kimin arabasına binmişti böyle. Böyle şeyler hep onu mu bulurdu? Ama garipsemiyodu da ortalık futbolcu doluydu biri denk gelmiş o da insan iste diye normalize etti kafasında.
Hatta bi anlık içinden bende galatasaraylıyım diye geçirdi tatlı bi hevesle. Sonra Barış'ın
"tabi ki seve seve ama önce iğne işini halletsek"demesiyle kendine geldi."
İğne falan yok ben iyiyim psikolojim bozuldu ondan böyle oldu travma geçirdim yan etki etti gerek yok iğneye " diye çocukça açıkladı kendini.
"sen iğneden mi korkuyosun yoksa" dedi Barış gülerek. Çok komik ve tatlıydı bu halleri.
"Saçmalama ne alakası var ben şimdi boşu boşuna kimyasal almayayım vücuduma diye şey ettim"
"Ney ettin" Hande mal gibi kaldı kötü kötü baktı Barış'a ne kadar güzel gözleri vardı bal gibiydi böyle baktıkça içinde kaybolmak gibiydi.
"sanane arkadaşım benim bedenim değil mi istemiyorum iğne falan allah allah ya" diye mızmızlandı. Doktorla Barış birbirlerine bakarak anlaştılar.
Hande de ikisine bakarak ne olduğunu,neden bakıştıklarını anlamaya çalışırken birden Barış, Hande'yi hareket edemeyeceği ve incitmeyeceği şekilde tuttu. İki kolunu kavrayıp arkasına getirdi ve kendini ona yasladı. Hande çırpınmaya başladı
"Bana bak Barış alper misin nesin hemen bırak beni öldürürüm seni " Diye çocukça feryat etti. Barış onu tutmaya çalışırken çok yakınlardı.
Ne kadar güzel bi kokusu vardı portakal çiçeğiydi sanki "bitti" dedi doktor. Hande kendini kurtardı.Bitmese kendini kaybederdi muhtemelen.
"Bitti mi şimdi,bu kadar mıydı" diye sordu Hande şaşkınlıkla
"bitti tabi hiç mi iğne vurulmadın sanki" dedi Barış.Hande'nin yüzü düştü. Yüzü düşünce de ne kadar güzeldi. Yanlış bir şey söylediğini düşünerek konuyu dağıtmak için
"ben videoyu çekeyim isterseniz"dedi Barış.
Hande de videoyu çekerken Barış'ı izliyordu.Bir anlığına düşündü Barış ne kadar sempatik ve sabırlıydı sabahtan beri çocuğun anasına sövmediği kalmıştı ama o sabırla sessiz kaldı ve tepki göstermedi beyefendiliğini korudu.
Bir de kendini düşündü ve utandı sabahtan beri bağırıyor agresif agresif konuşuyordu şansına da bu kişi ünlü bi futbolcuydu. Sonra çocuklarıma anlatacak malzeme çıktı diye güldürdü kendini içinden.
Daldı birden ama haklıydı 2 yıldır girmek için uğruna türlü türlü yerlerde stajlar yaptığı ,2 dil öğrendiği ,tezler yazdığı kısaca kendini yırttığı şirket sonunda onu fark etmiş ve kendini kanıtlaması için bi şans vermişti.
Hayatının en önemli çıkışı olacaktı her şey değişecekti ama gel gör ki futbolcunun teki çarptığı için şansını kaybetmişti. Tabi ki tepki gösterecekti, bağırıp çingenelik edecekti.Hande bunları düşünürken Barış çoktan ücreti de ödemişti. Doktor gitmişti baş başa kalmışlardı.
Hande kendi kendine kalkacaktı ki Barış beline sarıldı ve destek verdi.
"Bak kaç oldu hala akıllanmadın yine tek başına hareket ediyosun" dedi Barış çocuk azarlarmışçasına.
"ben kendi başımın çaresine bakabilirim çantam arabada kalmış bana bir taksi çağırır mısın?"
Dedi Hande Barış''ın gözlerinin içine bakarak. O an Barış durdu Hande'nin yüzünü inceledi. Çok yakınlardı. Sonra kendine gelerek
"Ne taksisi seni ben bırakıcam unuttun mu benim yüzümden oldu" dedi imalı imalı Barış.
"unutmak ne mümkün hayatımın en büyük travması olarak yer edindin bile" diye ekledi Hande.
Hande Barış'a tutuna tutuna arabaya doğru yürüdüler Barış Hande'yi bindirdi emniyet kemerini taktı sonra da kendi bindi. Arabada giderken Hande'ye çekine çekine sordu
"benim yüzümden kaybettiğin şey ne" Hande bu soruyu bekliyormuş gibi sitemle anlatmaya başladı.
"Mezun olduktan sonra türlü yerlerde stajlar
yaptım,2 dil öğrendim, iğrenç insnalarla muhattap oldum,koşuşturdum. Neden? Bu şirket beni kadrosuna dahil etsin diye istediğim standartlarda çalışacaktım adım duyulacaktı belki o kadar sene okuduğuma değecekti.Mimarlık kolay mı sanıyosun ne çileler çektim bitirene kadar haberin var mı" diye kızdı Barış'a.Barış sustu. Onu azarlaması hoşuna gitmişti. Kıza üzüldü ne yapabilirdi acaba diye düşündü istese çok daha iyi yerlerde çalışması için refereans bulabilirdi onun için çok basitti aslında.
5dk sonra eczanenin önünde durdular.
"ilaçlarını almamız lazım ben alıp geliyorum bekle olur mu" dedi Barış.
" Sence kaçabilecek durumda mıyım" diye ekledi Hande.
Güldüler. Hande gülünce ne kadar güzeldi gözleri kısılıyor,gamzeleri çıkıyordu peri kızı gibiydi. Barış kendini durdurup arabadan inip eczaneye girdi.
Barış eczanede sıra beklerken Salih'in aradığını gördü aklından tamamen çıkmıştı haberler Hande sağolsun aklını başından almıştı. Geri aradı
"sen nerdesin neden gelmedin hala? Kadın ben röportaj falan vermem diyo reklamı kesilirmiş"
"Ne! Napıcaz lan o zaman"
"Sana sahte bi sevgili bulmamız lazım açıklama yapacak gerçekçi olacak ancak öyle çözülür bu mesele"
"Ne diyosun Salih nerden bulalım kızı"
"kardesim tek çare bu baska yol olsa yapardık zaten ben ayarlamaya çalışıcam" dedi Salih.
O an Barış duraksadı bu sahte sevgili Hande olsa nolurdu? O an bu fikir aşırı aklına yattı büyük bi heves ve özgüvenle
" Salih sen kimseyi ayarlama ben halledicem bana bırak sen"diyip kapattı.
Kremleri alıp arabaya geçti.
"Geciktim kusura bakma sıra vardı" anlayışla gülümsedi Hande.
"Al bunlar kremlerin"
Hande heyecanla poşeti karıştırmaya başladı Barış da güldü bu sevimli haline.Yolda giderken Hande birden "
çok abarttım özür dilerim,sende isteyerek yapmadın isteyerek çarpamazsın zaten bunu o an düşünmek benim için imkansızdı kusura bakma. Dedi sakin bi sestonuyla. Barış şaşırmıştı Hande'nin anlayışlı olmasına.Tamam tanıyalı kaç saat olmuştu şurda ki tanımak denirse. Ama yine de bu anlayışlı hali ona çok çekici gelmişti "Şu an bile çok şaşkınım tanımadığım bi adamın arabasında nereye gideceğimi bilmeden oturuyorum ve ona muhtacım yoksa yürüyemem normal şartlarda 1000 tane senin beni öldüreceğin senaryo kurmuştum kafamda üstelik bu adam ünlü biri".
Barış eczanedeyken düşünmüştü tüm bunları. Normal herhangi biri olsa ambulans çağırır başının çaresine bak derdi. Ama Barış sabahtan beri Hande'nin tabiri caizse nazını çekiyordu. Hande Barış'ın merhametini takdir etti.
"Düşünme bunları artık olan oldu. Sana da hak veriyorum korkman,bağırman,tepki göstermen çok normal. Ama zamanı geri alamayacağımıza göre yeni seçeneklere odaklanalım."
Olabildiğince uzun yazmaya çalışıyorum yorum atmayı unutmayın lütfen fikirleriniz çok çok önemli💖💖
YOU ARE READING
Çarpışma/Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Geldin tuttun ellerimi,öylece durdun yanımda."